Küçük ev aletleri üreten Sinbo fabrikasında çalışan işçilere uygulanan ücretsiz izin ve işten çıkarmalar sonunda işçiler direniş haklarını kullandılar. Direniş fabrika önünde 195 gündür devam ediyor.
NET HABER AJANSI-KOCAELİ
Küçük ev aletleri üreten Sinbo fabrikasında çalışan işçilere uygulanan ücretsiz izin ve işten çıkarmalar sonunda işçiler direniş haklarını kullandılar. Direniş fabrika önünde 195 gündür devam ediyor.
6 işçi ücretsiz izine çıkarılması üzerine işçiler direniş başlattı
Covid-19 salgın süreciyle ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği, işsizlik maaşı devreye sokularak mağduriyetlerin yaşanmaması hedeflenmişti. Bu uygulamalarla çalışanların korunduğu ifade edilmişti. Salgın sürecini ve hükümetin taraf pozisyonunu fırsata çeviren işverenler yasaları uyguluyoruz diyerek işçilerinin arasında sendikal faaliyet içinde olan işçileri ücretsiz izne çıkararak işyerinde mobing uygulaması işçileri direnişe zorladı. Sinbo küçük ev aletleri işyerinde çalışmakta olan 6 işçi ücretsiz izine çıkarılması üzerine işçiler direniş başlattı. Direniş başarıya ulaştı ve direnişin 31'inci gününde ücretsiz izine çıkarılan işçiler yeniden işbaşı yaptılar.
Ankara Yürüyüşü 8'inci gününde Kocaeli'ye ulaştı
Sinbo fabrikasında ücretsiz izin sonrası işbaşı yapan işçiler arasında bulunan, sendikal faaliyetlerde aktif rol alan Dilbent Türker Kod:29'dan işten çıkarıldı. Ücretsiz izin direnişi Dilbent Türker'in işten çıkarılmasıyla birlikte kaldığı yerden devam etti. Haksız işten çıkarılmaların son bulması için işyerinde örgütlenmeye çalışan bağımsız TOMİS sendikasının İstanbul Temsilcisi Onur Eyidoğan ve işten çıkarılan Dilbent Türker Ankara Yürüyüşü başlattılar.
TOMİS İstanbul Temsilcisi Onur Eyidoğan ve Dilbent Türker'in başlatığı Ankara Yürüyüşü 8'inci gününde Kocaeli'ye ulaştı. Kocaeli'ye gelinceye kadar Kadıköy ve Gebze'de siyasi partileri, dernekleri ve sendikaları ziyaret ettiler. Gazetemizi ziyaret eden Eyidoğan ve Türker'e Birleşik İşçi Kurultayı temsilcisi Feta ve İşçilerin Birliği Derneği temsilcisi Elif Alçınkaya eşlik ettiler. 8 Günlük Ankara Yürüyüşü sırasında Fabrikalarda çalışanlarla da buluşan Eyidoğan ve Türker dayanışma içinde olmaları halinde kazanacaklarını ifade ettiler.
Altı kez gözaltına alındılar ve serbest bırakıldılar
Ankara Yürüyüşü'nü sürdürmekte olan Eyidoğan ve Türker yürüyüş süresince tam altı kez gözaltına alındılar ve serbest bırakıldılar. Yürüyüşü engellemek için İstanbul'dan beriye ilçe sınırlarında acilen kaymakamlıklar tarafından yürüyüş yasağı kararı alındı. Hukuki gerekçelere dayanmayan yasaklar üzerine gözaltına alınan yürüyüşçüler telkin ve tavsiyeler sonrası serbest bırakıldılar.
Netmedya Gurup olarak yürüyüşçü işçileri gazetemizde konuk ettik. Yürüyüşçülerle samimi bir sohbetimiz oldu.
-Dilbent Türker: "Öncelikle, insanca çalışma ve yaşam koşulları için Ankara’ya yürüyüş başlattık. Ücretsiz izin direnişini zafere ulaştırdıktan sonra diğer 5 arkadaşım gibi bende işbaşı yapmayı bekliyordum. Yalnız iş böyle olmadı. İşverenlere her türlü keyfi davranma yetkisi veren Madde 25/2 (Kod29)’den işten çıkarıldım. Bu çok onur kırıcı bir uygulama. Bu uygulamanın üzerine bizde direniş başlattık ve yaklaşık 7 aydır fabrika önünde direniyoruz. Şimdi ise 31 Temmuz da sendikamızla birlikte Ankara Yürüyüşü başlattık. Yürüyüş öncesi ise haksız işten atıldığım için tüm yasal haklarımı kullanarak hukuki süreçleri başlatmış bulunmaktayız. Sonuç almak mahkemelerde çok uzun bir süreç aldığı için biz çalışma bakanlığında görüşmek üzere Ankara'ya gidiyoruz. İşyerlerinde yaşadığımız hukuksuzluklar topyekün mücadeleyi zorunlu kılıyor. Ücretsiz izine çıkarılan 6 işçi fabrika önünde direnirken işyerine 100 yeni işçi alındı. Yani bize karşı tutum ve baskıların gerekçeleri apaçık görülüyor. Biraraya gelmeyin, örgütlü bir güç olmayın ve ben sizi kolay sömüreyim anlayışı. Yasalar bizden yana gibi gösterilmek istense de böyle olmadığını yaşayarak görüyoruz. Açtığımız davanın ilk duruşması Eylül ayında... Oysa açık mağduriyet fiillerinde bu tip davaların hemen görülmesi gerekmez mi? Ama maalesef öyle olmuyor. Yasalar ve iktidar her daim patronların yanında. Haksız işten çıkarmalar son buluncaya kadar mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız."
-Onur Eyidoğan: "Biz sendika olarak 'ücretsiz izin' uygulamasına karşı bir direniş başlattık ve kararlı mücadelemizle başarılı bir sonuç aldık. Öncelikle 'Ücretsiz izin' saldırısına karşı elde ettiğimiz kazanım işçi sınıfımızın kazanımıdır. Çünkü patronların saldırısı işçi sınıfınadır. Sınıfımızı daha fazla köleleştirmek, sınıf bilincimizi, irademizi kırmak içindir. Bunun bilincinde olan işçiler olarak sınıfımıza dönük saldırıların bütününe karşı durmak da bizim boynumuzun borcuydu ve buna göre davrandık. Şimdi yapmamız gereken ise küçük ama anlamlı direnişlerimiz üzerinden yükselttiğimiz mücadele ateşini büyütmektir! Topyekün saldırılara karşı topyekün mücadeleyi örgütlemektir. Sermaye sınıfı ve iktidar bizlerin örgütlülüğünü dağıtmak, bilincini köreltmek için her türlü gerici ideolojiyi, basını ve güç aygıtlarını devreye sokuyor. En ufak hak mücadelemizi bile terörize ediyorlar. Ellerindeki araçlarla haklı ve meşru taleplerimiz için attığımız adımları boğmaya çalışıyorlar. Böylesi zor koşullarda sınıfımız adına direniyoruz. Kod 29 (Madde 25/2) saldırısı başta olmak üzere sınıfımıza dönük saldırılara karşı duruyoruz. İnsanca çalışma ve yaşam koşulları taleplerimizi yükseltiyoruz. Biliyoruz ki bu taleplerimiz sınıfımızın talepleridir. Sınıfımızın haklı ve meşru taleplerini daha görünür kılmak, sermayenin çok yönlü kuşatması altında hareketsiz kalmış tüm kardeşlerimize mücadeleyi büyütme çağrısı yapmak için Ankara’ya yürüyoruz. Geçtiğimiz her yerde, her merkezde sınıfımızın haklı ve meşru talepleri doğrultusunda mücadele çağrımızı yükselteceğiz. Her gün açıklama yaparak başlayacağımız yürüyüşümüzü gün gün belirlediğimiz merkezlerde sonlandırarak ertesi gün kaldığımız yerden devam edeceğiz. Sınıfımızın haklı ve meşru talepleri için başlatacağımız yürüyüşümüzü Ankara’da Çalışma Bakanlığı önünde sonlandıracağız. Yürüyüşümüzde “İnsanca çalışma ve yaşam koşulları için yürüyoruz! 'Yürüyüş! Kod Adı; 29' şiarlarını kullanacağız. Taleplerimizin daha fazla görünür olması, mücadelemizin kazanım elde etmesi ve çağrımızın daha geniş işçi ve emekçi yığınlara ulaşması için devrimci-ilerici işçileri, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini her türlü baskı ve zorbalığa karşı duran tüm toplumsal güçleri, sesimize ses katmaya davet ediyoruz.
Taleplerimiz ise kısa net:
*Madde 25/2 (Kod 29) Kaldırılsın!
*Tüm çalışanlara iş ve gelir güvencesi!
*Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın!
*Dilbent Türker işe geri alınsın! İistiyoruz".
Biz Netmedya Gurup olarak haklı mücadelenizde yanınızda olacağız ve sesinizin geniş kitlelere ulaşması için katkı sunmaya çalışacağız. Haklı yürüyüşünüzde gücünüz kuvvetiniz yerinde olsun, başarılar.