Alpkan Birelma, Ebru Işıklı, H. Deniz Sert ve Betül Kocaaslan imzalı raporda 2021'de Türkiye'deki eylemci işçi sayısı, günlük eylem sayısı, işkollarına göre eylem dağılımı, eylem nedenleri, türleri, sendikaların durumu gibi veriler yer alıyor.
Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği'nin katkılarıyla hazırlanan rapora göre 468 iş yeri temelli eylem vakasında dikkat çekenler şöyle:
- İş yeri temelli eylem vakalarına katılan işçi sayısı yaklaşık 83 bin.
- İş yeri temelli vakaların %47’si özel sektörde kadrolu/düzenli çalışanlar (taşeron ya da düzensiz işçi olmayan özel sektör çalışanları) tarafından gerçekleştirildi. Vakaların %24’ü memurlar, %11’i ise kamu taşeronu ve/veya belediye iktisadi teşebbüsleri (BİT) çalışanları tarafından gerçekleştirildi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %63’ünde basın açıklaması yapıldı. Vakaların %18’inde fiili grev, %15’inde kalıcı direniş, %15’inde ise iş yerinde basit eylem gerçekleştirildi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %32’sini toplu iş sözleşmesi sürecindeki sendikalı işçilerin süreci kendi lehlerine çevirmek için gerçekleştirdiği eylemler oluşturdu. Vakaların %26’sında işten atma, %18’inde ise sendikalaşma nedenleri rol oynadı.
- 468 iş yeri temelli eylem vakasının ortalama eylem süresi 15 gün. Bir başka deyişle işçiler/memurlar bir vakada ortalama 15 gün eylem yaptı. Öte yandan vakaların 278’i (%59’u) bir gün içerisinde gerçekleşip sonlanan eylemler.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %29’unda üretimi durduran ya da yavaşlatan bir eylem gerçekleşti. Bu oran 2020’de de %26 idi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %65’i hak geliştirme niteliğine sahip. Kalanı ise savunma niteliğinde. 2020’de %26 olan hak geliştirme oranının bu dramatik yükselişi, Türkiye işçi sınıfının 2021’de bir adım ileri çıkmış olmasının bir diğer önemli göstergesi.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %22’si metal işkolunda, %13’ü sağlık ve sosyal hizmet kolunda, %10’u genel işler işkolunda gerçekleşti.
- Türkiye işçi sınıfı hakkını aramak için 2021’de artan bir şekilde sendikalaşmaya yöneldi, patronlar da buna rekor sayıda işten atmalarla yanıt verdi. Basına yansıyan bir protesto eylemi gerçekleştirilen iş yeri mücadelelerinde, hakkını aradığı için en az 1736 işçinin işten atıldığı tespit edildi. Bunlardan 1634’ü iş yerinde sendikalaşmaya çalışırken işten atıldı. Bu sayı 2015’ten beri tespit edilen en yüksek sayı.
- İş yeri temelli eylem vakalarının %57’si bir işçi sendikası, %21’i bir memur sendikası tarafından yapılırken, eylemlerin %15’i herhangi bir kurumun dahiliyeti olmadan sadece işçiler tarafından gerçekleşti.
- En çok eylem vakası örgütleyen sendikalara bakıldığında birinci sırada 51 vakayla KESK’e bağlı SES, ikinci sırada 49 vakayla Birleşik Metal-İş, üçüncü sırada ise 43 vakayla Türk Metal geliyor.
347 genel eylem vakasında dikkat çekenler ise şöyle:
- Genel eylem vakalarına katılan kişi sayısı 40 binin biraz üzerinde.
- Sendikaların örgütlediği genel eylem vakalarının %71’i DİSK’e bağlı sendikalar, %28’i KESK’e bağlı sendikalar, %18’i ise Türk-İş’e bağlı sendikalar tarafından gerçekleştirildi. Kimi eylemlerde birden fazla sendika yer aldı.
- Genel eylem vakalarının %79’unda basın açıklaması yapıldı. Vakaların %17’sinde ise iş yerinde basit eylem gerçekleştirildi.
- Genel eylem vakalarının %46’sı 1 Mayıs eylemleri. Hükümet 2021’de salgınla mücadeleye yönelik tam kapanma uygulamak için 1 Mayıs dönemini tercih etti, bu sebeple kitlesel 1 Mayıs mitingleri gerçekleştirilemedi. Ancak işçiler başka biçimlerde, örneğin işyerlerinde basın açıklamaları düzenleyerek 1 Mayıs eylemleri örgütledi. Genel eylem vakalarının %20’si ise süren ekonomik kriz ve enflasyona karşı “geçinemiyoruz” şiarıyla yapılan eylemler.
Raporun tamamına ulaşmak için buraya tıklayın.