beni en iyi sen anlayacaksın füruğ, yollarımız burada ayrılırken…
her yolculuğun bir başı varsa bir de sonu olmalı… bazı yolculuklar öyle derinimizden geçer ki kendimizi onsuz düşünemeyiz… ama sonu vardır işte. şiirler gibidir yolculuklar da. zamanı dolunca biter… beni en iyi sen anlayacaksın füruğ, yollarımız burada ayrılırken…
sekerek indim ara hâllerden
bir adım bir adım gerisi geldi
bir adım boşluk sonrası değil
bir adım yuvarlak sonrası adım
bir yuvarlak sıçrayış sonrası adım
bir adım daha derken hoop yerdeyim
kara güvenli sağlam kocaman toprak kara… öyle ki suya geri girebilirim; öyle ki sallanırım istersem… öyle ki nihayette gördüm kaç adım… indiğim gibi çıkabilirim öyle.
kusura bakma füruğ burda yol ayrımımız; döndüm baktım sıçradın sen de… gördüm baktım son adımında yine canın acıdı, saçlarını at kuyruğu yapmıştın sarı; üstünde ince bir kaban vardı. zor tanıdım tebdili kıyafet geziyordun ama tanıdım seni… dönüp geri bakınca o kocaman vapur; tanıdım suları aşmış da gelmiş. gördüm seni aynı teknedeymişiz… aynı sulardan geçmişiz azgın; ama ikimiz de karaya vardık, gördüm.
ayaklarımı gördüm füruğ son adımı geçtim ben
kocaman bir kara kocaman bir deniz gördüm
kocaman bir pencere bugün tuzla buz oldu
kocaman bir camdı kırpıp kırpıp pencereler yapsınlar
kim isterse takınmak kulaklarına küpe yapsınlar
bizim yollarımız burda ayrıldı bugün
şimdi vedalaşma
senin ellerin sana benim ellerim bana deme zamanı
http://kitapeki.com/furug-veda-mektubu/