Güncel

8 Ekim 1980: 12 Eylül katillerinin ilk idamı Sosyalist Necdet Adalı

“Şu kısa yaşamım içerisinde hiçbir şahsi çıkar gözetmeden ezilen halklar adına verilen mücadelede yerimi almaya çalıştım ve bundan dolayı gurur duyuyorum.”

8 Ekim 2020 Saat: 10:44
8 Ekim 1980: 12 Eylül katillerinin ilk idamı Sosyalist Necdet Adalı
8 Ekim 1980: 12 Eylül katillerinin ilk idamı Sosyalist Necdet Adalı

12 Eylül 1980'de darbeci generallerin iktidarı ele geçirmeleriyle birlikte, Türkiye'nin dört bir köşesinde devrimci avı başlatıldı. On binlerce insan gözaltına alındı, binlercesi tutuklandı, hapishanelere doldurdu, idam edildi, işkence sonucu öldü. Henüz 19 yaşında genç bir devrimci olan Necdet Adalı, 1977 yılında tutuklanmış ve idamla yargılanmaya başlanmıştı. Adalı, 12 Eylül darbecilerinin idam ettiği ilk sosyalist oldu.

Kurtuluş örgütü üyesi olan Necdet Adalı, bir kahvehanenin taranması olayına karıştığı gerekçesiyle 1977 yılında hapishaneye atıldı. Adalı, o dönemde Yıldırım Beyazıt Lisesi'nde öğrenciydi. Ankara'nın İsmetpaşa Semti'nde bulunan kahvehanenin taranmasıyla, içeride bulunan kişilerden ikisi öldü. Ölenlerin MİT mensubu olduğu iddia edildi.

Necdet Adalı bu olaydan kısa bir süre sonra yakalandı ve kahvehanenin taranmasından sorumlu tutuldu. İdam talebiyle yargılanmaya başlandı. Kararlı bir devrimci olan Adalı, yargılama süreci boyunca düşüncelerinden taviz vermeyen bir tablo çizdi. Ancak kahvehane olayıyla bir ilgisinin bulunmadığının altını ısrarla çizdi.

Dava devam ederken 12 Eylül darbesi gerçekleşti. Bu defa Adalı'nın davası askeri mahkemede görülmeye başlandı. Hakim Albay Hamdi Sevinç, Adalı'nın doğruyu söylediğine inanıyor ve Adalı'nın idamına ilişkin karara şerh koyuyordu. Ancak darbeciler halka gözdağı vermek için Adalı'yı idam etmeye kararlıydılar. Hakkında tek bir kanıt, tek bir gördü tanığı olmamasına rağmen Adalı idama mahkûm edildi. Bunun üzerine Albay Hamdi Sevinç istifa etti.

Necdet Adalı, idam edileceği günü metanetle bekledi. Ölmeden birkaç gün önce ailesine son bir mektup yazdı: "Sevgili anneciğim ve babacığım, sizleri ve ezilen halklar adına mücadeleyi, erken bırakmak zorunda kaldığım için üzgünüm, ama bundan ve içinde bulunduğum durumdan dolayı hiçbir zaman pişmanlık duymadan ve şu kısa yaşamım içerisinde hiçbir şahsi çıkar gözetmeden ezilen halklar adına verilen mücadelede yerimi almaya çalıştım ve bundan dolayı gurur duyuyorum. Hakim sınıfların göstermek istediği gibi bizler hiçbir zaman savunmasız insanlara karşı katliam girişiminde bulunmadık.

Fakat onların bizi böyle göstermeleri ve faşistlerle bizi aynı kefeye koyarak cezalandırmaları, bizim nezrimizde ezilen halkların mücadelesine yapılan bir saldırıdır.

Anneciğim ve babacığım; sizlere kısaca bahsettiğim gibi hiçbir pişmanlık duymuyorum. Sizlerin de ezilen halklar uğruna verilen mücadelede katledilişimden dolayı üzülmemenizi ve bundan gurur duymanızı bekliyorum".

 

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız