Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ankara’da, “Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Haklarının Güçlendirilmesi Projesi” (CEMRE) kapanış törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Gül, “Yargının hiçbir şekilde ‘pardon’ deme lüksünün olmadığı inancıyla ve bu konuda herkesin güvendiği, sığındığı tek liman yargının, hiçbir şekilde hataya düşme lüksü yoktur” dedi. Bakan Gül, 5 yılın altında ceza alanlara istinaf sonrası temyiz yolunun da açılacağı mesajını verdi.
Bakan Abdulhamit Gül, açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin adım adım hayata geçirileceğini belirtti. Pakette önemli düzenlemeler olacağına inandıklarını kaydeden Bakan Gül, “Özellikle bu çerçevede kanun yolunu genişleterek, bir başka gözle de uygulamadaki farklılıkları ortadan kaldırıcı düzenlemenin yapılmasına zaruri ihtiyaç vardır. Özellikle İstinaf, çok önemli bir devrimdir. Ancak uygulamadan kaynaklanan birtakım eksiklik ve bir takım farklılıkların düzeltilmesi hukuk devletinde bir görevdir. Bakanlık olarak tüm takvimimiz hazırdır. Birinci yargı paketi, ikinci yargı paketi, üçüncü yargı paketi gibi, meclisimizin takviminin izin ve el verdiği ölçüde, her türlü teknik destek hazırlığımızı yaptık. Bundan sonra tüm gündem elbette meclisimizin takdirindedir” dedi.
”A’ istinafı mahkûmiyet, ‘B’ istinafı beraat veriyorsa burada yargıya güven elbette artmak zorundadır’
Bakan Gül, İstinaf’ta verilen kararlara dikkat çekerek, “Bir İstinaf aynı konuyla ilgili farklı bir karar verebilmekte, bir başka İstinaf aynı konuyla ilgili farklı karar verebilmektedir. Ama bunların, bir uygulamada farklı bir karar vermeleri kişilerin yargıya olan güvenini zedelemektedir. Bir metin altına imza atmış kişi ‘A’ istinafında mahkûm olabilmekte, ‘B’ istinafında beraat edebilmektedir. Peki, hangisi daha doğru? Virgülüne kadar aynı metne imza atmış bir kişi veya aynı bir fiili işlemiş kişi hakkında ‘A’ istinafı mahkûmiyet, ‘B’ istinafı beraat veriyorsa burada yargıya güven elbette artmak zorundadır. Hangisi doğruysa onun bir yeknesaklık haline gelmesi lazım. Bu çerçevede düzenlemelerin yapılması bizim de beklentimizdir” diye konuştu.
‘Düşüncesinden, ifadesinden dolayı hiç kimse bir gün bile cezaevinde kalmasın’
Bakan Gül, şunları kaydetti:
“Düşüncesinden, ifadesinden dolayı hiç kimsenin eleştirisinden dolayı cezaevine girmediği bu konudaki düzenlemeleri elbette bir an önce hayata geçeceğine inanıyoruz burada tabi ki kararı verecek olan mahkemeler kesin karar ancak düşünce ifade özgürlüğü gibi çok temel konular Yargıtay kanun yolunun açılarak orada bir denetimden geçilmesini biz buradan söylüyoruz elbette o kadar mutlaka yanlıştır diye bir yargımız yoktur ancak bir Yargıtay da görsün. Düşüncesinden, ifadesinden dolayı hiç kimse bir gün bile cezaevinde kalmasın bir gün bile tutuklu olmasın. Bunların hepsi bir Yargıtay yoluyla değerlendirilsin”
‘Pazardaki teyzeyi ‘terörist’ gibi alıp asıl takıyyecilerle uğraşmazsanız, burada etkin bir terörle mücadele doğmaz’
Bakan Gül, adalet arayışı içerisinde olan vatandaşların yargı tarafından mağdur edilmemesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle terörle mücadele olsun, diğer konularda olsun hangi konularda olursa olsun yargı önüne gelen konularda yeni mağduriyetlerin oluşmaması için elinden gelen bütün titizliği göstermek zorundadır. Böylece yargıya güven artacaktır. Bizim tek vazifemiz adaleti tesis etmektir. Aksaray’da pazardaki bir teyzeyi elindeki sebze meyve filesiyle ‘terörist’ gibi alıp, asıl kripto, asıl takıyyecilerle uğraşmayıp ya da bu konuda öncelik sıralamasını yapmayıp, yeni mağdurlar oluşturursanız burada etkin bir terörle mücadele doğmaz. Yargının da esasen hem soruşturma hem kovuşturmalarda bu konuda en hassas çizgiyi koruyarak, mücadele etmesini elbette Türk milleti olarak bekliyoruz. Bu konuda çok önemli gelişmeler ve çok önemli adımlar var.”
‘Hiçbir şekilde yargının ‘pardon’ deme lüksü yok’
Yargı kurumlarına seslenen Gül, “Hiçbir şekilde yargının ‘pardon’ deme lüksünün olmadığı inancıyla ve bu konuda herkesin güvendiği, sığındığı tek liman yargının hiçbir şekilde bir eksiklik, bir hataya düşme lüksü yoktur. Suçlunun da masum olarak gözükmeyeceği bir sistem, hepimizin arzu ettiği konudur. Tüm bu mücadeleleri verirken herkes, yargının bu konudaki yeni mağduriyetler oluşturmadan süreci yönetmesini beklemektedir. Bu konuda Türk hâkimlerine güveniyoruz. Türk yargısı FETÖ’den temizlendikçe, ister alacak verecek davası olsun ister terör yargılaması olsun objektif adalet merkezli olarak çalışmasını sürdürmektedir” dedi.