78'liler Girişimi, 12 Eylül Darbesi'nin 42.yılında Kazancı Yokuşunda bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. "Halkçı bir demokrasi için darbelerle hesaplanıyoruz" pankartı açıldı.
12 Eylül askeri faşist darbesinin 42'nci yıldönümünde Kazancı Yokuşu'ndan seslenen 78'liler Girişimi, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmanın ve darbenin temelini attığı toplumsal çürümenin önüne geçmenin önemini vurguladı.
78'liler Girişimi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 42'nci yıldönümünde Taksim'de bulunan Kazancı Yokuşu'nda toplanarak darbelerle hesaplaşma çağrısı yaptı. "12 Eylül darbesinin 42. yıldönümü: Halkçı bir demokrasi için darbelerle hesaplaşıyoruz" pankartı açılan eylemde, 78'liler Girişimi adına basın açıklamasını Osman Zorba okudu.
12 Eylül rejiminin temel unsurlarıyla katlanarak sürdüğünü belirten Zorba, darbe dönemi yasalarının hala yürürlükte olduğuna dikkat çekti. Türk siyasetçilerinin 42 yıldır ülkeyi bu tekçi anayasayla yönettiğini kaydeden Zorba, darbe karşıtlığı üzerine kurulan demokrasi laflarının şike olduğunu söyledi. Zorba, 12 Eylül darbesiyle toplum ve devletin siyasal ve askeri zor aracıyla anti-demokratik, totaliter bir anlayışla yeniden düzenlendiğini dile getirerek, "Darbecilerin temel amacı demokratik bir şal altında darbe rejimini kurumsallaştırma, Pentagon patentli bir soğuk savaş ürünü ‘Ulusal güvenlik devleti'ni yeniden inşa etmekti" dedi.
Darbecilerin bu anlayışla resmi ideolojilerini ve tek boyutluluğu kabul etmeyen farklı kesimleri, özellikle solu ve Kürt yurtseverlerini "iç düşman" ilan ettiğini ifade eden Zorba, böylece devlet-toplum ilişkilerinde dengenin toplum aleyhine bozulduğunu söyledi.
Darbe sonrası gelen sivil hükümetlerin de darbe rejimiyle işbirliği yaptığını vurgulayan Zorba, "Darbecilerin istisnasız muhalif ya da farklı her kesime karşı uyguladığı ölçüsüz şiddetin yanıtı 1984'ten sonra patlak veren ‘Kürdi savaş' oldu. Bu savaşın kısa sürede büyümesinin ana kaynaklarından biri abartısız işkence kampına dönüştürülen Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi oldu. Mamak, Metris ve Türkiye'nin her yanına yayılan sayısız askeri cezaevinde inanılmaz bir şiddet uygulandı. Bunlar kayda bile geçmedi" ifadelerini kullandı.
12 Eylül darbesiyle eşitlikçi, insana dayalı değerlerin tasfiye edildiğini ve para, statü, güce dayalı değerler sisteminin önünün açıldığını dile getiren Zorba, bu durumun siyaseti çürüttüğünü belirtti.
Bütün bunların sonucu olarak 12 Eylül darbeciliğinin yargılanmadığını söyleyen Zorba, şöyle devam etti: "12 Eylül'ün yargılanmayışının bedeli ise, devlet içinde örgütlenen, devlet adına hareket eden ve topluma karşı, cinayet, uyuşturucu ticareti, adam kaçırma, sabotaj, seri suikastler de dahil, suç işleyen Susurluk düzeni ürünü çeteler oldu. Topluma ve insanlığa karşı suç işleyenleri koruyan bir politik sistem oldu. 28 Şubat oldu. 15 Temmuz darbe girişimi ve tek adam rejimi oldu bunun bedeli... Darbeleri engellemenin yolu darbelerle hesaplaşmaktan, darbecilerin yargılanmasından, halkçı bir demokrasinin inşasından geçer!"