Nurettin Yedigöl’ün ailesi, 'kuşaktan kuşağa geçse de aramaktan vazgeçmeyeceğiz' diyerek 702 haftadır Galatasaray Meydanı’nda kemiklerini de olsa almak, bir mezar bulmak için mücadele veriyor.
12 Eylül ile birlikte ülkenin birçok yerinde çok sayıda insan ya işkence ile ya da infaz edilerek kaybedildi. Az sayıda da olsa bir kısmının kemiklerine ve mezarına ulaşılırken hala çoğunun mezarı bulunamadı. Bu durum Kenan Evren ve arkadaşları için yapılan yargılamalarda da belgelendi ve görüldü.
Bunlardan biri de hala bir mezar arayışı devam eden Nurettin Yedigöl idi.
1954 yılında Erzincan'da doğdu. Çocukluğu Erzincan'ın Yaylalar köyünde geçen Yedigöl, lise öğrenimi görmek üzere Erzincan'a gitti.1974'te İstanbul’a yerleşen Yedigöl, İşletme Fakültesi'nde okurken 1976-77 yıllarında İstanbul Yüksek Öğrenci Derneği (İYÖD) yönetiminde yer aldı.Yedigöl sosyalist düşünceleri benimsemiş gençlerden biriydi.
Nurettin Yedigöl, 10 Nisan 1981'de Çağlayan'da kuzeninin düğününden çıktıktan sonra arkadaşlarının kaldığı İdealtepe'deki eve gitmek üzere düğünden ayrıldı. Gittiği evden bir gün önce de arkadaşları gözaltına alınmıştı, polis evde bekliyordu.
“Önce kabul sonra reddettiler”
Günler sonra Muzaffer Yedigöl, ağabeyinin evine gitti, onu evde bulamayınca evde bulamayınca not bıraktı. Notu alan ev arkadaşı Muzaffer Yedigöl'e ulaşarak Nurettin'in uzun süredir eve gelmediğini söyledi.
Haberi alan Muzaffer Yedigöl ve yengesi Sayzer Yedigöl her haftasonu Gayrettepe 1. Şube'ye giderek Nurettin Yedigöl'ü sordu ve kendisine iletilmek üzere sigara, para ve iç çamaşırı bıraktı; ancak emanetleri önce teslim alan polis daha sonra burada öyle biri yok diyerek hepsini geri verdi.
12 Nisan 1981'den sonra kendisinden haber alınamadı.
“Onun artık elbiseye ihtiyacı yok”
Baba İsmail Yedigöl dönemin askeri savcısı Faik Tarımcıoğlu'na başvurdu ancak “Bizde değil” cevabını aldı. Yurtiçi ve yurtdışına yapılan başvuruların hepsi sonuçsuz kaldı.
Aynı tarihlerde İstanbul Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü 1. Şube'de gözaltında tutulan çok sayıda kişi Nurettin Yedigöl’ün gözaltında gördüğü işkence ile ilgili beyanları mevcut olmasına rağmen açılan soruşturmalarda ifadeleri alınmadı.
Tanıklar Nurettin Yedigöl’ü “ayağa kalkamayacak durumda, kaburgaları kırık bir şekilde ve kafasına açılan delikten cereyan verilir halde” gördüğünü anlattı. Tanıklardan biri askıda iken kendisi ile yüzleştirildiğini anlattı.
Yine tanıklardan biri işkence seansından dönerken elbiselerinin sorgu odasında kaldığını ve kendisine Nurettin Yedigöl’ün elbiselerinin verildiğini, “Bunlar Nurettin’in elbiseleri, benimkileri getirin,” demesi üzerine, polisin “Artık onun elbiseye ihtiyacı yok,” yanıtıyla karşılaştığını anlattı.
“10 tanık, çok sayıda suç duyusu sonuçsuz”
Baba İsmail Yedigöl ve avukatı tüm mercilere başvurdu, Kenan Evren'e kadar ulaştı. Ama bu başvurulara Nurettin’in hiç gözaltına alınmadığı cevabı geldi. 10 kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. “Şahidiz, işkencede öldürüldü” diye ifade verdiler ama savcılık “böyle şey olmaz, devlete iftira atmayın” dedi.
İşkence ve ölüme tanıklık edenler mahkemelerde dilekçeler vererek olayı anlattılar.
Ailesi ve avukatları tarafından yapılan tüm suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı. Nurettin Yedigöl'ün gözaltında kaybedilmesi ve faillerin yargılanması ile ilgili yapılan suç duyuruları sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından farklı tarihlerde üç ayrı soruşturma yürütülmüş olsa da, soruşturmaların hepsinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
Son olarak anne Zeycan Yedigöl adına Avukat Eren Keskin tarafından 15 Şubat 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapıldı. Dünya İnsan Hakları günü olan 10 Aralık 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi başvurunun zaman bakımından kabul edilemez olduğuna karar vererek, iç hukuk yollarını tamamen bitirdi.
Başvuruda Yedigöl’ün, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğünde işkenceyle öldürüldüğü, ölümden “darbenin lideri Kenan Evren ve komuta kademesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever ve şubede görevli polislerin sorumlu olduğu” ifade edilmişti. Dava AİHM’e taşındı.
“Kuşaktan kuşağa geçse de peşini bırakmayacağız”
Baba İsmail Yedigöl 1998 yılında yaşamını yitirene kadar ayrılıncaya kadar Nurettin’i aramaktan vazgeçmedi. İlerleyen yaşına rağmen Anne Zeycan Yedigöl ve kardeşleri hukuki girişimlerini sürdürmeye devam etti.
Nurettin Yedigöl’ün ailesi, 'kuşaktan kuşağa geçse de aramaktan vazgeçmeyeceğiz' diyerek 702 haftadır Galatasaray Meydanı’nda kemiklerini de olsa almak, bir mezar bulmak için mücadele veriyor.
12 Eylül’ün ağlattığı ve canını yaktığı annelerden, ailelerden sadece biri Yedigöl ailesi.