Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 50 milyon vatandaşın kimlik bilgilerinin çalınmasına ilişkin soruşturma başlattı.
Çalınan kimlik bilgilerinin 2011 seçimi öncesinde seçmen sıfatı kazanmış 46 milyon Türkiye vatandaşına ait olduğu ortaya çıkmıştı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, "Nereden sızdırıldığını araştırmak lazım. Kimlik bilgilerinin sızdırılmasıyla ilgili gerekli tahkikatlar başlatıldı. Kişisel verilerin korunması konusunda Türkiye'ye devrim yapılmıştır" açıklaması yapmıştı.
Alınan bilgiye göre, başsavcılığın basında çıkan haberleri ihbar kabul ederek başlattığı soruşturma, Bilişim Suçları Soruşturma Bürosunca açıldı.
Soruşturma, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" başlıklı 136. ve "Bilişim sistemine girme" başlıklı 243. maddeleri kapsamında yürütülecek.
Görevlendirilen cumhuriyet savcısının, ilk aşamada yayınlanan bilgilere sahip İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün yanı sıra siyasi partilerin seçimler öncesinde il seçim kurullarından seçmenlere ait bilgileri alabilmeleri nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu ile temas kuracağı öğrenildi.
TCK'nın ilgili maddesinde "Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" hükmü yer alıyor. Söz konusu maddede, suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde cezanın yarı oranında artırılacağı belirtiliyor.
TCK'nın 243. maddesinde ise, "Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" düzenlemesi bulunuyor.