Güncel

Açlık sınırı 1.812 TL, yoksulluk sınırı 5.904 TL

Ağustosta 4 kişilik ailenin açlık sınırı bin 812, yoksulluk sınırı 5 bin 904 lira olarak hesaplandı.

27 Ağustos 2018 Saat: 16:11
Açlık sınırı 1.812 TL, yoksulluk sınırı 5.904 TL
Açlık sınırı 1.812 TL, yoksulluk sınırı 5.904 TL

Türk-İş tarafından çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yapılan "açlık ve yoksulluk sınırı araştırması"nın ağustos ayı sonuçları açıklandı.

Araştırmaya göre, bu ay dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden "açlık sınırı" bin 812 lira olarak belirlendi.

Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen "yoksulluk sınırı" ise 5 bin 904 lira oldu.

Ankara'da yaşayan 4 kişilik bir ailenin "gıda için" yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 4,26 oranında arttı. Yılın sekiz aylık döneminde fiyatlardaki artış yüzde 12,71 oranına ulaştı.

Gıda enflasyonunda son oniki ay itibarıyla artış oranı yüzde 20,45 olurken, yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 12,05 olarak hesaplandı.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNİN FİYATI ARTTI

Süt, yoğurt, peynir grubunda beklenen zam gerçekleşti ve fiyatlar yüksek oranda arttı. Yapılan hesaplamada sütün litre fiyatı yüzde 13,67 oranında artış gösterirken, yoğurt yüzde 21,04 ve peynir yüzde 17,54 oranında zamlandı.

Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta Kurban Bayramı ile kıyma ve kuşbaşı et fiyatı artış gösterdi. Tavuk kilogram fiyatı da artarken sakatat fiyatı değişmedi.

Geçen ay yükselen yumurtanın fiyatında az da olsa düşüş oldu. Bakliyat ürünlerinde (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) mevcut stoklar bitmediği için fiyatların değişmediği, yeni mahsulün devreye girmesiyle artış olacağı ifade edildi.

Yaş sebze-meyve fiyatları mevsim şartları ile yaz tatili ve bayram öncesi gerileyen talep nedeniyle biraz düşüş gösterdi. Mutfak harcamasının vazgeçilmez ikilisi kurusoğan ile patates fiyatı bu ay da geriledi.

Tereyağı (yüzde 31,14 oranında) ve ayçiçeği yağı (yüzde 11,17) fiyatı arttı, margarin ve zeytinyağı fiyatı değişmedi. Siyah ve yeşil zeytin ortalama fiyatı yine yükseldi. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb.) ürünlerinden ceviz ve ayçekirdeği fiyatı arttı, diğerleri değişmedi.

İŞTE RAPORUN TAMAMI

AĞUSTOS 2018 AÇLIK ve YOKSULLUK SINIRI

  • FİYATLAR ARTIYOR, ETİKETLER DEĞİŞİYOR, SATIN ALMA GÜCÜ DÜŞÜYOR…
  • MUTFAK ENFLASYONUNDA ONİKİ AYLIK ARTIŞ YÜZDE 20,45 ORANINDA DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRI 1.812 TL, YOKSULLUK SINIRI 5.904 TL
  • BİR KİŞİNİN AYLIK GEÇİM MALİYETİ 2.225 TL AMA ASGARİ ÜCRET HALA 1.603 TL

Döviz, elektrik, doğalgaz, benzin fiyatlarındaki artış derken temel gıda madde etiketleri de değişti ve geçim şartları daha da ağırlaştı. Gıda harcaması tutarındaki oniki aylık artış oranı da Ocak 2004’den bu yana ilk kez yüzde 20’leri gördü. TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu), çalışanların geçim şartlarını otuz bir yıldan bu yana aralıksız olarak her ay düzenli olarak yaptığı “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırması ile ortaya koymaktadır. TÜRK-İŞ Araştırmasının 2018 Ağustos ayı sonucuna göre:

 Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.812,47 TL,

 Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 5.903,80 TL,

 Bir çalışanın -sadece kendisinin- yapması gereken yaşama maliyeti ise aylık 2.225,54 TL olarak hesaplandı.

