İSTANBUL - Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs tutsakların davası öncesinde yaptığı açıklamada, 1 Mayıs tutsaklarını alarak, içeride ve dışarıda direnişlerini sürdüreceklerini vurguladı.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs tutsaklarının görülecek ilk duruşması öncesinde Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. İstanbul Adliyesi 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmada 52’si tutuklu olmak üzere toplamda 82 kişi yargılanıyor.
Açıklamaya çok sayıda siyasi parti, kurum, kuruluş, sendika temsilcisi katıldı. “1 Mayıs’a, Taksim’e tutsaklara özgürlük” pankartının açıldığı açıklamada, “Tutsaklar çıkacak Taksim 1 Mayıs’a açılacak”, “İşçiler, öğrenciler hapiste”, “Özgürlüğümüzü, Taksim’i, arkadaşlarımızı alacağız”, “1 Mayıs tutsaklarına özgürlük” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Her yer 1 Mayıs her yer Taksim”, “Direne direne kazanacağız”, “1 Mayıs'a, Taksim'e, tutsaklara özgürlük” sloganları atıldı.
Kitle adına konuşan Mehmet Çalasın, 1 Mayıs sonrasındaki süreçte de çeşitli eylemler yapmaya devam ettiklerini belirterek, “Sokak hayvanlarının katledilmesine yönelik kanun tartışmaları sürerken, hayvan hakları ve ekoloji örgütlerinin mücadelesiyle teklif daha gelmeden ertelenmiştir. Özel okul öğretmenlerinden Çiğli Belediye işçilerine, Kristal Yağ fabrikasından Lezita’a işçilerine kadar eylemler durmamıştır. Daha geçtiğimiz hafta, tüm Taksim’in ablukaya alınmasına rağmen LGBTİ+’lar Onur Yürüyüşü gününde İstanbul’u direnişin rengine boyamıştır. Hakkari’ye atanan kayyuma karşı her yerde eylemler sürmektedir. 29 Haziran’da Kartal Meydanı’nda 1 Mayıs tutsaklarının, Gezi tutsaklarının, Kobanê tutsaklarının sesi, Hakkâri halkının sesiyle birleşip İstanbul’da buluşmuştur. Bu buluşma kazanmanın yolunu da göstermektedir” dedi.
‘DİRENMEK SUÇ DEĞİLDİR’
1 Mayıs tutsaklarını alarak, içeride ve dışarıda direnişlerini sürdüreceklerinin altını çizen Çalasın, “1 Mayıs alanı Taksim’e yürümek, iradesini, inancını ve kimliğini savunmak, insanları açlığa, yoksulluğa ve savaşa mahkum eden bu düzene karşı çıkmak, direnmek suç değildir. Asıl suç Bozdoğan Kemeri barikatları, emekliye ölüm dayatmaları, savaş politikaları, göçmen düşmanlığı, insanın insana kulluğu demek olan bu düzenin tamamıdır” diye belirtti.(MA)