Bugün, 12 Eylül darbesinin ardından tutuklanan ve Adana 1 No’lu Sıkıyönetim mahkemesinin kararıyla, 23 Ocak 1983 gecesi Adana Cezaevi’nde idam edilen Ali Aktaş’ın ölüm yıldönümü.
Ali Aktaş, 12 Eylül darbesinin ardından yaralı yakalandı ve 1983 yılında doğum günü olan 23 Ocak gecesi Adana Cezaevi’nde idam edildi.
Adana 1 No’lu Sıkıyönetim mahkemesinin kararıyla idam edilen sosyalist Ali Aktaş’ın o gece ailesine yazdığı mektubun varlığı Genelkurmay tarafından yıllarca reddedilmiş. Aile ise kendilerine teslim edilmeyen mektubun bir bölümünün, oğullarının infazının ardından Adana 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde görevli bir hâkim tarafından kendilerine okunduğunu belirterek, yıllardır bu mektubu talep etmişlerdi.
Varlığı kabul edilmeyen mektup, 2008 yılında bir gazete tarafından ortaya çıkarılmış, bir kopyası gazetecilerle aileye ulaştırılmıştı. Daha sonra 12 Eylül davası müdahil avukatlarından Mehmet Horuş’un başvurusu üzerine Genelkurmay, mektubu arşivinin tozlu raflarından çıkardı.Yıllar sonra mektup İskenderun’da oturan Aktaş ailesine iletildi.
Ali Aktaş mektubunda şöyle diyordu:
"Halk bağrında nice tohumu, tohumları türetmiş ve türetecektir"
Sevgili anacığım, sevgili babacığım
Bu satırları yazıp bitirdikten sonra hayata veda etmiş olacağım ve belki bu mektubu yazıp bitirdikten sonra sizlere ya ulaşır ya ulaşmaz bu hususta da pek bir güvencim de yoktur. Çünkü, yazıp da size yollayacağım bu veda mektubumun içeriği çok geniş veya kendilerince yasak olacaktır. Ulaşacaksa dahi yine kendilerince politika icabı olacaktır.
Sevgili babacığım ve anacığım, ben bir inanç uğrunda gidiyorum. Evet doğruluğuna inandığım bir inanç uğruna fakat bu inancım mevcut düzene karşı olmak sömürü soygun düzenine karşı olmaktır. Ben bir davadan yakalanmış ve yargılanmış isem de bu işin yalnızca formalitesidir. Çünkü benim asılmam için koyulması gereken hukuki bir delil olması gerekir ki durum delil yetersizliğiyle de olmasına rağmen ve karar kanaat üzerine olmasına rağmen ben idama götürülüyorum. Evet ben söz konusu adamı öldürdüğüm için değil, Emperyalizme, Faşizme, Sosyal-Emperyalizme, Sosyal-Faşizme karşı yılmaz usanmak tavizsiz mücadelemden dolayı asılmaktayım. Evet onlar bizim nefes alışımızdan dahi korkmaktadırlar. Oysaki ben maddi olarak yok olsam da manevi olarak yok olmayacağımı da biliyorlar. Evet ben ve benim gibiler inandıkları davaları uğrunda madden ölsek de manevi yaşarız yaşayacağız buna inancım tamdır. Ben ölüme gideceğimi delil yetersizliği olmasa da dahi baştan beri biliyordum.
Çünkü, onlar kendilerinin yaka mahfa götürecekleri halka ve devrime ihanet etmeyenlerin yüreklerinde derin bir korkudur. Ben yakalanabilirim ama halkımın mücadelesi hiçbir zaman ölmez öldürülemez. Halk bağrında nice tohumu, tohumları türetmiş ve türetecektir. Evet ben ölüme giderken hayata erken veda etmekte olmama yanmaktayım. Yoksa öleceğime değil. Her gün her zaman ölümden korkmadım. Korkmayacağım da. Çünkü, ben anamadan babamdan ben, halkımdan korkusuzluğu acı içinde ızdırap içinde yokluk ve kıtlık içinde sabrı, sabretmeyi inançlarımla düşmana …. yaşamayı hem de başı dik ve gururluca yaşamayı ama bir saat daha bir saniye daha.
Size çok şey yazmak istiyordum zaman zaman, ama yazamadım. Nice yazacaklarımdan, nice söyleyeceklerimden ancak söyleyebilip yazabileceklerimden başka bir şey ne söyleyebildim, ne de yazabildimse de bunu anlarsınız inancındayım.
Babacığım benim için çok uğraştın. Farkındayım. Belki kar etti, belki etmedi ben baştan bilmeme rağmen yine de seni yanlış düşüncelere kapılmamanız için bir şey demedim. Yine de uğraşılarının borcunu ödeyemedimse de, en azından şerefimle düşmana teslim olmaksızın gitmem, hayata veda etmem dahi umarım sizin için yüzü kara olmaktan da iyidir.
Anacığım beni bizi ne sancılar içinde var ettiğini, ama yeniden var edebilmeminde ne kadar güç olduğunu biliyorum ve senin acının derinliğini şimdiden anlayamıyor değilim. Onun için şimdiden acını paylaşmak istersem de elimden gelen Bir şey yok. Fakat sana birtek şeyim varsa oda oğlunun senden aldığı senin gibilerden aldığı ilhamı ve kuvvetin inancıyla halka ihanet etmeyen biri olarak gitmemdir."