590'ıncı kez Galatasaray meydanında toplanan e dünyanın en uzun direnişlerinden birini gerçekleştiren kayıp yakınları ve İHD üyeleri  darbe ortamının yaşandığı bugün yine meydandaydı. kayıp yakınları, "Darbe değil demokrasi, baskıcı rejim değil özgürlüklerimizi istiyoruz"diyerek bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamada şunları dile getirdiler:

"590 haftadır Galatasaray’dayız.

Galatasaray’dayız çünkü;

Kayıpların akıbetini açığa çıkartacak, kaybetme suçunu işleyen görevlilerin, bunlara emir ve talimat veren amirlerin, suçu durdurma yetkisi olduğu halde durdurmayan üst konumdaki görevlilerin, hesap vermesini sağlayacak siyasi ve yargısal bir iradenin olmaması, hakikate ve adalete ulaşma hakkımızı engelliyor.

Gözaltında kaybetme suçunun tekrarlanmasını engellemek için devletin mevzuatı, siyaseti ve uygulamayı değiştirmesi, caydırıcılığı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapması talebimiz karşılık bulmuyor.

Devletin güvenlik güçlerinin dahil olduğu, başta yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı ihlallerinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak etkin soruşturmalar yapılmıyor.

Hukuk devleti ve insan hakları alanında herhangi bir olumlu gelişme sağlanmıyor, aksine hak ve özgürlükler alanında yeni baskıcı yasal düzenlemeler ile karşı karşıyayız. Yurttaşa karşı işlenen suçları kolaylaştıran, hatta özendiren düzenleme ve uygulamalarla ülke hukuktan, demokrasiden, insan haklarından uzaklaştırılıyor.

Bu hukuksuzluğun yarattığı iklimde, 51 gündür Hurşit Külter’den haber alınamıyor. 51 gündür “Hurşit Külter nerede?” sorumuz devleti yönetenler tarafından cevapsız bırakılıyor. 51 gündür hükümet, ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmiyor. 51 gündür Hurşit Külter ve ailesi hukukun korumasının dışında tutuluyor. Bu hukuksuzluğa göz yummayacağız, susmayacağız; Hurşit Külter nerde? diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz.

590. haftamızda 22 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Ramo Tuğuç’u unutmadık demek için buluştuk.

Cezasızlığa son adalet istiyoruz!

Darbe değil demokrasi, baskıcı rejim değil özgürlüklerimizi istiyoruz!"

(Fotolar: Kerim Eren)