Çocukların kendilerini cinsel istismara maruz bırakan kişilerle evlenmeleri durumunda faile getirilmesini öngören yasa tasarısına ilişkin açıklama yapan 66 kurum, “Çocukların yanında yer almalıyız” dedi.
Çocukların kendilerini cinsel istismara maruz bırakan kişilerle evlenmeleri durumunda faile getirilmesini öngören yasa tasarısına ilişkin açıklama yapan 66 kurum, “Çocukların yanında yer almalıyız” dedi.
Mezapotamya Ajans'ın haberine göre, aralarında Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği ile Türk Psikologlar Derneği’nin de bulunduğu 66 sivil toplum örgütü, sendika ve meslek odası çocukların kendilerini cinsel istismara maruz bırakan kişilerle evlenmeleri durumunda faile “af” getirilmesini öngören yasa tasarısına ilişkin açıklama yaptı.
“Çocukların kendilerine tecavüz eden kişilerle evlendirilmeleri ağır bir çocuk hakkı ihlalidir” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Çocuk haklarını uygulama uygarlaşma yolunda geriye gidiyoruz. 2005 yılında Türk Ceza Hukuku Reformu ile engellenen kız çocuklarının kendilerine tecavüz eden kişilerle evlendirilmesine ilişkin düzenleme günümüzde yeniden yasal ve psikososyal boyutları ile çok ciddi riskler taşıyan ve çocuk haklarına tümüyle aykırı bir durum olarak önümüze çıkarılmıştır.
Bu yasal düzenleme ile, 12-16 yaştaki kız çocukları kendilerine tecavüz etmiş olan kendilerinden 10-15 yaş büyük olan kişilerle evlendirildiklerinde, tecavüzcülere af yolu açılmakta, bir başka deyişle, ‘’cezasızlık’’ getirilmektedir. Çıkarılmak istenen bu yasal düzenleme, topluma bir çözüm yolu olarak sunulmakta, koruyucu, onarıcı bir yasa imiş gibi bir algı yaratılmaktadır.
AİLENİN RIZASI AFFIN GEREKÇESİ
Erken yaştaki kız çocuğunun imam nikahı altında, kendinden yaşça büyük erişkinlerle bir araya gelmeye zorlandıkları evliliklerde, bu yasa yolu ile cezaevindeki koca af ile çıkacak, aile bütünlüğü yeniden onarılmış olacak gibi bir açıklama getirilmekte, burada kız çocuğunun bir yakınmasının bulunmaması, ailenin rızasının olması affın gerekçeleri olarak ileri sürülmektedir.Yapılan araştırmalar, ülkemizdeki erken yaş evliliklerinde, çocukların yüzde 30’undan fazlasının yetişkinlerle imam nikahı ile evlendirildiklerini ve bu durumu ailelerin rıza ve onayı ile olduğunu açıklamaktadır.
ÇOCUKLARA TACİZDE BULUNANA ‘AF’ GETİRECEK
Bu durumda 12 yaşındaki bir kız çocuğuna, kendinden 15 yaş büyük bir yetişkin erkek tarafından imam nikahı bağlamında bir cinsel taciz uygulandığında bu eylem suç sayılmayacaktır. Ayrıca, bu yasa gerçekleştiğinde, yalnızca erken yaşta, imam nikahı ile gerçekleştirilmiş evlilikler kapsamındaki kişilere değil, kız çocuklarına cinsel tacizde bulunan tüm kişilere de ‘cezasızlık’, ‘af’ getirecektir.
Ülkemizdeki toplumsal cinsiyet eşitliğini hiçe sayan yaklaşımlar, geleneksel ve dinsel dogmalar, özellikle kız çocuğunu bir cinsel nesne, anne babanın istedikleri gibi yönetecekleri bir ‘’mal’’, kendi istenci, yönelimi, duygusu, düşüncesi olmayan bir varlık gibi gören çağdışı tutumlar, erkeği önceleyen, kızları edilginleştiren ve değersizleştiren bakış açıları o denli yaygınlaşmıştır ki artık kız çocuklarının kendilerine tecavüz eden kişiler ile evlendirilmesi konusu bile, tartışılabilir bir konu olarak gündeme getirilebilmektedir.
EĞİTİM HAKKINDAN YOKSUN BIRAKMA DEMEKTİR
İlkel bir bakış açısı ile bu sürecin işlevi ve hedefi, geleneksel bir damgalamanın kıskacına alınmış, ‘’namusu kirletilmiş’’ kız çocuğunu korumak ve evlendirerek, ona bir çözüm yolu sunmak ve tecavüz eden erkeğe de bir af yolu açmaktır.
Kız çocuğunun evlendirilmesi, onu en temel haklarından biri olan eğitim hakkından yoksun bırakma demektir. Yine kız çocuğunun kendisine tecavüz eden kişi ile evlendirilmesi, onda değersizlik duygusu, benlik saygısında düşme, öfke, dışlanmışlık ve terk edilmişlik duygularının ortaya çıkmasına neden olur, kendini çıkmazda hisseder.
ÇOCUKLARIN YANINDA YER ALMALIYIZ
Erken yaş evliliği temelde çocuğa yönelik bir zorbalık, açık bir çocuk hakkı ihlalidir.Çocuk Hakları açısından 18 yaş öncesi bireyler çocuk sayılmaktadır ve gerek fiziksel, gerekse ruhsal yönden evlilik onlar için düşünülemez. Çocuklar eğitim, oyun oynama, kendilerini geliştirici etkinliklere katılma hakları nedeniyle evlendirilemez. Ayrıca çocukların her türlü cinsel sömürüye ve cinsel istismara karşı korunma hakları bulunmaktadır. Çocuk evliliği bir çocuk hakkı ihlali, dolayısıyla bunu gerçekleştiren yetişkinler için bir suçtur. Ülkemizde 12-16 yaş arası kız çocukları, kendilerinden 10-15 yaş büyük yetişkinlerle imam nikahı ya da başka tanımlamalar altında karı-koca ilişkisi içinde birlikte yaşamaya zorlanmaktadırlar. Toplumumuzda bu tür evliliklere, denetleme, yaptırım ve bilgilendirme yoluyla son verilmelidir. Bu noktada STK’larla birlikte tüm topluma, ailelere ve devlete de ciddi görevler düşmektedir. Çocuklarla evlenmek bir suçtur ve bu suçu işleyen ve bu suça katılan tüm yetişkinler ceza almalıdırlar.
STK’lar, aileler ve politika uygulayıcıları olarak, çocukların kendilerine tecavüz eden kişilerle evlendirilmelerini öngören bu yasal düzenlemeye karşı durmalı ve çocukların yanında yer almalıyız!”