Sağlık-Sen Aydın Şubesi, döner sermaye dağıtımındaki adaletsizlik ve Aydın Devlet Hastanesi Döner Sermaye Komisyonu’nu protesto etti.
Aydın Devlet Hastanesi Döner Sermaye Komisyonu’nun beceriksizce davrandığını iddia eden Sağlık-Sen Şube Başkan Yardımcısı Erdem Özcan, yaptığı açıklamada; “Son yıllarda hastanelerin gelirleri, sunulan hizmetin sayısal verileri artmaktayken sağlık çalışanlarının elde ettikleri döner sermaye artamamakta hatta geriye gitmektedir. Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi sağlık tesislerinin üzerindeki mali yükün artması, diğeri de neredeyse 9 yıldır sut fiyatlarının artmamasıdır. Dağıtılabilir döner sermaye hesabında hastanenin gelir tahakkuk tutarı yani hastanenin toplam geliri temel ölçüttür ve bu tahakkuk tutarı da mevcut sut fiyatlarına göre faturalandırma rakamlarından oluşmaktadır. Yani SUT fiyatları artmazsa dağıtılabilir döner sermaye tutarı da şimdi olduğu gibi çok fazla artamaz. Diğer temel neden ise sağlık tesislerinin döner sermaye bütçesindeki aşırı yüktür. Bunlardan bazıları ise giderek artan hizmet alım giderleri, kadroya geçmelerine rağmen döner sermaye bütçesinden maaş alan çalışanlar, Hazine hissesi, Sağlık Bakanlığı merkez payı ve SHÇEK payı vergileri, 375 sayılı KHK uyarınca ödenen sabit ek ödemeler, sabit ek ödemenin üzerinden ödenen gelir vergileri, özellikle 663 sonrası daha da artan standartlar ve kurumsal performans amaçlı hastane altyapı giderleri, dava masrafları ve giderek artan tıbbi cihaz, sarf malzeme ve ilaç giderleridir” dedi.
“SAĞLIK BAKANIMIZA SESLENİYORUZ”
Aydın Sağlık-Sen olarak Sağlık Bakanlığına seslendiklerini ifade eden Özcan, “Döner sermaye bütçesi ile ilgili acilen alınması gereken önlemler; döner sermaye bütçesinden maaş alanların genel bütçeye geçirilmesi, diğer kamu kurumlarında olduğu gibi sabit ek ödemelerin genel bütçeden ödenmesi ve gelir vergisinden muaf tutulması, nöbet, fazla mesai yolluk gibi giderlerin genel bütçeden ödenmesi, Hazine hissesi, Sağlık Bakanlığı merkez payı ve SHÇEK payı vergilerinin kaldırılması ve büyük onarım giderlerinin genel bütçeden karşılanması gibi önlemlerin acilen hayata geçmesi gerekmektedir. Bunların hayata geçmesi sadece sağlık çalışanlarının hak ettikleri ek ödemeyi alması için değil şu an borçluluk süreleri 200 günlere ulaşmış kamu sağlık tesislerinin de hayatını devam ettirebilmeleri ve sağlık sisteminin finansal sürdürülebilirliği için önemlidir. Bildiğiniz gibi 2009 yılında yetkili sendika olma gücünü Sağlık-Sen sendikası ve Memur-Sen konfederasyonuna verdiniz. Yine bildiğiniz gibi 2009 yılına kadar Türk Sağlık Sen sendikası ve Kamu Sen konfederasyonu Türkiye’de yetkili sendikaydı. O zaman geçmişimizi bir hatırlayalım. Malum sendikanın yetkili olduğu dönemde hastanemizde ve diğer sağlık tesislerinde yoğun baskı ve sürgünleri sizlere hatırlatmak istiyorum. Emeklilik yaşının 65 yaşa çıkarıldığında da malum sendika yetkili sendikaydı ve mezarda emeklilik yasası meclisten geçerken malum sendikanın sesi çıkmamıştır. Etkili oldukları dönemde sağlık çalışanları için hangi kazanımı elde etmişlerdir acaba, bu meydan da açıklamalarını kendilerinde talep ediyoruz. Yetkili olduğumuz dönemden bu yana döner sermayelerin sabit hale gelmesi, toplu sözleşme hakkı, başörtüsü yasağının kaldırılması ve özgürlüklerin geliştirilmesi, 4 B’lilerin kadroya geçirilmesi ve haksız tahsil edilen vergilerin iadesi, lisans tamamlama, taban aylığa zam, kreş hakkı, doğum öncesi ve sonrası izinler ve nöbet muafiyeti, nöbet ücretlerinin yükseltilmesi, sağlık çalışanlarına yıpranma payının verilmesi, döner sermaye sabit ödemelerinin emekliliğe yansıtılması, döner sermayelerimizden gelir vergisi kesintilerinin kaldırılması daha bir çok kazanım ve taleplerimizle ilgili, acaba malum sendika yetkili oldukları dönemde hükümetten bu konularda bir talepleri olmuş mudur? Yoksa Sağlık Sen kazanımları ve hükümetten talepleri konularında rol çalmaktan başka, emek hırsızlığı yapmaktan başka, kazanımlarımızı itibarsızlaştırmaktan başka, memurun mağduriyeti üzerinden sendikacılık yapmaktan başka, malum sendikaya destek verenlerin gücünü siyasi araç olarak kullanmaktan başka bir becerileri var mıdır?” diye konuştu.
“TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARININ KORUNMASI İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞACAĞIZ
Aydın Devlet Hastanesi Döner Sermaye Komisyonunu eleştiren Özcan, sözlerini şöyle tamamladı: “Aydın Devlet Hastanesi’nde bildiğiniz gibi yetkili sendika Türk Sağlık Sen’dir ve döner sermaye komisyonunda üye olarak bulunmaktadırlar. Yine komisyonun çoğunluğunu Türk Sağlık Sen üyeleri, temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri oluşturmaktadır. Atatürk Devlet Hastanesi yüzde 30, Nazilli Devlet Hastanesi yüzde 34,5 oran da döner sermaye dağıtırken, Aydın Devlet Hastanesi idaresi Ocak ayında 6 milyon 788 bin TL gelire karşılık, Şubat ayında yüzde 37 oranla 2 milyon 511 bin TL dağıtılmasını öneriyor. Komisyon ise hastane yönetimine tabiri caizse gol atmak için siyasi bir kararla yüzde 38,68 oran teklif ederek, çoğunluğu sağladığı için bu orana karar veriyor. Hastane yönetimi hastanenin bütçesini ve ekonomik şartlarını gerekçe göstererek bu karara şerh düşüyor. Döner sermaye tutarını arttırma ve eksiltme yetkisi bulunan Genel Sekreterlik makamı bu oranı yüzde 35,55’e düşürüyor. Komisyon üyeleri hastanenin bütçesi, borç yükünün artması hususlarında sorumluluğu olmadığı için siyasi kararlar vermekten çekinmeyerek sağlık çalışanlarının mağdur olmalarına yol aşmıştır. Malum sendikanın siyasi düşünceleri sendikal faaliyetlerinin ve sağlık çalışanlarının menfaatlerinin o kadar önüne geçmiştir ki, hastane idaresi tarafından servis sorumlularına yüzde 20 ödül teklifini bile sırf hastane idaresinin teklifi olduğu için komisyon olarak reddetmişlerdir. Sağlık çalışanlarının yorgunluğundan siyasi hesaplar yapmak, beyaz önlüğe, yaşama adanmış ruhlara yapılacak en büyük haksızlık ve saygısızlıktır. Oysa Sağlık-Sen yetkili olduğu dönemde hastanenin bütçesi ve borç yükü gibi kriterleri göz önünde bulundurarak döner sermayenin en üst rakamlarda dağıtılmasını sağlamıştır. 2015 Şubat ayında yaklaşık yüzde 40 oranında döner sermaye dağıtılmıştır. Bu durum malum sendika ve Sağlık-Sen arasında yıllardan beri gelen sağlık çalışanlarının menfaatlerinin korunması konusunda farkımızın bir göstergesidir. Sonuç olarak; Sağlık-Sen Genel Merkezimiz, Bakanlık düzeyinde görüşmeler yaparak adaletsiz döner sermaye sisteminin düzeltilmesini sağlamakla birlikte, hastanemizde mart ayında domuz gribi salgınlarını önlemek için karantina şartları oluşturulan servislerde çalışan arkadaşlarımız için ödül verilmesi, Nisan ayında mağdur edilen servis sorumlularına ödül verilmesi ve takip eden aylarda da mağdur olan sağlık çalışanlarımıza ödül verilmesi için bu gün hastane idaresine dilekçelerimizi sunarak sorumlu sendikacılık anlayışımızı bir kez daha ortaya koyacağız. Sizlerin de desteği ile mayıs ayında yeniden yetkili sendika olarak tüm sağlık çalışanlarının haklarının korunması için var gücümüzle çalışacağız”