Dünya Kadın Yürüyüşü’nün 13’üncü Uluslararası Toplantısı öncesinde Batı Afrika ülkelerine ilişkin bir deklerasyon yayımlandı. Burkina Faso, Benin, Fildişi Sahili, Gine, Mali, Nijer, Senegal ve Togo’dan gelen katılımcıların iki günlük çalışmasının ardından basın açıklaması ile kamuoyuna duyurulan deklerasyonda bölgeye dair sorunlar ele alındı. Açıklamayı Fildişi Sahilleri’nden gelen Pete Sanogo Epse Kone okudu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Batı Afrika bir kriz bölgesine dönüştü. Ardı ardına tekrarlanan darbeler (Burkina Faso, Mali, Gine, Nijer), bu ülkelerle diğerleri arasında anlaşmazlık ve sürtüşmeye yol açıyor.

Dahası, halihazırda  terörizm ve şiddet içeren aşırıcılığın varlığı nedeniyle durumları karmaşık olan Sahel ülkelerinde yaşanan bu yeni gelişmeler, Birleşmiş Milletler'in desteğiyle uluslararası güçlere (Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’ya) müdahale mazereti sağlamış oldu. Ayrıca Fransa'nın Fildişi Sahili, Burkina Faso, Nijer ve diğer ülkelerde halihazırda askeri üslerinin bulunduğunu da belirtmek gerekir.

Afrika'nın bu bölgesinde yaşanan siyasi, ekonomik ve gıda egemenliği ilgili sorunlar, özellikle CFA Frangı (Fransız sömürgelerinde kullanılan para birimi) kullanımı nedeniyle parasal bağımlılıktan muzdarip olan ülkelerde merkezi bir öneme sahiptir.

Hegemonya giderek daha saldırgan hale gelirken, siyaset ve ekonomi Çin ve Rusya'nın yeni konumlanmasıyla ilişkili hale geliyor. Bu durum, Afrika'da özellikle Batı Afrika'da daha net görülmektedir.

Tarım politikası açısından bakıldığında, bazı ülkeler, gıda egemenliğini güvence altına alan gıda ürünlerine zarar verecek ticari mahsulleri özellikle tercih ediyor.

Tecavüz, zorla evlendirme, temel sosyal hizmetlere (eğitim, sağlık, barınma ve diğerleri) erişimde yaşanan zorluklar arttıkça insan hakları, özellikle de kadınların hakları sürekli tehdit altında. 

Küresel liderlik rekabetinin baskısı altında dünya düzeninin yeniden düzenlendiği yeni uluslararası jeopolitiğin eklemlenme süreçlerine hep birlikte Batı Afrika ülkelerinde tanık oluyoruz.

Bu bağlamda militarizasyon artıyor ve ekonomik bağımsızlık giderek daha fazla tehdit ediliyor. Bu nedenle bir yol ayrımındayız ve bir yandan Afrikalılar olarak kendi kaynaklarımızın yönetimine nasıl karar verebileceğimizi, diğer yandan nasıl bir demokrasi istediğimizi soruyoruz. Dolayısıyla Pan-Afrikanizm bugün halkın gerçek siyasi ve ekonomik bağımsızlığın peşinde olduğu bir gerçekliğin ifadesidir.

Bu bağlamsal analizin sonuçları şunlardır: Artan güvensizlik, suçlar, uyuşturucu kaçakçılığı, silahların yasadışı dolaşımı, halkın kitleler halinde yer değiştirmesi, güçlü kuvvetli olanların teröristler tarafından istihdamı, toprak ve kaynakların gaspı vb.

4-5 Ekim 2023 tarihlerinde Ankara'da toplanan Batı Afrika Bölgesi Dünya Kadın Yürüyüşü üyeleri olarak bizler; 

-Ülkelerin kararlarına ve özerkliğine saygı duyulmasını,

-Askeri müdahalelerin durdurulmasını/ ülkelerimizin ve kaynaklarımızın çokuluslu şirketler tarafından kontrol edilmesine son verilmesini,

-Topraklarımızda yabancı askeri güçlerin varlığına son verilmesini,

-Başta ECOWAS ve UEMOA olmak üzere alt bölgesel kuruluşların başlangıç misyonuna saygı gösterilmesini,

-Bazı ülkelere uygulanan yasa dışı, gayrimeşru ve insanlık dışı yaptırımların derhal kaldırılmasını istiyoruz.

Dünya Kadın Yürüyüşü, kadınların korunmasını ve onurlarına, haklarına ve bedenlerine saygı gösterilmesini, sözkonusu ülkelerde ve ECOWAS'ta siyasi alanın düzenlenmesi yoluyla kadınların seslerinin dikkate alınmasını istiyoruz."

KATILAN ÜLKELER

Burkina Faso

Benin

Fildişi Sahili

Gine

Mali

Nijer

Senegal

Togo

Kaynak: BirGün