* Gıda harcaması tutarı, yuvarlama nedeniyle, toplamda farklı olabilmektedir. TÜRK-İŞ hesaplamasına göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı geçtiğimiz aya göre 74 TL, yoksulluk sınırı tutarı ise 241 TL artmıştır. Yılbaşına göre artış tutarı sırasıyla 204 TL ve 666 TL oldu. Son bir yılda mutfağa gelen ek yük 308 TL ve aile bütçesine gelen ek yük 1.002 TL arttı.

Oysa yılbaşında net asgari ücret sadece 199 TL artışla bütün yıl için aylık net 1.603 TL olarak belirlenmişti. Asgari ücretin yürürlüğe girdiği Ocak 2018 ayında 1.989,20 TL olan tek bir işçinin geçimi için yapması gereken aylık harcama bu ay 2.225,54 TL’ye yükseldi. Böylece asgari ücretle aradaki fark 386 TL’den 622 TL’ye yükseldi. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırını bile karşılamayan, tek işçinin geçimini sağlamayan asgari ücret, çalışanların içinde bulunduğu olumsuz şartların önemli bir göstergesidir. Var olan ücret gelirleriyle dar ve sabit gelirli kesimler zaten geçinemezken meydana gelen fiyat artışları sonrası satın alma güçleri daha da geriledi.

TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim 2018 Ağustos ayında şu şekilde gerçekleşmiştir:

 Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 4,26 oranında arttı.

 Yılın ilk sekiz ayında fiyatlardaki artış yüzde 12,71 oranına ulaştı.

 Gıda enflasyonunda son oniki ay itibariyle artış oranı yüzde 20,45 oldu.

 Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 12,05 olarak hesaplandı.

Gıda Harcamasındaki Değişim TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan gıda fiyatları endeksi ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hesaplanan tüketici fiyatları endeksi alt grubunda yer alan gıda endeksindeki son on iki aylık gelişim aşağıdaki şekilde yer almaktadır. Dikkati çeken nokta, son aylarda giderek yükselen gıda fiyatlarını bu ay yüzde 20 sınırını aşmasıdı.

TÜRK-İŞ ve TÜİK GIDA FİYATLARI ENDEKSİ (12 Aylık % Değişim) Türk-İş Gıda Endeksi TÜİK Gıda Endeksi Gıda harcaması çalışmasına temel alınan beslenme kalıbında yer alan ürünlerin fiyatları Ağustos 2018 itibariyle şu şekilde değişim gösterdi:

Süt, yoğurt, peynir grubunda; beklenen zam gerçekleşti ve fiyatlar yüksek oranda arttı. Yapılan hesaplamada sütün litre fiyatı yüzde 13,67 oranında artış gösterirken yoğurt yüzde 21,04 ve peynir yüzde 17,54 oranında zamlandı.

 Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; kurban bayramı ile birlikte kıyma ve kuşbaşı et fiyatı –düşük de olsa- artış gösterdi. Tavuk kilogram fiyatı da artarken sakatat fiyatı –şimdilik- değişmedi. Balık mevsiminin başlamasına günler kala satışta olan kültür balık fiyatları (alabalık, levrek, somon vs.) artış gösterdi. Geçen ay yükselen yumurtanın fiyatı bu ay biraz düştü. Bakliyat ürünlerinde (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) mevcut stoklar bitmediği için fiyatların değişmediği, yeni mahsulün devreye girmesiyle artış olacağı ifade edildi.

