Ayvalık'ta Bilfer Madencilik'e ait atık depolama alanının çökmesi üzerine atıkların halen Madra Barajı'nı besleyen dereye karıştığını belirten çevre örgütleri, madenin derhal kapatılmasını istedi.
AYVALIK
Ayvalık'ta Bilfer Madencilik'e ait atık depolama alanının çökmesi üzerine atıkların halen Madra Barajı'nı besleyen dereye karıştığını belirten çevre örgütleri, madenin derhal kapatılmasını istedi. İlin çevre müdürlüğü ve işletme yetkileri ise 'atık deşarjı yok' diyor.
Balıkesir, Ayvalık’a bağlı Karaayıt Köyü yakınlarındaki Bilfer Madencilik tarafından işletilen demir cevheri zenginleştirme tesisinin çöken atık dağından, Madra Barajı’nı besleyen derelere halen zehirli atık yayıldığını açıklayan ekoloji örgütleri, madenin derhal kapatılmasını ve derenin hızla temizlenmesini istedi.
Konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan Ayvalık Tabiat Platformu, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Burhaniye Çevre Platformu, Artur Çevre Platformu, Gömeç Çevre Platformu, Dikili Çevre Platformu, Bergama Çevre Platformu, Balıkesir Çevre Platformu ve Havran Çevre Platformu, bölgedeki yerleşim alanlarının içme sularının tehlikede olduğuna dikkat çekti.
Ayvalık Ekoloji Birliği de sabah saatlerinde bir açıklama yaparak baraj, dere ve civar sularda ağır metal ve kirlilik tahlilleri yapılarak sonuçların kamuoyu ile paylaşılması istemişti.
Maden atıklarının karıştığı derenin bölgenin sulama suyunu sağlayan Madra Barajı’nı beslediğini dile getiren ekoloji örgütleri, Madra Barajına, barajı besleyen derelere ve köye bu kadar yakın olan projenin ne kadar ciddi bir risk teşkil ettiğinin son kazadan sonra iyice açığa çıktığını belirtti.
Örgütler, işletme ruhsatının iptal edilmesi ve acilen kapatılmasını, atıkların çöktüğü derenin temizlenmesini, Madra Barajı, dere ve civar sularda ağır metal ve kirlilik tahlilleri yapılarak sonuçların kamuoyu ile paylaşılmasını istedi.
Dinler: Pasalar vahşi depolama yöntemiyle yığılıyordu
Ayvalık Tabiat Platformu Sözcüsü Nebahat Dinler ise tesisin 2010 yılından bu yana yöre halkını mağdur ettiğini söyledi. Yığılan pasaların vahşi depolama yöntemi denilebilecek şekilde yığıldığını ve hiçbir denetim olmadığını söyleyen kaydeden Dinler, her yağmurda süzülen suların, Madra Barajı’nı bekleyen dereye aktığını belirtti.
Bilfer’in Madra Barajı’nın dibinde 1950’lerden gelen ruhsatı ile maden ocağı faaliyeti sürdürdüğünü ve buradan çıkan cevheri zenginleştirme tesisinde işlediğini anlatan Dinler, ÇED yönetmeliğine göre baraj dibinde bir ocak faaliyetinin mümkün olmadığını ancak şirketin bunu müktesap hak olarak ifade ettiğini kaydetti.
Bilfer Madencilik şirketi, 2008 yılındaki “ÇED olumlu” belgesini aldıktan sonra Karaayıt Köyü’nün meraları üzerinde faaliyete başlamıştı. Balıkesir Barosu, köylülerin başvurusu sonrası aynı yıl Çevre ve Orman bakanlıkları aleyhine ÇED raporunun iptali istemiyle Balıkesir İdare Mahkemesinde dava açtı.
Köylülerin madene karşı mücadele sürecini Evrensel’den Özer Akdemir özetledi:
Temmuz 2009 tarihinde Balıkesir İdare Mahkemesince “ÇED olumlu” kararı iptal edildi. Şirket bunun üzerine yeni bir ÇED süreci başlattı. Bu arada köylüler, yakın çevredeki ekoloji örgütleri ile madene karşı birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirerek yeni ÇED sürecine tepki gösterdi.
Karaayıt Köyü’nde 13 Kasım 2009 tarihinde yapılan ÇED toplantısına geniş katılım sağlanırken köylüler itirazların yaptı ve madenin istemediklerine dair imzaları yetkililere verdi.
‘Kaynak: Yeşil Gazete