TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'nin yıldönümüne ilişkin 14 Haziran 2018 tarihinde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişini Selamlıyoruz!
Tarihimizin gördüğü en büyük direnişlerden biri olan 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişini selamlıyoruz!
İşçi sınıfının temel haklarını geriletmeyi İş Yasası ve Sendikalar Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklerle öngören tasarı meclise geldiğinde böylesi görkemli bir direnişle karşılaşacağı iktidarın aklından bile geçmemişti. 168 fabrikadan, 150 bin işçinin başlattığı direnişe dönemin hükümeti sessiz ve kayıtsız kalamamıştı. Şiddetle bastırılmak istenmesine, sıkıyönetim ilan edilmesine ve direnişe katılan işçilerin işsiz bırakılmakla tehdit edilmesine rağmen, direniş başarılı olmuş, Anayasa Mahkemesi ilgili değişiklikleri iptal etmişti. Büyük Direnişin etkileri 12 Eylül 1980 sonrasına kadar sürerken, 12 Eylül Cuntası bu etkileri ancak 24 Ocak Kararları ile sermaye lehine giderebilmiş, çalışma yaşamını sermayenin istediği şekle sokabilmişti.
Siyasi iktidarın emek düşmanı politikaları, günümüze kadar yoğunlaşarak sürmektedir. Özellikle 2002 yılından itibaren emekçilerin üzerinde baskı artırılmış, yapılan düzenlemeler ve yasa değişiklikleri ile işçilerin temel hakları dahi gasp edilmiştir. Ücretlerden esnek çalışmaya, yaşam koşullarından temel hizmetlerin alımına kadar tüm alanlarda büyük bir geri gidiş yaşanmıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri başlıca bir sektör haline getirilmiş ve sermayeye açılmış, emekçilerin yaşam hakları yok sayılmıştır. Ağır çalışma koşullarını, sendikasızlaştırmayı, sigortasız, güvencesiz, düşük ücretlerle çalıştırmayı, grev yasaklarını, iş kazaları ve işçi cinayetlerini meşrulaştıran dinci-sermayeci yaklaşım çalışma yaşamını emekçilerin aydınlanma kanallarını kapatan laiklik düşmanı uygulamalar eşliğinde yeniden biçimlendirilmiştir.
15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL, insanca bir çalışma yaşamı isteyen tüm emekçiler önünde tehdit olarak durmaktadır. Sermaye temsilcilerine OHAL ile işçi grevlerinin yasaklandığı Bizzat Cumhurbaşkanı tarafından ifade edilmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tedbirlerinin işveren üzerinde maliyet baskısı yarattığı gerekçesiyle olumsuz yönde değiştirildiği de çekinmeden ifade edilmektedir.
TMMOB, tüm bunlara karşı geçmişten bu güne, ülkemizde emek ve insan odaklı bir çalışma yaşamı için mücadele etmektedir. Emek ve insan odaklı bir çalışma yaşamının sağlanması için koşullar bellidir;
Önümüzde emek ve insan odaklı bir çalışma yaşamında köklü değişikliklerin yaşanmasına gebe bir süreç uzanmaktadır. 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde, işçi ve emek düşmanlarına, emeğimizi ve alın terimizi yok sayanlara, insanca yaşamayı işçi sınıfına hak görmeyenlere karşı oylarımızı cumhuriyet, demokrasi, eşitlik, özgürlük, adalet, barış ve emekçilerin hakları yönünde kullanmak için sandığa gideceğiz ve oylarımıza sahip çıkacağız!
Dersim Gül
TMMOB Genel Sekreteri