İzmir İşçi Emekçi Birliği, ESP ve Dev Turizm-İş Sendikası, Asgari değil insanca yaşam ücreti için basın toplantısı düzenledi. Aralık ayında ortak eylem yapmak için tüm parti sendika ve kurumlara çağrıda bulunuldu.
İZMİR
ERKAN SOYLU
İzmir’de, BİK-DKDER-ESP, KALDIRAÇ-KÖZ-SÖZ VE EYLEM ve DEV-TURİZM-İŞ SENDİKASI tarafından, Asgari Ücret görüşmelerinin başlayacağı önümüzdeki dönemde yapılacak olan eylem için ‘Açlık, Yoksulluk, Baskı Savaş ve Sömürü Düzenine Artık Yeter’ şiarı ile Basmane’de Dev-Turizm İş Sendikası tarafından basın açıklaması gerçekleştirdi.
2022 yılından bu yana Asgari Ücret ile ilgili süreçlerin, görüşmelerin, rakamlar, taleplerin ve gerçekleşenlerinin detaylı anlatıldığı açıklamada, emek dünyasının talepleri de sıralandı.
Asgari ücret görüşmelerinin ve görüşenlerin bir senaryo içinde oyun oynadıklarıının altının çizildiği açıklamada, asgari değil insanca bir yaşam ücretinin talep edildiğini ancak her yıl olduğu gibi 2024 yılında belirlenen ücretinde öncekilerden farklı olmayacağına vurgu yapıldı.
Çözüm yolunun işçi ve emekçilerin birlikte mücadele etmesinden geçtiği ifade edilen açıklamada, düşük ücret ve köle yaşam koşullarının sorumlusunun kapitalist sistem olduğu dile getirildi. Sistem değişmeden, emekçilere ve halka rahat yüzünün olmadığına dikkat çekilen açıklamada, alanlarda, fabrikalarda, mahallelerde, işyerlerinde örgütlenmek ve mücadele etmekten başka yolun olmadığı söylendi.
Basın açıklamasında, iki ayrı çağrıda bulunuldu. Açıklama, İşçi sınıfını savunan her türlü örgütlülükle sendikalarda, fabrikalarda, mahallelerde, hayatın olduğu her yerde komiteler-meclisler-birliklerde örgütlenelim. Grevlerle, direnişlerle insanca yaşamaya yeten ücreti biz belirleyelim.Tüm işçi ve emekçileri insanca yaşanacak ücret için 03 Aralık’ta İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda yapacağımız buluşmaya, en temel hak ve özgürlüklerimiz için fabrikalarda, havzalarda, mahallelerde bir araya gelmeye, ücretli kölelik düzenine karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Emeğin sömürüsü üzerine kurulu kapitalist düzeni yıkma işçi-emekçilerin kendi iktidarını kurma mücadelesine omuz vermeye davet ediyoruz.Yine, bu hedefler doğrultusunda emekten yana parti, örgüt, sendika, derneklere bir davetimizi, çağrımızı iletmek istiyoruz. Asgari Ücretin tartışıldığı bu günlerde, alanlardaki mücadelemizi ortaklaştıralım, birleştirelim, omuz omuza olalım."çağrısı ile son buldu.
Basın açıklamasının tamamında şu görüşlere yer verildi:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Hedefimiz, aralık ayında 2024 yılına ilişkin asgari ücret tutarlarını da temmuz ayı asgari ücretinin belirlenmesi sürecinde olduğu gibi tam bir uzlaşı ile belirlemek olacaktır.”diye ilk açıklamasını yaptı.
Evet, önceki asgari ücret görüşmelerinde her yıl tam bir mütakabat oluyor ve bunun adı emekçileri sefalate mahkum eden emekçi düşmanlığı. Daha görüşmeler başlamadan bu ilan edilmiş oldu. İlk adımın 20 Kasım’dan sonra atılacağı açıklandı.
Senaryo aynı senaryo, oyun aynı oyun.
Bilindiği gibi, asgari ücreti, yasa gereği işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Bu komisyon, ÇSGB Çalışma Genel Müdürü veya yardımcısı, ÇSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü veya yardımcısı, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, en çok üye sayısına sahip işçi kuruluşundan 5 temsilci, en çok üye sayısına sahip işveren kuruluşundan 5 temsilci, Devlet İstatistik Enstitüsü Ekonomik İstatistikler Dairesi Başkanı veya yardımcısı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığından asgari maaş konusuyla ilgili dairenin başkanı veya yetkilendirilen bir görevliden oluşuyor. Senaryo şöyle gerçekleşiyor. Komisyon, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından toplantıya çağrılıyor ve yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında aralık ayında dört kez toplanıyor. Son sefalet rakamını müjde ya da jest olarak Cumhurbaşkanı ilan ediyor.
