Avukatlar Çağlayan Adliyesi önünde, geçtiğimiz günlerde haklarında verilen cezalar onanan ve hapishaneye konulan Cumhuriyet Gazetesi tutukluları için Nöbet eylemi gerçekleştirdiler.
NECDET ÖZSAYGIN
İstanbul Barosu'na bağlı bir grup avukat ve DİSK Basın-İş Sendikası üyeleri, eski Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının hapis cezalarının onanarak cezaevine konulmalarını ve infaz erteleme taleplerinin reddedilmesini protesto etti.
Cumhuriyet gazetesi davası sanıklarına destek vermek amacıyla Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda her perşembe günü toplanarak "adalet nöbeti" etkinliğini gerçekleştiren avukatlar, bugün de adliyenin C kapısı girişinde bulunan atrium alanında toplandı. Avukatlara DİSK Basın-İş Sendikası üyeleri de destek verdi.
Daha sonra adliye önüne geçen grup adına açıklamaları İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğluve DİSK Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren yaptı.
Meslektaşları, avukat Mustafa Kemal Güngör'ün de aralarında bulunduğu Cumhuriyet gazetesi yazar ve çalışanlarının Kandıra Cezaevi'nde bulunmaları nedeniyle ortaya bir hukuksuzluk çıktığını savunan Durakoğlu, özü itibariyle tümüyle dayanaktan yoksun biçimde oluşturulduğunu iddia ettiği kararla mahkum edilen Cumhuriyet gazetesi yazar, çizer ve çalışanları için haftalarca adliyede adalet nöbeti tutulduğunu ve bu nöbetlerde yaşanan hukuksuzluğu dile getirdiklerini söyledi.
DİSK Basın-İş Sendikası Başkanı Faruk Eren ise, Türkiye'de çok sayıda gazetecinin cezaevinde bulunduğunu savunarak, "Her alanda bir mağduriyet yaşanıyor, mağdurlar seslerini dile getirmeye çalışıyor. Çünkü artık hukuk yok, demokrasi yok. İçerideki arkadaşlarımıza söz veriyoruz. Onlar özgür kalana kadar mücadeleye devam edeceğiz." dedi.
Adliye önünde Cumhuriyet gazetesi davasında ceza verilen Mustafa Kemal Güngör'ün açıklaması da okundu. Açıklamada şöyle denildi:
Adalet nöbetçileri can dostlar,31 ekim 2016 da ki gözaltı ve uzun tutukluluk adaletsizliğin sonucunda bu defa hükümlü olarak.
Aynı adaletsizlik diyorum çünkü,bir yıl önce 27.Ağır Ceza Mahkemesinin bir hukuk garabeti olan mahkumiyet kararları sonrası,istinaf sürecinde de hukuksuzluğun devamını yaşadık.
Cumhuriyet davasına istinafta bir duruşma bile çok görüldü.Temyiz dilekçemizde dile getirilen hiçbir noktaya,hiçbir talebe değinme gereği bile duyulmayan,gerekçesiz üç satırlık bir kararla mahkumiyetimiz onandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin,ceza kanunlarında böyle bir madde olmaz,bu maddede yazılı böyle bir suç olmaz dediği bir maddeden hüküm giydik.
Aynı dava da aynı maddeden yargılanıp,yine aynı maddeden farklı sürelerle ceza aldığımız dava arkadaşlarımız için Yargıtay süreci işlerken 5 yıldan az cezaya hükmedilen bizler,özgürlüğümüzü işte bu hukuksuz istinaf sürecinde bıraktık.
Hem de ceza kanununu hazırlayan akademisyenler Yargıtay Onursal Daire Başkanları,böyle bir şey olmaz,yargı kendi içinde bu garabeti gidermek zorundadır derken.Yargıtaybaşkanı,biz istinafta kesinleşme konusunda 5 yıl için olumlu görüş vermiştik demişken.Hatta Adalet Bakanı,istinaf’ın yeni bir süreç olduğunu,eksiklerin yanlışların farkında olduklarını,Meclis’e götürülecek ilk yargı paketinde bu yanlışların giderileceğini söylerken.İstinaf mahkemesi kararın kesinleşmesini yaptı,İnfazın durdurulması için yaptığımız talepler ya reddedildi yada cevapsız kaldı.27.Ceza-tabii ki kararı kesinleştirdi ve sonuçta Kandıra Cezaevindeyiz.
Adalet nöbeti artık sadece Çağlayan’da değil her ay farklı bir kent’de meslektaşlarımızın dostlarımızın katılımıyla sürüyor.Aynı hukuka saygı,aynı adalete davet kararlılığı ile,aynı dayanışma duygularıyla.
Bu hafta Çağlayan’da bize ithafen Adalet nöbeti tutacağınızı öğrendiğim de Nisan 2017’yi bir kez daha hatırladım.Meslektaşlarımızın darp edildiklerini Silivri’de televizyonda gördüğüm de nasıl üzüldüğümüzü ve takip eden her hafta Cuma günleri gazeteleri nasıl beklediğimizi,ne kadar gururlandığımızı, resimlerinizde de olsa sizlerle nasıl hasret gidereceğimizi.Çevremizisaran,her gün daralmaya devam eden bu hukuksuzlukta,sizler kendinizi özgür hissetmiyorsunuz.Çünkü,sizlerin birer parçanız Kandıra’da, Silivri’de, Burhaniye’de.
Çünkü,bizlerde kendimizi Silivri’de ki,ülkenin dört bir yanında hukuk dışı kararlarla özgürlüklerinden yoksun bırakılmış meslektaşlarımızın yanında hissediyoruz.Ama,aynı zaman da adalet nöbeti tuttuğunuz her yerde sizin de yanındayız.
Bu gün,siz nöbetteyken Anayasa Mahkemesi de bireysel başvurularımızı görüşüyor olacak.Cumhuriyet Gazetesi sanıklarının bireysel başvuruları neredeyse 1 yıl önce Anayasa Mahkemesi genel kuruluna sevkedilmişti,kurul bu dosyaları bu gün görüşmek üzere sonunda gündemine aldı.Verilecek karar davamız açısından yeni süreçlerin başlamasına da yol açabilir.Bu yüzden bir yandan Nöbeti basında izlemeyi beklerken gözümüz ,kulağımız da bu görüşmede olacak.
Hep birlikte adalete ulaşacağımız özgür günlerin biz an önce gelmesini diliyor,sizi ve nöbetimizi sevgiyle,dostlukla selamlıyoruz.
Adalet nöbeti,meslektaşlarının kısa konuşmaları ile son buldu.
NE OLMUŞTU?
Cumhuriyet Gazetesi eski çalışanları için yeniden cezaevi süreci başladı. Cumhuriyet Davası’nda “örgüte yardım” iddiasıyla verilen beş yıldan az hapis cezaları onanan gazetenin eski çalışanları Musa Kart, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara, Önder Çelik ve Emre İper istinaf mahkemesinin kesinleşme kararı üzerine cezaevine gönderilmişlerdi.