Karaburun Bilim Kongresinin 15.’si, “Kapitalizmin Salgınları ve Bitmeyen Kavga” ana başlığı ile bugün başladı.

Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapılacak olan kongrenin açılış oturumu "Pandeminin Krizi, Kapitalizmin Krizi" konusu ile gerçekleşti. Oturumda konuşmacı olarak ise Ertuğrul Kürkçü, Özgür Öztürk, Beyza Üstün ve Onur Hamzaoğlu yer aldı.

“TARİHİ BİR SORUMLULUKLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Oturum öncesi kongrenin açılış konuşmasını Karaburun Bilim Kongresi Düzenleme Kurulundan Özcan Gülhan yaparken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, doğayla uyumlu yaşam biçiminin önemine değindi ve Türkiye'de ilk kez hayata geçirdikleri kriz belediyeciliği uygulamalarını anlattı. Soyer, “Afet ve salgın gibi kriz durumlarında kriz anına hızla uyum kabiliyeti sağlayan bir çalışma biçimi belirledik ve uyguladık. Tam da bu sayede dayanışmayı yücelttik” dedi.

Karaburun Bilim Kongresi’nde olduğu gibi ortak akıl ve vicdanla sorunların üstesinden gelineceğini belirten Soyer, “Yaşadığımız bu büyük kriz karşısında, tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Bu sorumluluğu yerine getirirken tercihimizi güçten mi, yoksa doğadan mı yana kullanacağız? Bunun cevabını elbet tarih yazacak” diye konuştu.

Eğitim Sen 3 No'lu Şube Başkanı Ulaş Yasa ise konuşmasında, kongrenin düzenlenmesinde demokratik kitle örgütleri, sendikalar, dernekler ve vakıflarla dayanışma içinde olduklarını söyleyerek katılımcılara teşekkür etti.

TÜM ÖZNELERİ KAPSAYAN BİR PERSPEKTİFLE MÜCADELE

Açılış konuşmalarının ardından başlayan ilk oturum ise "Pandeminin Krizi, Kapitalizmin Krizi" başlığıyla oldu. Kongreye online olarak bağlanan Ertuğrul Kürkçü, "Metabolik Uçurumun Eşiğinde: Enternasyonalizm veya Yokoluş" konusunu ele aldı. Kürkçü, krizlerin her dönem yaşandığını ancak bu dönem hem ekonomik hem de sağlık açısından daha büyük bir krizin yaşandığını söyledi. Kürkçü, "Salgınların kapitalizmin genel krizinden ayrı bir halk sağlığı krizi düşünülmesi teknik olarak doğrudur. Halk sağlığı alanında çalışanları büyük küresel meseleleri çözüp sonra işlerini yapmaya elbette davet edemeyiz. Öte yandan ise sonuç verebilmesi bakımından bu metabolik çatlağı onaracak tedbirler için açık güncel programlar açısından işçi sınıfından aydınlara, kadınlara sistem içindeki tüm özneleri kapsayan bir perspektifle bu gidişatı durdurup doğayı ve insanlığı geri kazanmayı başarmalıyız” diyerek mücadele çağrısı yaptı.

“BÜYÜK BUHRAN DEVAM EDECEK”

"Pandemi, Kriz, Kapitalizm" konusunda konuşan Özgür Öztürk ise, 1970’lerden günümüze krizlerin ekonomik boyutunu anlatarak, “Pandemiyle birlikte sistemdeki kriz eğilimleri epeyce güçlenmiş durumda. Önümüzdeki dönemde bu büyük buhranın devam edeceğini söyleyebiliriz. Finansal genişlemeyle birlikte borçluluğun dünya genelinde her düzeyde artışına tanık oluyoruz. 1970lerden bugüne baktığımızda 4 büyük finansal genişleme dalgası tespit ediyoruz. Pandemi bunların sonuncusuna denk geldi. Bu açıdan baktığımızda Türkiye tarihinin en derin siyasal, sosyal, ekonomik krizini yaşıyor” dedi. Türkiye’nin dünya kapitalist iş bölümü içindeki yerini anlatan Öztürk, sunumunun ikinci bölümünde ise pandeminin etkilerine değindi.

