KESK 2014 Yılından sonra Sendikal hak ve özgürlüklerine, hak kayıpların yönelik hazırlanan raporu açıkladı.
KESK 2014 Yılından sonra Sendikal hak ve özgürlüklerine, hak kayıpların yönelik hazırlanan raporu açıklayan KESK Eş Genel Başkanı Bozgeyik, “iktidarın, tek tip sendika ve tek tip sendikacı yaratmak istediği bu koşullarda, hak ve özgürlükler mücadelesi yürüten KESK, her şeye rağmen demokrasi ve emek mücadelesini bedeli ne olursa olsun sürdürmekte kararlıdır” dedi.
2014-2019 yılları arası yaşanan sendikal alandaki hak ihlallerine ilişkin KESK, sendika genel merkezinde basın açıklaması gerçekleştirildi.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik tarafından yapılan açıklamada sendikal haklar deyince en başta çalışma hakkının geldiğini belirterek şunları ifade etti;
“Çalışma hakkı; her insanın insan onuruna yakışır bir hayat idame ettirebileceği iş ve gelire sahip olma hakkını ifade eder. Ancak biliniyor ki, AKP hükümeti OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisinin çalışma hakkını herhangi bir yargısal süreç iletmeden, savunma almadan ve somut belge bilgiye dayanmadan ellerinden almış ve ihraç etmiştir. Böylesi temel bir hakkın anayasaya, mevcut yasalara dahi aykırı şekilde ortadan kaldırıldığı bir ortamda diğer hak ve özgürlüklerin ihlaline dair söyleyeceklerimiz belki de tali kalacaktır.”
Son üç yılda Konfederasyonlarına bağlı sendikalarda üyelerinden 4283’ü OHAL KHK’leriyle ve 487’si Yüksek Disiplin Kurulları kararlarıyla olmak üzere 4770 KESK’linin çalışma hakkı gasp edilerek ihraç edildiğine dikkat çeken Bozgeyik “OHAL Komisyonu kararıyla 358 arkadaşımız görevlerine iade edilirken 1023’ünün başvurusu ret edilmiştir” dedi.
“İKTİDAR GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASINDAN VAZGEÇMELİDİR”
Bozgeyik, “OHAL uygulamalarından biri de kadrolaşmanın aracı olarak kullanılan güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırmaları olmuştur” diyerek şunları belirtti;
“Anayasa Mahkemesi, 29 Kasım 2019 tarihinde açıklanan kararıyla anayasaya aykırı olduğu bir kez daha ilan edilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bu kez yasal düzenleme haline getirilmeye çalışılmıştır. Bildiğiniz üzere yandaş Konfederasyonlar hariç Konfederasyonumuz ve diğer tüm emek örgütlerinin, demokrasi güçlerinin yoğun tepkisi üzerine teklif geri çekilmiştir. İktidarı böylesi girişimlerden vazgeçmeye, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması nedeniyle yaşanan mağduriyetleri giderecek adımlar atmaya çağırıyoruz.”
“90’LI YILLARIN UYGULAMALARINA ŞAHİT OLUYORUZ”
Kayyum atamalarına ilişkinde değerlendirme yapan Bozgeyik, “üyelerimizi ve genel olarak da kamu emekçilerini doğrudan etkilemekte, şimdiye kadar 50 dolayında TÜM BEL-SEN üyesi açığa alınmıştır” diyerek şunlara dikkat çekti;
“OHAL sürecinde ve sonrasında kamu hizmetlerinin piyasaya açılması politikaları hız kazanmış, güvencesiz, sözleşmeli ve taşeron çalıştırma daha da yaygınlaştırılmış, kayıt dışılık ve kuralsızlaştırma artmış, işyerlerinde mobing ve iş kazaları/işçi cinayetleri yoğunlaşmış, 90’lı yılların uygulamalarından olan sürgünlerin bir kez daha bir baskı ve yıldırma yöntemi olarak kullanıldığına şahit oluyoruz. Bir yandan Anayasada, uluslararası sözleşmelerde tarif edilen temel hak ve özgürlükler bir yandan ise uygulamada bu hakların kullanımını ortadan kaldıran polis devleti uygulamaları ile karşı karşıyayız.”
Bozgeyik, son olarak “iktidarın, tek tip sendika ve tek tip sendikacı yaratmak istediği bu koşullarda, hak ve özgürlükler mücadelesi yürüten KESK, her şeye rağmen demokrasi ve emek mücadelesini bedeli ne olursa olsun sürdürmekte kararlıyız” dedi.