Güncel

23 yıl geçmesine rağmen hala karanlıkta kalmış bir katliam: Gazi katliamı

Gazi Katliamı, 23'üncü yılında...Olay nasıl gelişti?

12 Mart 2018 Saat: 13:45
23 yıl geçmesine rağmen hala karanlıkta kalmış bir katliam: Gazi katliamı
23 yıl geçmesine rağmen hala karanlıkta kalmış bir katliam: Gazi katliamı

12 Mart 1995 günü Gazi Mahallesi’nde dört kıraathane ve bir pastanenin kimliği belirsiz kişilerce taranması sonucu bir kişi yaşamını yitirdi, 5’i ağır 25 kişi yaralandı. Saldırıyı protesto amacıyla başlayan gösteriler İstanbul’un başka semtlerine de yayılarak 15 Mart’a kadar sürdü. Bilanço ağırdı: 22 kişi katledilmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Katliamın üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen bu planlı saldırının kimler tarafından organize edildiği ortaya çıkarılmış değil.

Olay şöyle gelişti: 12 Mart 1995 akşamı saat 20.00 sularında Yavuz, Doğu, Dostlar ve Öntaş adlı kıraathaneler bir taksi içerisinden otomatik silahlarla ateş açan saldırganlar tarafından tarandı. Açılan ateş sonucu Halil Kaya adlı bir yurttaş hayatını kaybetti, 5’i ağır 25 kişi yaralandı. Saldırganların içinden ateş açtıkları taksinin ise gasp edildiği, şoförünün öldürüldüğü, aracın ise olaydan sonra yakıldığı ortaya çıktı. Saldırganlar ortalıktan kayboldu. Saldırıyı protesto etmek isteyen mahalle halkı cemevi önünde toplandı ve karakola doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşün başladığı esnada polis panzeri üzerinden açılan ateş sonucu Mehmet Gündüz isimli bir yurttaş daha hayatını kaybetti.

13 Mart günü  ise saldırıyı protesto etmek için yaklaşık 15 bin kişi Gazi Mahallesi’nde toplandı. Karakola -günümüzde Eski Karakol olarak bilinen bölge- doğru yürüyüşe başlanacağı esnada polisin kalabalığa ateş açması sonucu çatışmalar başladı. Çatışmalarda 15 kişi yaşamını yitirdi. Gazi, Zübeyde Hanım ve Esentepe mahallelerinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Gerçekleşen katliama karşı halkın öfkesi dinmedi. Sokağa çıkma yasağına rağmen devam eden gösterileri bastırmak için 14 Mart günü mahalleye askeri birlikler sevk edildi. Gösteriler sadece mahalle ile sınırlı kalmadı, Türkiye’nin farklı şehirlerinde de tepkilere neden oldu. Ankara Kızılay Meydanı’nda Gazi Katliamı’na karşı yapılan eylemde polis müdahalesi sonucu 36 kişi yaralandı.

Gösteriler Ümraniye’de

Gösteriler Gazi ile sınırlı kalmadı. Gazi halkı ile dayanışma için İstanbul’da da birçok protesto gösterisi gerçekleşmeye başladı. 15 Mart’ta Ümraniye ilçesi 1 Mayıs Mahallesi’ndeki gösterilere polis ateş açmış, 5 kişi yaşamını yitirmiş, 20 küsur kişi yaralanmıştı. 1 Mayıs Mahallesi’nde de gösterilerin yoğunlaşması sonucu İstanbul Valiliği tarafından burada da sokağa çıkma yasağı ilan edildi.16 Mart günü İstanbul valisi Hayri Kozakçıoğlu olayların kontrol altına alındığını söyleyerek sokağa çıkma yasağının kaldırıldığını belirti. 3 gün süren gösteriler polis saldırısıyla katliama dönüştü. Geriye 22 ölü, 300 yaralı kaldı.

Üstü kapatıldı

Dönemin siyasileri ve kamu görevlileri yekvücut şekilde Gazi Mahallesi’nde yapılan ilk saldırının ve devamında gerçekleşen katliamın üstünü kapatmaya çalıştılar.

22 kişinin öldürüldüğü katliamın gerçekleştiği tarihte başbakan olan Tansu Çiller, partisinin (Doğru Yol Partisi) grup toplantısında yaşananlar için ”Açıkça söylüyorum; devlet bu kadar sağduyulu ve olaya bu kadar hakim olmasaydı, bugün kontrol altına alınmış olan bu olay çok daha vahim bir hale gelebilirdi.” yorumunda bulunuyordu.

Adli otopsi sonucunda Gazi Mahallesi’nde hayatını kaybeden 17 kişiden 7’sinin polis kurşunu ile öldürüldüğü ortaya çıktı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma açıldı ve 20 polis hakkında fezleke düzenlendi. Düzenlenen fezleke neticesiyle Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açıldı. Sanıkların üzerine atılı suç ‘Zaruret ve müdafaa sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek’ti. Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan dava ‘kamu güvenliği olmaması’ sebebiyle Trabzon’a gönderildi. Aileler her duruşmada kilometrelerce yolu gidip gelmek zorunda kaldı. Yollarda polis ve jandarma tacizleri ile faşist grupların taşlı saldırılarına uğruyorlardı. Hayatını kaybedenlerin aileleri için zulüm yargılama esnasında da devam etmekteydi.

Hala karanlıkta

5 yıl süren davada karar 2000 yılında açıklandı. Bir Polis memuru 3 yıl 9 ay,  diğeri  6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edildi. Diğer 18 sanık polis memuru ise beraat etti. Ancak Yargıtay ”…adam öldürme ile ilgili net bir açıklığın olmadığı…” gerekçesiyle verilen kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada polisler toplam 5 yıl 8 ay hapse mahkum edildiyse de cezaları ertelendi ve kısa süre sonra mesleğe geri döndüler.

Verilen karar ardından hayatını kaybedenlerin yakınları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi olan ‘yaşam hakkı’ ve 13. maddesi olan ‘milli makamlara başvuru yolunun kapatılması’ kısımlarını ihlal ettiği kararını verdi. Türkiye toplamda 510 bin Euro tazminat ödemeye mahkum edildi.

12 Mart Gazi katliamı  23 yıl geçmesine rağmen hala  karanlıkta kalmış bir şekilde açıklığa kavuşturulmayı bekliyor.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız