Basın meslek örgütü temsilcileri, Meclis’te görüşülen infaz düzenlemesinde gazetecilerin ve siyasi tutukluların kapsam dışında tutulmasına tepki göstererek, “İktidar 'Benden olmayan ölsün' diyor” dedi.
AKP ve MHP gruplarının ortak hazırlayıp Meclis’e getirdiği "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediyor. Düzenleme kapsamında 90 bin civarı adli tutuklunun serbest kalacağı bilinirken, gazeteciler, akademisyenler, öğrenciler ve siyasi tutuklular ise bu kapsamın dışında tutuluyor.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, Mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklu bulunan gazetecilerin kapsam dışında bırakılmasına tepki gösteren Haberin Var Mı İnisiyatifi üyesi gazeteci Timur Soykan, durumun korkunç bir tabloyu ortaya çıkardığını belirterek, tarih boyunca iktidarların gerçeklerin ortaya çıkmaması için gazetecileri hedefine koyduğuna dikkat çekti.
MEDYA ETKİSİZLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
İktidarın yargıyı sopa olarak kullanıp toplumu ve medyayı etkisiz hale getirme çalıştığına vurgu yapan Soykan, son yıllarda bu konuda çok daha otoriter ve baskıcı uygulamalarının olduğun ve bir korku imparatorluğunun yaratılmak istendiğini söyledi. Bu tür uygulamalardan en çok nasibini alanların başında ise gazetecilerin geldiğini aktaran Soykan, “Türkiye, gazeteciler için adeta bir cehenneme dönüştürüldü. Bu uygulamalar karşısında ısrarla duran, basın özgürlüğünü savunan ve baskılara karşın hakikati savunan gazetecileri hiçbir delil ve suçlamaların hiçbir dayanağı olmadan hapsettiler. Ve hala 100’den fazla gazeteci Türkiye’de hapiste” dedi.
‘KORKUNÇ ÖTESİ BİR TABLO’
Cezaevlerinde kapasitelerin üstünde kişinin kaldığını ve hijyenik olmadığını belirten Soykan, bu durumun kendilerini daha çok endişelendirdiğini söyledi. Cezaevlerinde sağlık ve beslenme koşullarının da çok kötü olduğun dile getiren Soykan, bunun üstene görüş yasaklarının da gelmesi ile birlikte tutukluların moral yönünden de zayıf duruma düştüğüne değindi. Bu nedenle gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmaları gerektiği belirten Soykan, “Dünyada birçok yerde bu salgından dolayı cezaevleri boşaltıldı. Bu tahliyelerde ilk olarak gazeteciler, siyasi tutuklular bırakıldı. İran gibi bir yerde bu durum yaşandı. Ancak Türkiye’de şu an adli suçlular, ağır facia ve katliamların sorumluları serbest bırakılıyor. Düşüncelerinden dolayı tutulan gazeteciler ise içerde kalmaya devam edecek. Bu gerçekten korkunç ötesi bir tablo. Bu ülkenin ne kadar antidemokratik bir ülke olduğu ne kadar vicdansız bir yere sürüklendiğinin en açık göstergesi” diye belirtti.
DAYANIŞMA ÖNEMLİ
Bu adaletsizliğin son bulması için herkese görev düştüğünü belirten Soykan, tutuklu gazetecilerin en çok meslektaşlarının desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, “Haber yapma ve haber alma hakkı en temel haklardan biri ve gazetecinin hapsedilmesi ile bu hak engellenmiş oluyor. Toplumun tüm vicdanlı kesiminin buna karşı en güçlü şekilde ses vermesini sağlamalıyız” diyerek çağrıda bulundu.
‘GAZETECİLER BİR AN ÖNCE TAHLİYE EDİLMELİ’
Düzenlemeden çocuk istismarcılarının, kadın katillerinin, çete ve suç örgütü liderlerinin yararlandığını ifade eden Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazetecilerin düzenlemeden muaf tutulmasına tepki gösterdi. Sadece fikrini açıkladığı için cezaevinde on binlerce insan tutulduğunu belirten Durmuş, bir an önce onların tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.
BİRLEŞİK DAYANIŞMA HAYATİ ÖNEMDE
Durmuş, infaz düzenlemesinin gündeme geldiği günden beri gazetecilerin serbest bırakılması çağrısı yaptıklarını ifade ederek, “Ancak görüyoruz ki birileri bu çağrımıza kulağını tıkıyor. Tabi bu gibi süreçte gazetecilerin ve basın meslek örgütlerinin bir arada durması, dayanışma içinde kalması hayati önemde. Belki bu düzenlemede gazeteciler kapsam dışında tutuldu ancak bu dayanışma sürdüğü taktirde ilerde meslektaşlarımızı özgür kılacağız. Bu yüzden Bu birleşik mücadele her zamankinden daha fazla ihtiyaç var” diye kaydetti.
VAHİM SONUÇLARA YOL AÇAR
Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Genel Başkanı Faruk Eren ise gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklandığını dile getirerek, iktidarın bu durum manipüle etmeye çalıştığını ve bu nedenle düzenlemenin dışında tutmaya çalıştığını belirtti. Düzenleme ile birlikte siyasi tutuklular ve gazetecilerin ölüme mahkum edildiğini söyleyen Eren, “Yaşadığımız salgın, cezaevlerini büyük oranda tehdit ediyor. Salgının cezaevlerine sıçraması çok vahim sonuçları beraberinde getirir” diye konuştu.
ÖLÜMLE KARŞI KARŞIYA
Düzenlemenin hem ahlaki hem vicdani hem de anayasaya aykırı olduğunu belirten Eren, “Daha mahkeme karşısına dahi çıkmamış insanlar salgın tehdidi nedeniyle ölümle karşı karşıya. Birçok gazeteci ve siyasi tutuklu da henüz hakim karşısında çıkmadı. En son Yeni Yaşam, Oda Tv ve Yençağ’dan gazeteciler tutuklandı. İktidarın salgına dönük politikalarını eleştiren tweet atan gazeteci bile tutuklandı. Bunların bir an önce serbest kalması lazım. Bunun için günlerdir mücadele ediyoruz. Kampanyalar düzenleyip duruma dikkat çekiyoruz. Herkesin sağlıklı bir şekilde cezaevinden çıkması için uğraş veriyoruz. Çünkü bu bir demokrasi, bir toplum sorunu aynı zamanda. Bu toplum için yararlı olan aydınlar, avukatlar, öğrenciler, gazeteciler ölüme mahkum ediliyor. Yani bir nevi iktidar benden olan çıksın, yaşasın ancak bana muhalif olan, benden olmayan ölsün diyor. Bunu açık açık söylüyorlar. Bundan dolayı yine yinelemek istiyoruz; meslektaşlarımız ve siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalı” şeklinde konuştu.