Peki hatırlayalım 2023 yılında bu senaryo nasıl sonuçlandı?
Kapitalist sistemin tüm taraftarları genel olarak asgari ücret “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret” olarak tanımlanmaktadır.
Oysa aşağıdaki rakamlar hem egemenlerin iki yüzlülüğünü hem de bariz bir şekilde oyun içinde oyun oynadıklarını göstermektedir.
Aralık 2022’de açlık sınırı 8.167 TL, yoksulluk sınırı 28.249 lira, 2023 yılının ilk yarısında dört kişilik ailenin gıda ve diğer tüm temel harcamaları için hanesine girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) 33.750 liraydı. Ekim ayı itibarıyla açlık sınırı 15 bin 420 lira, yoksulluk sınırı ise 43 bin 859 liraya olarak belirlendi.
Halkın sefaletine rağmen 2023 yılında uygulanan işçi minimum maaş tutarı, 8.506,80 TL olarak belirlenmişti. 2023 Haziran itibarıyla Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından yapılan %34'lük ara zamla asgari ücret net 11.402,32 TL ve yeni brüt asgari ücret ise 13.414,50 TL oldu. Evet, Ekim ayı itibarıyla açlık sınırı 15 bin 420 lira, yoksulluk sınırı ise 43 bin 859 liraya karşılık belirlenen rakamlar buydu!
Üstelik, Asgari Geçim İndirimi kısaca AGİ, yasal olarak çalışan kişilerin tabi tutulduğu vergilendirmeye yapılan indirimdir. AGİ, 7349 Sayılı Kanunu’nun 3. Maddesi gereği Ocak 2022’den itibaren asgari maaş ödemeleri için yürürlükten kaldırıldığını da hatırlatalım.
Değerli Basın emekçileri,
Kriz var. Ama bu kriz sadece bize zarar yazıyor. Bankalar, Koçlar, Sabancılar, 5’li çetesi ve hepsi ama hepsi kâr üstüne kâr açıklıyor. 3 ay önce seçimleri bekleyin diyorlardı şimdi de ya “az daha bekleyin, acı reçeteyi için”, ya da “biraz enflasyon var ama yakında inecek” diyorlar.
Seçimlerin hemen ardından bir dalga hâlinde gelen zamlarla, yeni ve yükseltilen vergiler vb. ile ekonomik krizin faturası yine işçilere, emekçilere ödetilmek isteniyor. Bununla birlikte, savaş politikalarını derinleştirmek için, ırkçılık, milliyetçilik yükseltiliyor. Yaşam alanlarından doğasını savunanlara, kadınlardan halklara toplumsal muhalefetin her kesimine saldırılar hız kazanırken bu saldırılara karşı çeşitli tepkiler, direnişlerde yükseliyor. Akbelen’den Dikmece’ye, Cumartesi Anneleri’nden kadın hareketine bir dizi direnişin yanı sıra memleketin hemen her köşesinde irili ufaklı, kısa ya da uzun erimli onlarca işçi eylemi, direnişi gerçekleşiyor.
İşsizlik 9 milyona dayandı, emekliler en zor günlerini yaşıyor, öğrenciler okula aç gidiyor, üniversitelerde akademisyenlere ve öğrencilere büyük sorunlar yaşatılıyor. Bir yandan ekonomik kıskaç, bir yandan siyasi baskı ve kıskaç.
Gerçek şudur, kapitalizm; sömürü, baskı ve savaş demektir.
Peki tüm bunlar kötü yönetimin ya da yanlış ekonomi politikasının sonucu değil, egemen sınıfların ve onun iktidarının bilinçli bir tercihidir. Devlet sermayedarların devletidir ve tabiatı gereği her adımıyla onların çıkarını gözetmektedir. Bu gerçek en bariz şekilde bütçe görüşmelerinde de karşımıza çıkmaktadır. Düşük ücret, aşırı kar, Grevlerin yasaklanması, sendikalaşma ve örgütlenmesinin engellenmesi, direnen işçilere şiddet uygulanması, fazla mesai, işten atmalar, göçmen işçilerin çok düşük ücrete çalıştırılması, taciz, mobbing gibi çeşitli emekçi düşmanı uygulamalarla kendini göstermektedir.
