Adana’da 25 Nisan çarşamba akşamı Akustik Kültür’de, Mersin’de 29 Nisan pazar akşamı Kültürhane’de şiirli şarkılı türkülü etkinlikler var.
Çiğdem akbaba, Mücahit Göker, Serdar Keskin ve Aynur Uluç sahnede olacaklar... Müziğin ve şiirlerin birbiriyle kesiştiği yerde farklı dillerden şarkılar türküler şiirlerle karışacak.
Finalde aynı zamanda sitemiz yazarlarından olan yazar-şair Aynur Uluç kitaplarını imzalayarak okurlarıyla buluşacak… Mersin, Adana ve o illerin yakınındaki arkadaşları o akşamlar etkinliğimize ve kitap imzasına bekliyoruz. Sosyal medyadaki arkadaşları da canlı yayın için ekran başına, diyen Aynur Uluç çoğalmanın kendilerini ne kadar heyecanlandırdığını anlattı bize… Şiirin ve müziğin bir çoğalma biçimi olduğunu söyledi.
"İçimizden geçen her türlü duyguyu şiirler ve şarkılar aynı yerden hissetmemizi sağlar. Ve duyarlı insanlarla birlikte gülmek, ağlamak, heyecanlanmak yakınlaştırır bizi. Ve her şeyin naylondan olduğu günümüzde böyle yakınlaşmalara çok ihtiyaç var, dedi. Yalnız olmadığımızı bilmeye hepimizin ihtiyacı var çünkü. Ruhlarımızı şif alamaya… Bu hız çağında kaybolup gitmeden kendimizi bulmak için birbirimize tutunmaya ihtiyaç var çok. Hele de dillerin birbirine karıştığı bir ortama daha da çok. O akşamlarda repertuvarımız çok farklı dillerden olacak. Söylenecek şarkıların içinde Türkçe, Kürtçe, Gürcüce, Ermenice, Zazaca, Arapça ve Lazca var. Benim için de bu dillerin içine şiir akıtmak çok özel bir duygu… Mekânların içinde çoğalan hayatların sesini duyacak ve içimizden taşanı sesimizle yansıtacağız" diyen Aynur Uluç şöyle devam etti:
Bu etkinliklerin bir diğer yanı da Mersin’de etkinlik yapacağımız mekân olan Kütüphane’nin yapısı. Kültürhane’yi size anlatmak için eminim çok sözcüğüm olacak döndüğümde. O güzel insanlarla tanışmak için sabırsızlanıyorum. “Aslolan hayatın kendisidir” düşüncesinin canlı örneği olan mekân sahiplerini sevgiyle kucaklıyorum. Çok dilli şarkılarımızı o çatı altında düşürmek ve kitaplarımı imzalamak benim için heyecan verici bir şey. Şimdi Mersin’de etkinlik yapacağımız mekân hakkında sizi bilgilendirmek için, açıldığı tarihlerde Evrensel Gazetesi’nde yer alan haberden şu bölümü paylaşmak isterim" dedi.
Uluç şunları dile getirdi:
“Mersin üniversitesinde barış bildirisine imza attıkları gerekçesiyle kanun hükmündeki kararname (KHK) ile ihraç edilen 3 akademisyen ve 1 aktivite, kütüphane ve kafe olarak hizmet veren 'kültürhane'yi açmışlardı. KHK ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyenler iktisadi ve idari bilimler fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ayşegül Yılgör, Doç. Dr. ulaş Bayraktarve iletişim fakültesinde görevli uzman galip deniz Altınay ile aktivist Nalan Turgutlu Bilgin, kütüphane kurma fikri ile bir araya geldiler ve ihraç edildikten sonra meslek yaşamlarına yurtdışında devam eden akademisyenlerin kitaplarını toplayan Prof. Dr. Ayşegül Yılgör ile arkadaşları 'Kültürhane' adı altında kütüphane ile kahveyi buluşturdu.
Dünyadaki en yaygın tasnif sistemi olan, Amerikan kongre kütüphanesinin tasnif sistemine göre sıralanan binlerce kitabın yer aldığı Kültürhane'de, çay kahve servisini de akademisyenler yapıyor. Kimi zaman içecek servisi yapan Prof. Dr. Yılgör, Doç. Dr. bayraktar ve uzman Altınay, kimi zaman da kütüphane kısmına geçerek öğrencilerle bilimsel çalışmalarını sürdürüyor. Öğrencileri ile buluşup bilimsel çalışmalar üretmeyi sürdüren Prof. Dr. Ayşegül Yılgör, kafede yaptığı limonata ile de ün kazandı. menüde 'profesörün limonatası' olarak yer alan limonatayı yapan Yılgör, kütüphanede eğitim, kafe kısmında ise müşterilere çay veriyor.
Bir profesörü servis yaparken görünce insanların şaşırdıklarını belirten Prof. Dr. Yılgör Kültürhane’yi şöyle anlattı: "Hatta kimi zaman sipariş almak istediğimde 'hocam estağfurullah' diyorlar. Böyle bir tepki oluyor ama önemli olan bir şeyleri birlikte üretmek. Bu kimi zaman bir ders olur kimi zaman limonata. Bilim insanı için mekân önemli değil. Kütüphane kısmında yüksek lisans doktora öğrencilerimizle çalışma yapıyor, tezlerine fiili danışmanlık yapıyoruz. Söyleşiler, imza günleri, atölye çalışmaları yapacağız. Kültürel, akademik ve bilimsel faaliyetlerimizi, resmi olarak üniversitenin kapıları kapatılmışsa gayri resmi olarak kentin içinde yapacağız. Kentin dört bir yanında akademik faaliyete devam edeceğiz. Üniversite kente yayılacak. Kültürhane de bu duraklardan birisi"
Ayrıca Mersin öncesinde Adana’da da aynı ekiple bir program yapacağız, diyerek sözlerine devam eden Aynur Uluç şunları söyledi: “Adana’da etkinlik yapacağımız mekân olan “Akustik Kültür” ise aynı ismi gibi ahenkli bir yer. Rutin bir şekilde belli periyotlarla şiire kucak açan şiirseverleri ve sanatseverleri çeşitli biçimlerde buluşturan bir yer. 25 Nisan çarşamba akşamı bizleri konuk edecekler.
Akustik Kültür, Adana’da alternatif işler yapan bir mekân. insanların rahatça kendi olarak gidebildiği bir ortak alan. İşleyiş olarak yarı-kolektif bir yapı yani küçük bir ekip birlikte üretim ve çalışma yapıyor. Şu ana kadar birçok atölye, konser, söyleşi, film gösterimleri, masal günleri, şiir günleri, çocuklara yoga, , masal gibi etkinlikler üretmişler ve halen benzer devam çalışmalara ediyorlar. Mutfağı sadece vegan ve vejetaryen ürün çıkarıyor. İnsanların birbirini dinlediği duyduğu ve çoğalma alanlarını birbirine anlattığı, söyleştiği bir kültürü önemsiyor.
Yine elim kolum güzelliklerle dolu döneceğim bir yolculuğa çıkacağım belli ki. Kitaplarımı, ayraçlarımı boyuyorum hummalı bir çalışma ile hazırlık olarak etkinlikte paylaşacağımız şiirlere çalışıyorum. Programdaki müzikler kalbimi çarptırıyor şimdiden… Yola çıkmak için gün sayıyorum desem yeridir.Adana, Mersin ve bu illerin civarındaki tüm dostları bu dolu dolu geçecek etkinliklere bekliyoruz."