MHP lideri, Türkiye’ye yaptırım kararı alan AB’yle üyelik sürecinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına ilişkin yaptırım kararı alan AB’ye sert tepki gösterdi. Bahçeli, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu da eleştirdi. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra partisinin kazandığı belediye başkanlıklarını ziyareti eden Bahçeli, dün, Karabük ve Bartın’dan şöyle seslendi:
AB ikiyüzlüdür: Yaptırım kararlarını ihtiva eden paketin 15 Temmuz’da onay ve ilanı AB’nin nerede durduğunu, kimlere selam gönderip sevimlilik yarışına girdiğini ayan beyan ispatlamaktadır. AB tutarsızdır, ikiyüzlüdür, düşmanca yaklaşımını deşifre etmiştir. AB’ye ve AB beslemelerine açık seçik sesleniyorum, yaptırımlarını alsınlar da başlarına külah diye geçirsinler.
AB’nin ne işi var?: AB’nin Doğu Akdeniz’de ne işi vardır, hangi yetkiyle söz söyleyebilmektedir? Mesele hidrokarbon arama faaliyetlerinin ötesine geçmiştir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Doğu Akdeniz’i uluslararası hukuka aykırı şekilde 13 parsele ayırıp küresel şirketlere kiralarken AB’nin hiçbir itirazı duyulmamıştır. Yunanistan, İsrail, Mısır, İtalya, Fransa ve diğer ülkeler Doğu Akdeniz’i istedikleri gibi kullanmaları, gemilerini keyiflerince yüzdürmeleri sorun olmayacak da, Türkiye’nin hukuken haklı olduğu bir mücadeleyi yapması mı AB’yi rahatsız edecek? Karşımızdaki tablo çifte standart, siyasi kumpastır, diplomatik kuşatmadır, alenen Türk düşmanlığıdır. AB’nin amacı bellidir ve AB asla dost olmayacaktır. Çocuklarını “Türkler geliyor” diye korkutan bir medeniyet yaralıdır, yozlaşmıştır, manen yıkım içindedir.
Ada devletlerinin kıta sahanlığı yok: Şımarık ve şuursuz Rumların yasadışı faaliyetlerini sahiplenen AB ve ABD’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinden kaygı duymaları, engel çıkarmak için devreye girmeleri ne müttefiklik anlayışıyla, ne de hayatın ve tarihin gerçekleriyle bağdaşmaktadır. Ada devletlerin kıta sahanlığı yoktur. Münhasır Ekonomik Bölge İlanı için ada devletlerinin uzlaşması şarttır. Türkiye için Doğu Akdeniz egemenlik konusudur. Doğu Akdeniz’de bulunmak hakkımızdır.
Üyelik tartışmaya açılsın: Türkiye süratle AB’ye karşı zincirleme yaptırımları hazırlamalıdır, AB üyelik süreci de gerekirse tartışmaya açılmalıdır. Onursuz bir üyelik süreci, onursuz bir birliktelik hukuku kabulü mümkün olmayan bir alçalma halidir. AB’yle bir yol ayrımına gelinmiştir.
Düşük profilli ithamlar: Türkiye’nin bir dönemini karanlığa iten, doğuda başka batıda başka, güneyde başka kuzeyde başka konuşan Serok Ahmet’in partimize yönelik kendisi gibi düşük profilli ithamları aynen şahsına dönmüştür. Sabık başbakan geçtiğimiz günlerde demiş ki; “MHP ile ittifakta Kürt oylarını kaybetme ihtimalimiz olduğu için Meclis’teki çoğunluğu kaybedeceğimizi Cumhurbaşkanlına ilettim.” Bu dil bölücü bir dildir, bu ağız hayâsızdır, hasmanedir, hezeyan içindedir. Bu üslup bozguncu ve buruşuk bir üsluptur. Türkiye’nin stratejik çukurda boğulması için varını yoğunu ortaya koyan bir şahsın Cumhur İttifakı’nı dinamitleme çabası ahlaksız bir tertip, akılsız bir teşebbüstür. Stratejik kâbusa bir daha asla dönülmeyecektir.
(Kaynak: Cumhuriyet)