Kasım ayında başlayacak olan 2024 yılının asgari ücret görüşmelerinin karşısına asgari ücret değil insanca yaşam ücreti ve eşit işe eşit ücret anlayışı ile çıkan İzmir'de asağıda imzasi bulunan kurumlar olarak hedeflerimizi ve mücadele edilmesi gereken hedeflerimizi aşağıdaki gibi ifade ediyoruz:
-Yoksulluk sınırı ekim ayında 43 bin 859 liraya ulaştı. Yoksulluk sınırında son bir yıllık dönemdeki artış ise 19 bin 346 lira olarak gerçekleşti. Bu rakamın da gerçeği yansıtmadığını hatta her an arttığını biliyoruz. Asgari ücret işçi sendikalarının açıkladığı yoksulluk sınırının altında kalamaz!
-Asgari ücreti işçi düşmanı bir komisyon belirleyemez! İşçilerin büyük çoğunluğunu ilgilendiren bir ücrette işçi sınıfının söz ve eylem hakkı olmalıdır.
-Eğitim, sağlık, barınma, en temel insan hakkıdır ücretli olamaz! Gıda, giyim, su, elektrik, doğalgaz harcamaları insani ihtiyaç oranında ücretsiz karşılanmak zorundadır.
-İş ve gelir güvencesi olmayan kimse kalamaz! Esnek, güvencesiz, kuralsız çalıştırmalarla çalışma saatleri her geçen gün artmaktadır. 12-14 saatlere varan mesailer hem işçileri düşük ücrete hem de işsizliğe mahkum etmesi kabul edilemez.
-Sermaye sahipleri sürekli bir şekilde vergiden muaf tutuluyor. Bizlerin maaşı vergi dilimlerinden kesintilere uğruyor. Tüm ücretli çalışanlardan dolaylı, dolaysız vergi alınması durdurulmalıdır. Vergiler halkı sömüren sermaye sahiplerinden alınmalıdır.
-Asgari ücret, bir insanın alabileceği en düşük ücrettir ve bugün artık toplumun tamamını ilgilendirmektedir. Emekli aylıkları da dahil hiçbir ücret asgari ücretin altında kalamaz.
-Kadın, göçmen, taşeron işçi ücretlerinde eşit işe eşit ücret uygulanmalıdır.
Değerli basın emekçileri,
Sizler aracılığıyla tüm emekçilere, emek dostlarına sesleniyoruz.
Bir taraftan, bu hedefler için her alanda, her yerde direnişimizi, mücadelemizi yükseltirken, emekçiler üzerinde oynanan oyunları bozmak için mücadele ederken, diğer taraftan da emekçilerin yaşadığı azgın ve kötü yaşam koşullarının bizzat kapitalist sitemin varlığından kaynaklandığı gerçeğinden hareketle, sisteme karşı örgütlenme ve mücadele etmek gerektiğini asla unutmamalıyız.
Asgari ücret görüşmeleri masasından işçi ve emekçiler lehine bir şey çıkmayacağını biliyoruz. İşçilerin kendi kaderini eline alması için örgütlenmesi gerekiyor. Bizim elimizde hayatı yaratan, üretimden gelen gücümüz var. Bu gücü örgütlü mücadeleyle buluşturup ücretli kölelik düzenini bertaraf edebiliriz. Buradan tüm işçi ve emekçilere bir kere daha sesleniyoruz. Gelin bu oyunu hep birlikte bozalım. Birilerinin bizim adımıza karar vermesine, bizleri sefalete mahkum etmesine izin vermeyelim, geleceğimize sahip çıkalım.
İşçi sınıfını savunan her türlü örgütlülükle sendikalarda, fabrikalarda, mahallelerde, hayatın olduğu her yerde komiteler-meclisler-birliklerde örgütlenelim. Grevlerle, direnişlerle insanca yaşamaya yeten ücreti biz belirleyelim.
Sonuç olarak,
Tüm işçi ve emekçileri insanca yaşanacak ücret için 03 Aralık’ta İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda yapacağımız buluşmaya, en temel hak ve özgürlüklerimiz için fabrikalarda, havzalarda, mahallelerde bir araya gelmeye, ücretli kölelik düzenine karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Emeğin sömürüsü üzerine kurulu kapitalist düzeni yıkma işçi-emekçilerin kendi iktidarını kurma mücadelesine omuz vermeye davet ediyoruz.
Yine, bu hedefler doğrultusunda emekten yana parti, örgüt, sendika, derneklere bir davetimizi, çağrımızı iletmek istiyoruz. Asgari Ücretin tartışıldığı bu günlerde, alanlardaki mücadelemizi ortaklaştıralım, birleştirelim, omuz omuza olalım.
Birleşik İşçi Kurultayı
Dev Turizm İş Sendikası
Dostluk Ve Kültür Derneği
Ezilenlerin Sosyalist Partisi
Kaldıraç
Köz
Söz Ve Eylem