ÖHD ve TUAY-DER, 13 cezaevinde yaptıkları incelemelerde 28 tutsağın tahliyelerinin çeşitli gerekçelerle engellendiğini açıkladı.
KERİM EREN
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi ile Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Diyarbakır, Gaziantep, Elazığ, Erzîncan ve Erzurum illerinde bulunan 13 cezaevinde 28 tutsağın tahliye sürelerinin uzatıldığını açıkladı. Konuya dair hazırlanan rapor, Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu’nun (MED TUHAD-FED) binasında yapılan basın toplantısıyla açıklandı. Diyarbakır Kent Koruma Platformu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Birleşik Emekliler Sendikası'ndan (BES) çok sayıda kişi de basın toplantısına katıldı.
Toplantıda konuşan ÖHD Cezaevi Komisyonu üyesi Zeki Binbir, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekti. Abdullah Öcalan ve tutsaklar Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar'ın ailelerinin 4 yıl 8 ay 21 gündür görüşme yapamadıklarını belirten Binbir, avukat görüşünün ise 4 yıl 3 ay 17 gündür engellendiğini aktardı. Binbir, “2 yıl 8 ay ise mutlak iletişimsizlik hali devam etmektedir. İmralı’da uygulanan tecrit bütün cezaevlerine yayılmaktadır" dedi.
TUTSAKLARA SORULAN SORULAR
Cezaevi İdare ve Gözlem Kurullarının "yargılama mekanizmaları" gibi hareket ettiğini belirten "Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını doğrudan etkileyen ‘iyi hal’ kavramı bu kurulların keyfi yaklaşımlarına bırakılmıştır" diyen Binbir, tutsaklara "Pişman mısın?", "Çıktıktan sonra örgütsel faaliyete katılacak mısın?", "Neden tarafsız koğuşa geçmedin?", "İçinde bulunduğun yapıyı terör örgütü olarak görüyor musun?", "PKK’yi nasıl görüyorsun?", "Dışarı çıkınca ne yapacaksın?", "Ailenden herhangi birinin örgüt üyeliğinden dosyası var mı?", "Abdullah Öcalan hakkında ne düşünüyorsun?" ve "Ailenle aran nasıl? Tekrar aynı suçu işleyecek misin?" şeklinde sorular sorulduğunu paylaştı.
‘YETKİ KÖTÜYE KULLANILIYOR’
Binbir, şunları söyledi: "Bu yönetmelikle beraber İdari ve Gözlem Kurulları mahpus hakkında ancak ve ancak yargı makamlarının karar verebileceği hallerde yargı makamlarının yetkilerini dahi aşacak bir şekilde karar mercii haline gelmiştir. Hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaktadır. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir."
Tutsaklara arasında ayrım yapılmaksızın bir değerlendirme yapılması gerektiğini vurgulayan Binbir, şöyle devam etti: "Raporumuzda yer verdiğimiz kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan İdari Gözlem Kurullarının hukuk dışı yaklaşım ve kararlarıyla şartlı tahliye hakları engellenen mahpusların ivedilikle tahliye edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmamızla mahpusların buna ilişkin yaşadığı hak ihlallerine karşı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesini (CPT), Adalet Bakanlığını ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet ediyoruz."