Kendisi de bir Roman olan Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, 1938-1945 Roman Soykırımı’nı değerlendirdi. “38-45 yılları arasında yapılan soykırım Romanların yaşadıklarının eti kemiğe bürünmüş bir haliydi”
Kendisi de bir Roman olan Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, 1938-1945 Roman Soykırımı’nı değerlendirdi. “38-45 yılları arasında yapılan soykırım Romanların yaşadıklarının eti kemiğe bürünmüş bir haliydi” diyen Arus, Romanların hem Anadolu topraklarında hem de Avrupa’da diğer halklar tarafından ayrımcılığa uğradığını belirtti.
Romanlar tüm dünyada ayrımcılığa uğrayan, yerinden edilen ve katledilen ötekilerden oldular. Egemen halklar tarafından sistematik olarak ayrımcılığa uğrayan ve bunun ötesinde Nazi Almanya’sında 1938 ve 1945 yılları arasında katledildiler. Nazi Almanya’sı konuşulduğunda Yahudi katliamı sık sık bahsedilirken Roman katliamı görmezden geliniyor. Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı ve Buçuk Belgeseli’nin yönetmeni Elmas Arus Roman Katliamı’nı, katliama giden süreci ve Romanların sorunlarını Pir Haber Ajansı’na anlattı.
1938-1945 Roman Soykırımı’na giden süreci aktaranElmas Arus sistematik olarak önce Romanların kamuya girmelerinin engellenmesi, kadınların kısırlaştırılması, ardından ise Romanların seçme ve seçilme haklarının ellerinden alınmasıyla katliama hazırlık yapıldığının altını çizdi.
“DİLLERİNİ KONUŞTUKLARI İÇİN ÖLDÜRÜLDÜLER”
Elmas Arus, Romanların hem Anadolu topraklarında hem de Avrupa’da diğer halklar tarafından ayrımcılığa uğradığını belirterek, Romanların dillerini konuştukları için çoğu kez ölümle cezalandırıldıklarını dile getirdi ve şunları ekledi:
“38-45 yılları arasında yapılan soykırım Romanların yaşadıklarının eti kemiğe bürünmüş bir haliydi. Özellikle sistematik olarak başladı. Kamuya girmeleri engellendi, daha sonra Roman kadınları kısırlaştırıldı. Seçme ve seçilme hakları elinden alındı. Diğer taraftan çalışabilecek Romanlar öncelikle çalışma kamplarına gönderilerek buralarda özellikle savaş aletlerinin üretilmesinden diğer alanlara kadar çalıştırıldı. Ölenler orada öldü, ölmeyenler ise gaz odalarında yok edildi. Ancak Romanların bu anlamda hayatlarının sona ermesi mücadelenin sona ermesi anlamına gelmedi.
“BİR ÇOK AVRUPA ÜLKESİ ROMAN SOYKIRIMI’NI TANIDI”
1979’a kadar diğer soykırımların tanınması gerçekleşse de Roman Soykırımı tanımlanmadı. 2015 senesinde Avrupa Parlamentosu 2 Ağustosu hem soykırımın tanınması günü hem de anma günü olarak ilan etti. Resmi olarak tanımasıyla birlikte birçok Avrupa ülkesi Roman Soykırımı’nı tanıdı.
ROMANLARIN % 80’İ YOKSULLUK İÇERİSİNDE
Romanların günümüzdeki sorunlarını dile getiren Arus, % 80’nin derin yoksulluk içerisinde olduğunu ve sağlıklı barınma koşullarında yaşamadığını vurguluyor.
Sıfır Ayrımcılık Derneği başkanlığı da yapan Arus, hak temelli mücadele yürüttüğünü ve 34 Roman örgütüyle beraber oluşturdukları ağla birlikte hem yerel hem ulusal hem de uluslararası alanda özellikle yerelin sesi olarak politika geliştirdiğini ve hem hükümeti hem de uluslararası kurumlara Romanların temel sorunlarını ileterek lobi çalışmaları yaptıklarını belirtti.
“YAN YANA DURARAK BU TEKLEŞTİRME HALİNDEN KURTULMAK MÜMKÜN”
Aynı zamanda belgeselci olan Arus kamerasını toplumsal farkındalık aracı olarak kullanıyor. Yönetmen ve aktivist olan Arus yan yana durarak bu tekleştirme halinden kurtulmanın mümkün olduğunu, diğer taraftan mücadelenin hep birlikte olması gerektiğini söyleyerek, ezilen tüm halkları ortak mücadeleye çağırdı.
Kaynak: Pirha