 Yaş sebze-meyve fiyatları mevsim şartları ile yaz tatili ve bayram öncesi gerileyen talep nedeniyle biraz düşüş gösterdi. Mutfak harcamasının vazgeçilmez ikilisi kuru soğan ile patates fiyatı bu ay da geriledi. Hesaplama yapılırken -her zaman olduğu gibi- pazarda yaygın bulunan mevsim ürünleri esas alındı. Bu ay ağırlıklı olarak yine 15 sebze ve 11 meyve fiyatı kapsandı. Araştırmada ürünlerin tek tek ağırlığı yerine harcama sepetindeki meyve-sebze tüketiminin toplam miktarından hareket edildi. Geçtiğimiz ay 4,75 TL olan ortalama sebze-meyve fiyatı bu ay 4,63 TL’ye geriledi. Ortalama kilogram fiyatı 4,87 TL olan sebze bu ay 4,43 TL olurken, ortalama kilogram fiyatı geçen ay 4,59 TL olan meyve bu ay 4,91 TL’ye yükseldi.

Ekmek, pirinç, un, makarna, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; fiyatı arttığı belirtilen ekmek eski tutarı üzerinden satılıyor. Pirinç fiyatında yine artış tespit edildi, diğer ürünlerin fiyatı bu ay aynı kaldı.

 Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı (yüzde 31,14 oranında) ve ayçiçeği yağı (yüzde 11,17) fiyatı arttı, margarin ve zeytinyağı fiyatı değişmedi.

Siyah ve yeşil zeytin ortalama fiyatı yine yükseldi. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb.) ürünlerinden ceviz ve ayçekirdeği fiyatı arttı, diğerleri değişmedi. Baharat (kimyon, nane, karabiber, vb.) ürünleri -yeni mahsul çıkmadığı için- aynı kaldı. Şeker fiyatı yine artarken, bal, reçel ve pekmez fiyatı ile tuz, çay, ıhlamur fiyatı değişmedi. Bazı salça markalarında yüksek oranlı zamlar tespit edildi, diğerlerinin de önümüzdeki günlerde fiyat artırması bekleniyor.

Konfederasyonumuzca hesaplanan tutarlar ücret düzeyi olmayıp haneye girmesi gereken toplam gelir miktarıdır. Ancak hanede çalışan sayısının sınırlı ve fakat ele geçen ücretin yetersiz olduğu durumlarda, elde edilen gelir birden fazla kişinin geçimini karşılayamamakta, kişi başına “insanca geçim için” yapılması gereken harcama tutarı yetersiz kalmaktadır.

TÜRK-İŞ’in bu araştırması alanında ilktir. Daha sonra bu alanda yapılan benzeri çalışmalara da örnek olmuştur/olmaktadır. “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasında hesaplamaya temel alınan gıda maddelerinin fiyatları, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarları sürekli ve düzenli dolaşılarak doğrudan tespit edilmektedir. TÜİK tarafından derlenen fiyat verileri kullanılmamakta ve fakat, gelişmeleri değerlendirmek ve kıyaslama yapmak için sonradan izlenmektedir. Çalışma bu niteliğiyle bağımsızdır. Konfederasyonumuz her ayın son haftasında ve TÜİK açıklamasından yaklaşık bir hafta önce hesaplama sonuçlarını kamuoyuna açıklamaktadır ve bu yönüyle,

AÇIKLAMALAR

Çalışanların, kendilerine ve ailelerine saygın yaşam düzeyi sağlayacak bir gelir elde etmeleri esastır. Yoksulluk, genel anlamıyla, insanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama durumu olarak tanımlanmaktadır. Yoksulluk sınırı tutarı, bir ailenin, insan onurunun gerektirdiği zorunlu ihtiyaçları karşılayabilmesi için yapması gereken harcama düzeyidir. Türkiye’de bu konuda düzenli bir çalışma bulunmamaktadır.

