MUSTAFA KUMANOVA
Milliyetçilik ve ulus-devlet virüsünün insanlığı kendi kanında boğduğu insanlığa ihanet savaşı sonrasında Batı Almanya'da yükselen kapitalist politikalar ortamında sallandığı karanlık boşlukta "Aptallık aklı nasıl istila eder," diye soruyordu, Ulrike Meinhof. Ve Alman medyası tarafından "Baader-Meinhof Çetesi" olarak adlandırılan ile ismi ebedi kötü şöhrete mahkum edilen, Batı Almanya'nın en çok aranan kadın "teröristi" haline dönüşüyordu.
"Bu korkunç akıllı kadın, rahat yaşamını, başarılı bir kariyerini, uyumlu düşünen kocasını ve genç ikiz kızlarını, Ürdün'deki gerilla savaşı eğitimi, banka soygunları, bomba saldırıları, adam kaçırma olayları ve hedefli cinayetler lehine terk etti. Meinhof, 14 Haziran 1972'de yakalandı ve 1974'te sekiz yıla hapis cezasına çarptırıldı. Ek olarak, 1975'te Andreas Baader ve Gudrun Ensslin ile birlikte dört cinayet ve elli dört cinayet girişimi ile suçlandı. Uzun süren yargılamalar boyunca içe kapandı, bölündü ve birlikte yargılandıklarına daha da yabancılaştı ve 9 Mayıs 1976 sabahı hücresinde asılı bulundu." (özgürlük dergisi, çeviriler).
Karl Marx'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kitabının girişinde şöyle bir tespiti -en güzellerinden biri- vardır: "Nasıl ki, bir kimse hakkında, kendisi için taşıdığı fikre dayanılarak bir hüküm verilemezse, böyle bir altüst oluş dönemi hakkında da, bu dönemin kendi kendini değerlendirmesi göz önünde tutularak, bir hükme varılamaz; tam tersine, bu değerlendirmeleri maddi yaşamın çelişkileriyle, toplumsal üretici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki çatışmayla açıklamak gerekir."
Evet önemli olan olaylara, hatta olgu ve kavramlara hangi pencereden baktığınızdır?
"Ulrike Meinhof bir katil midir, yoksa bir Che Guevera mıdır?"
Sosyalist bir devrimi ayakta tutmak ve sürdürmek ya da sosyalist bir devrim gerçekleştirmek toplumun tüm kesimlerini bir araya getirebilecek muazzam bir alt yapıyı gerektirir. Bu süreçte bir çok sosyalist devrimci evrim geçirebilir ve değişebilir. Hatta, Bakunin'in dediği şey, "En ateşli devrimciyi alın, ona mutlak iktidarı verin, bir yıl içinde Çar'dan daha beter olacaktır," bile gerçekleşebilir. Ve gerçekleşmiştir de.
Ancak bu sosyalizmin ve devrimin meşruluğuna halel getirmez. Çünkü, "Barışçıl yollarla devrim yapmayı imkansız hale getirenler şiddet dolu bir devrimi kaçınılmaz hale getirecekler"dir.
Seni her zaman hatırlayacağız Ulrike Meinhof.
Çünkü biz de aynı yerden geliyoruz.
"Nereden geliyoruz. Ayrı ayrı bitişik evlerde izole olmaktan, beton varoş şehirlerden, hapishane hücrelerinden, yetimhanelerden ve özel ünitelerden, medyanın beyin yıkamasından, tüketicilikten, bedeni cezadan, şiddeti reddeden ideolojiden, depresyondan, hastalıktan, rezaletten, utançtan, insanların alçalmasından, emperyalizm tarafından sömürülen bütün bir halktan geliyoruz."