10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nın firari sanıklar yönünden devam eden davasının 18'inci duruşması Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya katledilenlerin yakınları, siyasi parti, emek meslek örgütü ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.

Mahkemenin aralarında katliamı organize eden İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi'nin de olduğu firari 16 sanığın nerede olduğuna ilişkin bilgi talebine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, istihbari bilgilerin adli ve idari soruşturmalarda delil olarak kullanılamayacağı cevabını verdi. Yazıda, "Başkanlığımızdan talep edilen bilgi ve belgelerin adli ve idari bir soruşturmada kullanılacağı değerlendirildiğinden, söz konusu bilgi ve belge taleplerinin karşılanması mümkün olmamaktadır. Söz konusu talebin TEM Daire Başkanlığı'ndan temin edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir" ifadeleri kullanıldı.

Avukat İlke Işık, DAİŞ söz konusu olduğunda savcılığın adım atmadığını kaydederek, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı'nın Suriye'de oldukları değerlendirilen isimlerin adreslerini vermemesini eleştirdi.

Tutuklanan belgeselci Sibel Tekin'i hatırlatan Işık, "Sibel Tekin ilk kez 10 Ekim duruşmasına gelemedi. Hakkında hiçbir şey olmamasına rağmen cezaevinde. Sibel nerede? IŞİD'liler nerede? Bunca zamandır neden bu dosyada bir gelişme olmadı? Dosyaya neden kısıtlılık kararı getirdiniz? Bu ülkede gazeteciler mi daha tehlikeli? IŞİD'liler mi" ifadelerini kullandı.

Avukat Senem Doğanoğlu, olay yeri incelemesi kapsamında bomba imha uzmanlarının beyanlarının dinlenmesi gerektiğini ifade etti ve "TEM değil, Adli Tıp Kurumu'nun üç boyutlu canlandırma ile fotoğraf ve videolarla kimliklendirme yapmasını istiyoruz" dedi.

Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesinde tutuklu Talha Güneş, "islami yaşamaya çalışan" insanların mahkemede suçlu görüldüğünü öne sürdü ve "6 yıldır aynı hikayeyi aynı sözcüklerle dinliyoruz. Bu mahkeme sakallı olan herkesi düşman olarak görüyor. İlke Işık, hekim sıfatlı terör savunucusunu mağdur olarak yansıtmaya çalışıyor" diyerek Şebnem Korur Fincancı'yı hedef gösterdi.

Duruşmayı izleyenler Fincancı'nın hedef gösterilmesine itiraz etti. Mahkeme başkanı ise, "Müdahale etmeyin. Kapatırım duruşmayı" diyerek izleyenleri tehdit etti. Sonrasında tutuklu bulunan Abdülmuttalip Demir, Hakan Şahin, İbrahim Halil Akçay, Erman Ekici, Hacı Ali Durmaz, Resul Demir dinlendi.

Tutuklu tek sanık Erman Ekici'nin tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti 19'uncu duruşmayı 23 Mart 2023 tarihine erteledi.

Duruşmanın ardından davayı takip edenler adliye önünde "10 Ekim'i unutma, unutturma", "AKP halka hesap verecek" sloganlarıyla açıklama yaptı. Polis katledilenlerin yakınları ve davayı takip edenlerin sloganlarını engellemeye çalıştı.

10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşkun, 8 yıldır değişen bir şey olmadığını ve katledilenlerin kanının hala yerde olduğunu söyledi. Coşkun, "Dünyada nerede bir katliam varsa orada bir acı var, Türkiye'de ise zulüm var. Yıllardır evlerimizde huzursuzlukla, mutsuzlukla yaşıyoruz. Derdimiz acının sağaltılması. 10 Ekim'i kimse unutturmayacak. Biz bu mahkeme salonlarını doldurmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.