TÜRK-İŞ, var olan bu eksikliği gidermek amacıyla, Aralık 1987’dan bu yana düzenli olarak her ay, gıda harcaması tutarını ve buradan hareketle açlık ve yoksulluk sınırını açıklamaktadır. Türkiye’de yoksulluk sınırı ve yoksulluğun boyutları ile ilgili ilk resmi çalışma TÜİK tarafından 14 Nisan 2004 günü açıklanan “2002 Yoksulluk Çalışması”dır. Çalışanların, kendilerine ve ailelerine yetecek bir ücret almaları gereği açıktır. Ancak temel ihtiyaçların karşılanabilmesini sağlayacak ve refahtan pay almasını mümkün kılacak ücretin hesabı nasıl yapılacaktır? İşçinin yaşam standardını sürdürmesi ya da iyileştirmesi için gerekli olan tutar ne kadar olmalıdır? Kuşkusuz bu ve benzeri soruların cevabını vermek kolay değildir. Gerekli olacak tutarın hesabı, yaşam standardı ve tüketim alışkanlıklarına da bağlı olarak kişiden kişiye, hatta ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir.

İşçinin ailesiyle birlikte, insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlayabilecek harcama tutarını belirlemek için yapılabilecek hesaplamalardan biri, beslenmeye ilişkin ihtiyaçların belirlenmesidir. Dengeli beslenebilmek için, yetişkinlerin ihtiyaç duyacağı kalori miktarı ile çocukların yaşlarına göre gerekli olan kalori miktarının ne olması gerektiği hakkında bilimsel araştırmalar yapılmıştır. Sağlığın korunabilmesi için bu kalorileri sağlayacak besin miktarları yanı sıra, gerekli protein, yağ ve karbonhidrat miktarları konusunda da belirlemelerde bulunulmuştur. Bu kapsamda, farklı büyüklükteki aileler için toplam besin ihtiyacı hesaplanabilmektedir. TÜRK-İŞ’in bu çalışmasında, dört kişilik bir ailenin, bilimsel olarak belirlenmiş beslenme kalıbı temel alınmaktadır. Anılan beslenme kalıbı, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Teknolojisi Yüksek Okulu’ndan sağlanmıştır. Günlük kalori ihtiyacının hesabında, hem yetişkin kişiler hem de genç ve çocuk nüfus dikkate alınmaktadır. Buna göre yetişkin erkek için 3500, yetişkin kadın için 2300, 15-19 yaş grubundaki erkek çocuk için 3200 ve 4-6 yaş grubundaki çocuk için 1600 kalorilik liste temel alınmıştır. Çalışmada kullanılan besin grubunda şu besin maddeleri yer almaktadır: Birinci grupta; süt, yoğurt, peynir… İkinci grupta; et, tavuk, balık, sakatat ürünleri, yumurta, kuru bakliyat (nohut, mercimek, kuru fasulye, barbunya vb.)… Üçüncü grupta; meyve ve sebze… Dördüncü grupta; ekmek, makarna, pirinç, bulgur, un, irmik, diğer tahıl unları… Beşinci grupta; tereyağı, margarin, ayçiçeği yağı, zeytinyağı, zeytin, yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık vb.), şeker, reçel, marmelat, bal, pekmez, tuz, baharat (kimyon, karabiber, pul biber, nane vb.), çay, ıhlamur, salça…

Araştırmada, dört kişilik bir ailenin fizyolojik ihtiyaçları ile tutarlı, yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak için gerekli olan kalori sayısı ve bunu karşılayacak besinlerin cins ve miktarı temel alınmaktadır. Ankara’da çalışanların yoğun olarak alışveriş yaptıkları market ve semt pazarları ayda iki-üç kez dolaşılarak fiyatlar derlenmekte ve yapılması gereken asgari düzeydeki gıda harcaması tutarı hesaplanmaktadır. “Açlık Sınırı” dört kişilik bir ailenin, sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için bir ayda gıda için yapması gereken asgari harcama tutarını tanımlamaktadır. İnsan onuruna yaraşır düzeyde yaşam sürdürebilmek için gereken harcama tutarı, hiç kuşku yok ki, gıda ile sınırlı değildir. Gıda harcaması yanında giyim, konut, ulaşım ve diğer ihtiyaçlar için gerekli tutarın da ayrıca hesaplanması gerekmektedir. “Yoksulluk sınırı” zorunlu ihtiyaçlar için yapılması gereken toplam harcama tutarını ifade etmektedir. Gıda dışındaki zorunlu harcamaların tutarını ayrıntılı olarak ve tek tek hesaplamak için kullanılabilecek, “beslenme kalıbı” benzeri bir bilimsel ve objektif yöntem -maalesef- mevcut değildir. Bu tutarın hesaplanmasında, genellikle aile bütçesi yöntemi kullanılmaktadır. Ailelerin elde ettiği geliri ve temel ihtiyaçları için yaptıkları harcamaları gösteren çalışmalardan yararlanılarak bir hesaplama yapılabilmektedir. Diğer bir ifadeyle, ailelerin

