bilenleriniz vardır tabii sözcüğü.. aslında biraz yoğunlaşıp baksak rahatlıkla bulabileceğimiz bir sözcüktü gibi de geldi şimdi. neyse o topa hiç girmeyeim. ve en iyisi şu linki bir koyayım da ben önce, konu bir aydınlansın..

https://www.youtube.com/watch?v=YmBlIasSx3U

jim carrey'in jack nicholson'ı canlandırdığı sahneler müthiş. carrey'in yüzünün şekilden şekile girişi ayrı, deepfake tartışmaları ayrı... ne diyebiliiz; şimdi jim'i bırakıp sözcüğe geçelim en iyisi... çünkü belli ki bu sözcük değiştirici ve dönüştürücü bir şeyin habercisi...

diyeceksiniz sabah sabah rüyanda mı gördün sözcüğü. aman efendim rüyalarımda neler görüyorum bir bilseniz oraya hiç girmeyelim... nerde kalmıştık; sabah watsapp grubuma düştü bu sözcük diyordum en son...

ekşi sözlük biliyorsunuz güzel bir öğrenim kaynağı.. paylaşım yapan arkadaşım da oradan iki yorum aktarmış bize sağ olsun güne renk katacak bir başlangıç yapmış resmen..

deepfake hakkındaki yorumlardan birisi şuymuş:

"etik ve teknolojinin karşı karşıya kaldığı noktalardan biri. kişinin kendi rızası olmadan, tek bir fotoğrafından dahi, hatta live olarak, impersonate edilmesini sağlayan teknoloji.
temelini machine learning gibi ai teknolojilerinden alan, videolar için yüz değiştirme tekniği. birkaç açıdan çekilmiş yüz fotoğraflarını işleyerek başka birisinin vücuduna yapıştırmak veya o kişinin yeni bir videosunu oluşturmak gibi işlerde kullanılıyor. ai teknolojisi deneme yanılma ile öğrene öğrene bu işi çok ilerlettiği için şu an inanılmaz gerçekçi montajlar yapılıyor. bu işin sonu korkunç ama şu an tabii ki kullanım alanı tüm insanlığın ortak meşgalesi olan porno."

ve de şöyle bir yorum:

"Ürkütücü aslında, gelecekte ortalığı inletecek korkunç bir teknoloji. herkes herkese kolayca dönüşebilir. sevmediğiniz birisini porno filmine sokup rezil edebilirsiniz mesela. bu videoyu facebook'ta ğişinin tüm namını silip süpürebilirsiniz.. halihazırda çoğu videonun fake olduğu kolayca anlaşılabilir ama gittikçe detection daha da zorlaşıyor.

bildiğim kadarıyla fbi ve/veya darpa'nin gündeminde olan adli bilişim konularından birisi. bana çok korkutucu geliyor açıkcası. hakkımızda hayırlısı. güzel yani, kaseti olan değerli siyasetçilerimiz, bana deepfake komplosu kurmuşlar, sesi de heceleme yöntemiyle değiştirmişler diye isin içinden sıyrılabilirler. "
*
*

bu yorumları okuyunca tabii hemen çalışmaya başladı kafam. tam benlik şeyler. merak duygumu harekete geçiriyor.

evet teknolojinin önlenemez gelişmeleri, diyerek girdim mi söze..))))ve bilirsiniz söze girince, benim elektrik sayacı otomatik yürüyor... okur okumaz aklıma gelen seçeneği son yorumcu siyasetçiler üzerinden yazmış, demem o ki her konunun bir çözüm bir de sorun boyutu vardır, hep içiçedir. ne yapsa aynı anda ikisine de hizmet eder.. diyerek de sürdürdüm cümlelerimi. dakika bir, bu kadar açılmışım devamında tabii ki tutulmam artık. şöylece devam ettim:

burada sorun boyutu açık, insanlık için güzel olabilecek boyutu ise hayli sancılı süreçlerden sonra çıplak fotoğrafın ya da pornografik görüntünün elde ediliyor olması kişiyi bağlamıyor da olacak. ortaya çıkanın montaj olma olasılığının bilgi olarak yaygınlaşması ile olacak elbette bu.. bu tür içerik taşıyan malzemelerle tehdit ve şantaj olasılıkları azalacak demektir.. bu gelişme ise pratikte insanın baskılanmasının azalma imkânlarını da beraberinde getirir. bir yerde hele de cinsel alanda olacak bir rahatlama ise devrim etkisi bile yaratabilir toplumlarda.

insanlık için diye girdim söze fark etmişsinizdir. biz henüz bilgi yaygınlaşana ve normalleşene kadar olan bu ara süreci yaşayacağımız için isin sancı (sorun) kısmını yaşayacağız ama boş oturacak değiliz biz de.... bilgiyi yaygınlaştırmada emek harcayabiliriz mesela; ama dedim ya her şeyin sorun ve çözüme hizmet eden kısmı aynı anda vardır. bilgiyi yaygınlaştırmak da bir ölçüde karpuzun kulağına deniz suyu kaçırmak ve durduk yerde yapmayacak olana da akıl ettirmek anlamına da gelir.

ee bu işler böyle. neticede teknolojinin önlenemez yükselişi de doğallığa dahildir. yolculuk sürüyor , hadi bakalım:) diyeceğim ama fikrimi de söylemeden kaçmayım..

aslında ben pek olumlu buldum gelişmeyi.. örtüler ne kadar kalkarsa o kadar iyi... şairin dediği gibi "ne kadar kötü kokarsak" ve de..