Kaz dağları direnişi; ülke siyasi tarihinde yepyeni bir sayfadır.
ÇETİN AŞULA
Dağda buluşan ve maden sahasına akan onbinler; çeşitli kesimlerden hemde mevki ve statü farklarının olmadığı bir biçimde insanların bir araya gelmiş olması ve tek bir slogan etrafında mesajın verilmesi bakımından bir destan yazdılar. Bu çabayı ve bu duyarlılığı selamlıyoruz.
Bergama direnişi ile başlayan ve Artvin-cerattepe'de iyice kitleselleşen eylemlilikler bütün çabalara rağmen maalesef lokal kalmıştı. Ülke entellektüel kesiminin çabaları ve gençlik aktivasyonuna rağmen kamuoyundaki algı ORA'NIN SORUNU olarak şekillenmişti, çünkü siyasi elit bu algıyı istediği biçimde yönlendirmişti.Kaz dağları direnişi bu algıyı terse çevirdi ve şöyle dedi: KAZ DAĞLARI BÜTÜN CANLILARA AİTTİR.
KATLİAMA KARŞI ÇIKMAK BÜTÜN İNSANLIĞIN GÖREVİDİR.
- Dağ'dakurulan ÇADIRLAR ile ovalarda kurulacak olan BİLGİ EVLERİNİ birleştirecek bir çabaya
- Kısa vadede; oluşan duyarlılığı siyasete tahvil etmekten ziyade, kamuoyunu aydınlatan ve bunun kanallarını zorlayan bir perspektife,
-Emperyalist güç odaklarının; yüksek bütçeli algı üretim mekanizmalarının, dezenformasyon faaliyetlerine karşı, doğa bilincini geniş halk kesimlerine mal etmeyi önceleyen bir EĞİTİM AĞI örgütlenmesine acilen ihtiyaç vardır. Bilinmesi gerekirki " efsuncu" kanat üzerinden İKNA MEKANİZMALARI çoktan faaliyete geçmiştir. Ekoloji konusu etraflı bir şekilde kamuoyuna anlatılamazsa, oluşan tepkilerin bir sabun köpüğü gibi sönmesi yada orta vadede yılgınlığın gelişmesi gibi tehlikeli durumlarla karşılaşma söz konusudur. Parlamento içi muhalefet çizgisinin konuya sadece OY EKSENLİ bakmaması gerekiyor. Her muhalefet partisinin, siyasi gelişmelerden faydalanıp oy artırma çabası içinde olmaları en doğal haklarıdır. Ancak bu vahşi saldırının göğüslenmesi ve bertaraf edilmesi işi OY ÖTESİ anlamlar taşımaktadır. Yerel yönetimlerin kapsam gücü, partilerin anayasal yetki güçleriyle uyum içinde olmalıdır. Mikrofonlar ve ekranlar ancak ve ancak " O anlık" bir etki yaratabilir. Bütün muhalif yerel yönetimler bu konu ile ilgili bilgilendirme faaliyetlerini, mahallelere ve köylere yaymalıdır. Ülke genelinde doğa katliamlarının yaşandığı her yerin İHLAL haritaları çıkarılmalı, buralar PİLOT BÖLGELER olarak ilan edilip, bölge milletvekilleri, yerel yönetim organları ve muhalif medya gücü harekete geçirilip etkinlikler başlatılmalı, olanlarda sürdürülmelidir.
Parlamento dışı muhalefetin içinde bulunduğu kitlesel zayıflığın farkındayız. Bu zeminlerde ter döken yol arkadaşlarımızın uzun bir zamandır içinde bulunduğu "ACİL GÜNDEM MADDESİ DEĞİL" biçimindeki bu saplantıdan sıyrılmaları gerekiyor. Bu çizginin en önemli avantajı bilinç yayma odağı olması ve direniş geleneğinden gelmesidir. Coğrafyanın sunduğu dezavantajlar ve teknik imkansızlıklara rağmen, emperyalist sistemin algı oluşturma-ikna etme faaliyetleri, bu tarihsel direniş çizgisinin yiğit evlatları tarafından göğüslenmelidir, halk aydınlatılmalıdır.
Önümüzdeki dönemde; ekolojik yıkımla ilgili ALTERNATİF PLATFORMLARIN, kurumların yada tek bir bireyin bile çabalarını ortaklaştıracakları, bilgi ve deneyim alış verişinde bulunacakları bir sürecin önü açılacaktır, bu kaçınılmazdır.Entellektüel birikimi, toplumsal etik ve halk bilinci ile harmanlamak zorundayız. Bu konu ile ilgili inanılmaz bir duyarlılık gösteren ve çaba içinde olan Edebi dünyayı ve onurlu Akademiya'yı, geniş halk kesimleriyle kaynaştırmak zorundayız.
ANADOLU DOĞA FORUMUNU dünya halklarına armağan etmek için....
ŞAFAK İÇİN...
15 AĞUSTOS 2019 -İzmir