Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ali İsmail Korkmaz davasında Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi kararını bozdu. Yargıtay, Korkmaz’a son tekmeyi atan Polis Mevlüt Saldoğan’ın avukatının son savunmasını yapamadığı gerekçesi ile bozma kararı verdi. Saldoğan’ın savunma hakkının ihlal edildiğini savunan Yargıtay, sanıkların tahliye talebini ise reddetti. Yargıtay’ın bozma gerekçeleri doğrultusunda dava dosyası yeniden görülecek.

Kararı Evrenel gazetesi muhabirlerine değerlendiren Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Avukat Gürkan Korkmaz, Yargıtayın belirttiği eksikliklerin tek celsede giderilecek basit eksiklikler olduğunu ifade etti. Yargıtayın sanıkların tahliye talebini reddetmesinin sevindirici olduğunu belirten Korkmaz, böylece Yargıtayın da, sanıkların eylemleri ile Ali İsmail Korkmaz’ın ölümü arasında illiyet bağı olduğuna ikna olduğunu söyledi.

SANIKLAR İNDİRİM VE BERAATLE ÖDÜLLENDİRİLMİŞTİ 

Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir’de 2 Haziran 2013’da Gezi eylemleri sırasında polis ve sivil kişilerce feci şekilde darbedilmiş, daha sonra kaldırıldığı hastanede 37 günlük yaşam mücadelesini 10 Temmuz 2013’de yitirmişti. Güvenlik gerekçesiyle Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 7’nci duruşmasında karar çıkmış, sanık Polis Mevlüt Saldoğan’a ‘Ölüme sebebiyet vermek’ suçundan 13 yıl hapis cezası verilirken, bu ceza indirim uygulanarak 10 yıl 10 ay hapse çevrilmişti. Diğer Polis Yalçın Akbulut’a ise önce 12 yıl hapis cezası verilmiş,  bu ceza da 10 yıla indirilmişti. Diğer sanıklar fırıncı İsmail ve Ramazan Koyuncu ile Muhammet Vatansever’e verilen 8’er yıl hapis cezaları da 6’şar yıl 8’er ay hapis cezasına indirilirken, Ebubekir Harlar adlı sanığa ise, suçun  yardım düzeyinde kaldığı iddia edilerek 3 yıl 4 ay hapis cezası verilmişti. Tutuksuz yargılanan sanık polisler, Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin ise, yeterli delil olmadığı iddiasıyla beraat etmişti.

‘CEZA YARALAMADAN VERİLDİ, SAVUNMASI ALINMADI’

Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinin kararını usulden bozduğunu açıkladı. Yargıtay. 1 Ceza Dairesi, kararında davanın son duruşmasında sanıklardan Mevlüt Saldoğan’ın avukatının mazeret bildirdiğini belirtti. Saldoğan’ın avukatının duruşmaya katılmayarak son savunmasını yapamadığını kaydeden Yargıtay 1. Ceza Dairesi, davayı usulden bozdu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi ayrıca sanıklardan Saldoğan’ın karar duruşmasında  son sözleri sorulmayarak savunma hakkının ihlal edildiğini ve davanın kasten öldürme suçlamasıyla açılıp, yaralama suçundan ceza verilmesine rağmen suç vasfındaki değişikliği gözeterek sanıktan ek savunma alınmamasını da bozma kararına gerekçe yaptı. Yargıtay, yerel mahkemeden sadece bu iki usul hatasının düzeltilmesini istedi. Daire ayrıca sanıkların tahliye talebini reddetti.

GÜRKAN KORKMAZ: KAMU VİCDANI TATMİN EDİLMELİ

Kararı gazetemize değerlendiren ağabey Avukat Gürkan Korkmaz, Yargıtayın Yerel mahkemenin kararının esasına veya niteliğine dair değil de usulen bozma kararı aldığına dikkat çeken Korkmaz, “Bunlar çok basit, tek celsede giderilebilecek eksiklikler. Mahkeme tahminen aynı kararı da verebilir, ya da daha yüksek ceza da verebilir, ya da farklı bir karar da verebilir” dedi. Yargıtayın sanıkların tahliye talebini reddetmesinin kendileri için sevindirici bir ayrıntı olduğunu vurgulayan Korkmaz, “Bu talebin reddedilmesi, Yargıtayın bizimle hemfikir olduğu yani sanıkların bu eylemi yaptığı, onların eylemleri ile Ali İsmail’in ölümü arasında illiyet bağı olduğu konusunda ikna olduğunu gösteriyor. Çünkü sanık avukatlarının tüm savunmaları görüntülerdeki kişinin Ali İsmail olmadığı, o olsa dahi illiyet bağı olmadığı doğrultusundaydı. Bu açıdan Yargıtayın  bunlara itibar etmemesi önemli” dedi. Korkmaz davasında sanıklara “Kasten öldürme” suçundan ceza verilmesi gerektiğini ifade eden ağabey Korkmaz, bu açıdan yeniden yapılan yargılama sonucunda dosyanın  Yargıtaya yeniden gitmesi halinde kararın bu kez de esas yönünden  bozulabileceğine dikkat çekti. Ali İsmail Korkmaz davasının tüm kamuoyuna mal olduğunu dile getiren ağabey Korkmaz, bu nedenle  kamuoyunun vicdanının, adalet duygusunun tatmin edilmesi gerektiğini, söyleyerek, “Bu dava tüm kamuoyuna mal oldu. Çünkü herkesin başına gelebilirdi, insanların rahatça sokağa çıkması, itirazlarını dile getirilmesi adına Ali İsmail ve diğer tüm Gezi davaları gibi kamuoyunun ilgilendiren davalarda kamuoyunu tatmin edecek kararlar çıkmalı” dedi.