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından, aile bütçesine yönelik anket çalışması yapılmaktadır. TÜİK, ülke genelinde yaptığı anket ile ailelerin elde ettiği geliri ve tüketim harcamalarını bulmaktadır. TÜİK’in 2003-2004 Hanehalkı Tüketim Harcamaları Anketi’ne göre gıda harcamalarının toplam tüketim harcamaları içindeki payı yüzde 30,70 oranındadır. Hesaplamalarda bu oran esas alınmaktadır. TÜRK-İŞ çalışması sonucu açıklanan yoksulluk sınırı tutarı, işçinin eline geçmesi gereken ücret düzeyi değildir. Bu değerlendirme eksik bir yaklaşımın ifadesidir. Yoksulluk sınırı tutarı, ailenin yapması gereken insan onurunun gerektirdiği harcama düzeyidir ve bir bakıma, haneye girmesi gereken toplam gelirin alt sınırını ortaya koyan önemli bir göstergedir. Ancak çoğu zaman, ücretli çalışan ailenin tek gelir kaynağı olduğundan yoksulluk sınırı tutarı olması gereken ücret düzeyi olarak görülmektedir. TÜRK-İŞ’in bu çalışmasıyla hesaplanan gıda harcama tutarında, aylar ve yıllar itibariyle meydana gelen değişimi yansıtan oranları enflasyon verisi olarak değerlendirmek de ihtiyatlı bir yaklaşımı gerektirmektedir. Konfederasyonumuzun otuz bir yıldan bu yana her ay düzenli olarak yaptığı gıda harcaması tutarındaki değişim, bir bakıma TÜİK’in açıkladığı tüketici fiyatlarındaki değişimin yönünü ortaya koyan öncü gösterge niteliğindedir. Nitekim 1988-2014 yıllarını kapsayan dönemdeki TÜİK tüketici fiyatları endeksindeki artış ile birlikte tüketici fiyatları içinde önemli alt harcama grubu olan gıda harcamalarındaki yıllık ortalama değişim TÜRK-İŞ gıda harcaması ile kıyaslandığında -neredeyse- paralel bir gelişme hemen dikkati çekmektedir

Ancak, yinelemek gerekir ki, bu çalışma, tüketici fiyatları endeksi olarak değerlendirilmemelidir. Dar gelirli ailelerin elde ettiği gelirin yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde olmadığı açıktır. Aileler, düşük düzeydeki geliriyle beslenme ve beslenme dışı harcamaları karşılayabilmek için çeşitli malların fiyatlarını da dikkate alarak tüketim malları arasında tercihte bulunmak zorunda kalmaktadır. Çoğu zaman fiyatı yüksek olan gıda maddeleri yerine fiyatı düşük olan gıda maddelerini seçmektedir. Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmektedir. Sonuçta, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız ve dengesiz beslenme yapmasına yol açmaktadır. TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan açlık ve yoksulluk sınırı tutarları ile elde edilen gelir arasındaki fark, çalışanların içinde bulunduğu geçim sıkıntısının boyutlarını ortaya koyan önemli bir gösterge olmaktadır.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız