Güncel

16 Mart üniversite katliamının tanığı anlatıyor...Merkez Bina işgali ve cenaze töreni

16 Mart 1978 katliamını üzerinden 40 yıl geçti, yaşayan canlı tanığı yok denecek kadar azaldı. Kendimi sürece ilişkin tanıklığımı yazmaya zorunlu hissediyorum.

20 Mart 2018 Saat: 14:19
16 Mart üniversite katliamının tanığı anlatıyor...Merkez Bina işgali ve cenaze töreni
16 Mart üniversite katliamının tanığı anlatıyor...Merkez Bina işgali ve cenaze töreni

Kerim Eren

3.Bölüm -

Merkez Bina işgali ve cenaze töreni

Katliamın hemen sonrasında ayaküstü inisiyatif koyarak oluşturduğumuz 5 kişilik (B.Atilla, Burhan, Ali Kemal, K.Atilla ve ben) komite ile başlattığımız merkez bina işgali çok kısa sürede öncelikle Eczacılık sokağındakilerden başlayarak, İstanbul’un tüm fakülte ve liselerinden akın akın gelen insan seliyle mahşeri bir kalabalık halini almıştı. 
Amfiler koridorlar hatta ön ve arka bahçe faşizme karşı öfkesi birikmiş insanla dolmuştu. Artık gruplar arasında görev bölüşümü yapılmış, bir kısım kapılarda güvenlik sağlıyor, hazırlanan sandviçlerle yiyecek-içecek işleri hallediliyor, kaos ve başıbozukluğa kesinlikle taviz verilmiyordu. 
Amfiler tıka basa doluydu, gruplar konuşmalar yapıyor, kitle aydınlatılmaya çalışılıyordu. Büyük amfide Bülent Uluer’in sabaha kadar sürecek tarihi semineri en yoğun ilgiyi görüyordu. Sabah gün ışıdığında Bülent hala Faşizmi, Emperyalizmi, Vietnam’ı anlatıyordu. Kimse uyumamış hatta gecenin bitmesini istemiyor gibiydi. 
Sabah bir taraftan temsilcilerimiz polis ve valilikle görüşmeleri sürdürüyor ölen arkadaşların cenazelerinin okula getirilmesinde ısrar ediliyordu. Ancak İstanbul’da ortamın daha da gerileceğini ve kontrol edilemeyeceğini ileri süren yetkililer cenazeleri vermemekte ısrar ediyordu. 
Akıllarınca yürüyüşü engelleyeceklerini sanmışlardı ama devrimcilerin kıvrak zekasını hesaba katmamışlardı. Hemen boş bir tabutla çözüm bulunuyor ve Bülent Uluer’in meşhur açıklaması kulaklardan hiç çıkmamacasına hafızalara kazınıyordu.
“Biz bu tabutta şimdiye kadar yitirdiğimiz tüm arkadaşlarımızı taşıyoruz!” ve yürüyüş başladı. Kortejin ucu Sirkeci’ye ulaştığında daha merkez binadan çıkışlar devam etmekteydi. İstanbul’un gördüğü en kalabalık yürüyüşlerden biriydi. Tüm fakülteler, liseler, sendikalar, dernekler, aklınıza gelebilecek her kesim faşizmi lanetlemek için oradaydı.
Adli tıp (Gülhane’de şimdi ki çocuk mahkemelerinin olduğu binadaydı) önündeki polis barikatları kararlılıkla uzun uğraşlar sonunda aşılıp arkadaşlarımızın cenazeleri omuzlara alındı. Sirkeci’den arabalı vapurla Harem Otogarına oradan arkadaşlarının eşliğinde otobüslerle memleketlerine uğurlanacaklardı. 
Sirkeci meydana gelindiğinde efsane hatip Bülent bir otobüsün üzerine çıkmış megafonunu eline almış konuşmaya başlamıştı bile, öyle ki saatler süren bu konuşmasının kimi polisleri bile ağlattığı söylentisiyle bir efsane olarak tarihe geçecekti. 
Artık arkadaşlarımızı arabalı vapura taşımış eşlik edeceklerle beraber Harem’e geçmiştik. Ben de Hatice’yi birçok arkadaşlarımla beraber Aydın’ın Böcek köyüne sonsuzluğa uğurlamaya gittim. İlk kez bir arkadaşımız üzerine toprak atıyor sonsuzluğa uğurluyordum ve çok zor gelmişti.
O dönemden sağ kalanlar sadece birkaç dakikalık zaman farkıyla yaşamaktalar, bir çoğu yaşamını değişik nedenlerle yitirdi bile, kalanlar her 16 Martta bu günleri hatırlar eminim. Gelebilecek durumda olanlar, her 16 Martta Eczacılık köşesinde bombalandığımız yerde toplanıp yitirdiğimiz arkadaşlarımızın anısına saygı duruşu yapar, karanfiller bırakır faşizme karşı olmanın ne kadar ağır bedeller ödemek gerektirdiğini tekrarlarız.
Bir zamanlar çayhane olan toplaştığımız yerler şimdilerde turistik kuru fasulyeci oldu. Anmamızın sonrasında tüm arkadaşlarımızla beraber, faşist kovalayarak, dayak atarak, yiyerek yıllarımızı geçirdiğimiz sokaklardan geçerek fasulye yemeye çay içmeye gideriz. Sahibi artık yaşlanmış bir kenarda oturuyor ama işleten çocukları da bizleri tanıyor hala aynı sıcaklıkla muhabbet edebiliyoruz. Eskiden her sabah çok kalabalık olarak buluştuğumuz Süleymaniye’de şimdi yılda bir gün sayımız giderek azalarak bir araya geliyoruz. Sonuncumuz gidene kadar bu geleneğimizi devam ettireceğiz…

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız