'Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı bildiriye imza atan 2 akademisyene 1'er yıl 3'er ay hapis cezası verildi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Mezapotamya Ajansı'nın haberine göre, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıkları için haklarında dava açılan barış akademisyenlerinin yargılandığı davaların duruşmaları devam ediyor. 5 ayrı mahkemenin bakacağı duruşmalarda bugün 17 barış akademisyeni yargılanacak. 4 Temmuz 2018’den beri tutuklu bulunan akademisyen Hanifi Barış’ın da ilk duruşması bugün görülecek.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA: BARIŞ TALEBİ SUÇ DEĞİLDİR
Duruşmalar öncesi Çağlayan Adliyesi önünde akademisyenler basın açıklaması gerçekleştirdi. "Barış hakkımızdır! Barış talebi suç değildir, yargılanamaz!" ve "Hanifi Barış'a özgürlük" pankartlarının açıldığı basın açıklamasını Araştırma Görevlisi Aslı Odman okudu.
Odman, "Siyasileşmiş yargının iddianamelerinin hukuki kanıtlar değil kanaat içermesine ve tutukluluk süresinin bizatihi bir yargısız infazlı cezalandırmaya dönüşmesi artık vakayı adiye haline geldi" dedi.
Adli vakaların adi vakalara dönüştüğünü belirten Odman, "Bugün Hanifi Barış arkadaşımızın savunmasına şahit, tahliyesine tanık olacağız. Bugün 5 ayrı mahkemede toplam 17 barış akademisyeni yargılanacak. Adliyelerin uzun hak mücadeleleri sonucunda mutlak gücü sınırlayan hukuku değil, kısa devre ile gücü uygulayan kurumlar haline geldiğini yaşanan tarih içinde görüyoruz. 24 saat içinde tahliye edilen insan hakları avukatları tekrar tutuklanabiliyor. Akademik yılın başladığı bu haftalarda 70 bin öğrenci öğrenim hakkından mahrum bırakılmış bir halde hapishanelerde. Hukukla güvence altına alınmış işçi haklarını talep eden yüzlerce Üçüncü Havalimanı işçisi gözaltında tutuluyor. Çalışma barışı jandarma ile kolluk ile ceza ile imar barışı tüm yaşamı savunanların sesi kısılarak beton ile asfalt ile haklar askıya alınarak uygulanıyor. Biz söz barışın demeye işte bu yüzden devam etmek zorundayız. Bildiğimiz, bizi, hepimizi yaşatan en basit imkanlar, haklar, özgürlüklerimiz, bir arada eşit ve adil yaşama ümidimiz, doğa elimizden alınmasın diye... Söz barışın, akademi Çağlayan'da!" diye konuştu.
BASINI KOVDU, CEZA VERDİ
İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmalar başladı. İstanbul 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk olarak Dr. Gaye Yılmaz'ın duruşması görüldü. Uzun'un avukatı İnayet Aksu mazereti nedeniyle duruşmaya katılamadı. Mahkeme başkanı Özarslan, Aksu'nun mazeretini kabul etmedi. Yılmaz, avukatı olmadığı gerekçesiyle erteleme talep etti. Erteleme talebi mahkeme tarafından reddedilen Yılmaz, avukatı olmadan savunma yapamayacağını belirtti.
Duruşmaya karar için ara verilirken, gazetecilerin içeride izinsiz bilgisayar açtığını iddia eden Mahkeme Başkanı Ersin Özarslan, basın mensuplarını duruşma salonundan çıkardı ve aradan sonra içeri alınmamaları konusunda güvenlik görevlilerine direktif verdi.
Günün ikinci duruşmasında Yrd. Doç. Bülent Küçük'ün duruşması görüldü. İçeriye basın mensupları alınmadı. Son sözü sorulan Küçük, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirtti. Akademisyen Küçük 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Küçük’ün yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınarak ceza 1 yıl 3 aya düşürüldü. Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.