İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Tek Tip Elbise ile ilgili 9 aydır sürdürdüğü kampanyasına, 9 kez yaptığı açıklama ile devam etti.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından dernek binasında yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verildi:
Dışarıdakiler hapishaneleri kendilerinden uzak olarak görseler bile, iktidar hapishanelerle dışarıya organize bir şekilde saldırıyor.
1999’da Anakara/Ulucanlar katliamından bir gün önce, dönemin başbakanı “içeriye hakim olmadan, dışarıya hakim olamayız” diyerek bu olguyu yalın bir şekilde ifade etmiştir.Bu sözlerin söylenmesinden kısa bir süre sonra Ulucanlar Hapishanesi’nde 10 politik mahpus katledildi. Dışarıda ise katliamın hemen ardından Uluslararası Para Fonu (IMF)’yla anlaşmalar imzalanıp emeğe, emekçiye saldırılar başladı.
Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde ve güya kaldırılmasına karşın aslında kalıcılaşan OHAL’de hapishanelerde mahpuslara yönelik saldırılar sürekli artmaktadır. Sürgün sevkler, disiplin cezaları, ayakta sayım, tekmil dayatmaları vb. hak ihlalinden öte açık işkence uygulamaları haline geldi. Hapishanelerde işkence tek tip elbise uygulaması yaşama geçecek olursa daha üst boyuta ulaşacaktır.
Hapishanelerde Tek tip elbise uygulamasının başlıca amacı politik mahpusları teslim almaktır. Bununla beraber temel insan hak ve özgürlüklerin yaşaması ve ifade edilmesi engellenecek; Tutuklanan her mahpus teslim alınmaya çalışılacaktır.
Mahpuslara tek tip elbise giydirmeyi başaran bir iktidar, onları biat eden üniformalı emir erine çevirme çalışacaktır. Bunu başarabilirse, yani içeriyi teslim alabilirse, dışarıda işçiye, emekçiye, öğrenciye, biat etmemiş herkese daha şiddetli saldıracaktır. Çünkü direnme iradesini kırdığı noktada daha fazla saldırmakta tereddüt etmeyecektir.
Aslında,tek tip elbise dayatması hapishaneler önceliğiyle gerçekleşse bile, toplumu tek tipleştirmeye yönelik saldırının bir parçasıdır. Politik mahpuslar bu gerçekliğin farkında oldukları için tek tip elbiseyi giymeyeceklerini söylüyorlar. Esas olarak dışarısı için direniyor ve direneceklerini her zaman da söylüyorlar.
24 Aralık 2017 tarihinde çıkartılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’yle tek tip elbise saldırısı yasalaştı
OHAL sürecinde çıkarılan KHK'lar mecliste oylanıp kabul edilmedikçe OHAL kalkınca hükümsüz hale gelmesi gerekir. Ne var ki bu olağan yasalar bugün hükümsüz durumdalar. Nasıl ki OHAL KHK'larıyla işten çıkarılan kamu emekçileri bugün işlerine geri dönemiyorsa, 696 sayılı KHK'da yasal olmamasına rağmen mahpuslar için hala ciddi bir tehdit olarak karşımızda durmaktadır.
Bu yüzden insan hakları savunucuları olarak bizler, 696 sayılı KHK’nin iptal edilmesini istiyoruz!
Bu talebimizi diğer birçok kararname gibi 696 sayılı KHK’yi hukuksuzca ve kendi yazılı yasalarına aykırı bir şekilde çıkaran iktidarın artık duymasını istiyoruz
Fakat biliyoruz ki iktidarın 9. kez dile getirdiğimiz isteğimizi duyması için sesimizin daha güçlü çıkması gerek. Sesimizi güçlendirmek için kendine insanım diyen herkese çağrımız var:
Bu yüzden tek tip elbiseye karşı, toplumun geleceğini tek tip karanlığa boğma saldırısını engelleme temelinde, sesimizi yükseltmeliyiz.
Tek tip elbise işkencedir!
Tek tip elbise işkencesine hayır!
Tek tipleşmeye hayır!
İnsan Haklarıyla İnsandır!