“BU BİR SIRADAN DEĞİL, SİYASİ BİR MÜCADELEDİR”

"Krizler Sarmalında Yaşam" konusunda ise konuşma yapan Beyza Üstün de kapitalizmin tarihsel sürecinde krizler, yok oluşlar, ekoloji krizleri konularına değinerek, kapitalizmin her krize girdiğinde sömürüsünü iki alanda derinleştirdiğini dile getirdi. İklim krizi ve ekolojik krizler de dahil olmak üzere sistemin kendi krizini aşmak için yeni sermaye alanlarını açtığını ve daha güçlü bir şekilde saldırısını derinleştirdiğini belirten Üstün, “Tüm bunların sonucunda tüm krizler acaba kapitalizmin neden olduğu nedenden koparılabilir mi? Sermaye bunu yapıyor. Kriz var buradan çıkış da ancak böyle olur diyerek önümüze yol haritası çiziyor ve bizi doğrudan sonuca razı ediyor. Nedeni ve sonucu birbirinden koparırsak, kapitalizmi yapı taşları koyan olarak göremezsek bunun üzerinden politika üretirsek onun açtığı hendeğe daha derin batar ve şiddetli sömürülürüz” dedi.

Son olarak orman yangınlarına ve sel felaketlerine değinen Üstün, “Bu süreç örgütlü bir süreçtir. Mücadelenin büyütülmesi gerekiyor. Bu bir siyasi mücadeledir, sıradan bir mücadele değil” diye konuştu.

“BUGÜN YAŞADIĞIMIZ KRİZ YAŞAMIN KRİZİDİR”

Onur Hamzaoğlu da Salgınlar ve Kapitalizmde Sağlık: Covid-19 Pandemisi Bir Sağlık Sorunu mu başlığı ile bu oturumun son konuşmacısı oldu. Hamzaoğlu, “Salgında egemenlerin tutumu” başlığı ile başlayarak, salgın krizinin yönetimiyle devam etti. Kovid 19 sürecini, önlemleri ve aşılama durumunu aktaran Hamzaoğlu, gidişatın hiç de iyi olmadığını vurguladı. Hamzaoğlu, salgının dünya genelinde nasıl altında kalkarız eğilimi ile çaba gösterilmediğini belirterek, ülkelerin pandemideki ortak yönlerini anlattı.“Pandemi zaman içinde sınıfsal bir karakter kazandı, pandemide mülteciler daha da dışlandı. Ülkele4 pandemi ile mücadeleyi değil hafifletmeyi esas alıyor. Dünya genelinde herkesi etkiliyor ama çözümü için bireysel ele alıyorlar” diyerek konuşmasını sürdüren Hamzaoğlu, “Bugün yaşadığımız kriz yaşam alanlarının hepsinde eş zamanlı kriz vardır bu yüzden buna yaşamın krizi diyebiliriz. Pandemiyi bugün tek başına sonuç olarak almak hepimizi yanıltır” dedi.

Kongre, “Kapitalizmin Kara Vebası: Faşizm” oturumu ile devam etti. Oturumda, Orhan Dilber “Reformist ve Devrimci Stratejiler Bakımından Faşizm Tespitleri”, Barış Yıldırım, “Faşizm ve Kolonyal Faşizm”, Bahadır Özgür, “ ‘Devlet Baba’dan ‘Devlet AŞ’ye: Türkiye’de Rejimin Dönüşümü”,  Dinçer Demirkent “Türkiye’nin Anayasal-Siyasal Rejimi” ve Eylem Şen ise “Sinemada Anti-Faşizmin Estetiği” konularını ele aldı.
 (İzmir/EVRENSEL)