Dün, İstanbul,Tüm Bel-Sen bir ve beş nolu şubesi ile BESbir nolu şubesi, Ankara KESK Genel merkezinde oturma eylemi yapan KHK'lı emekçilere yönelik KESK'in tutumunu kınadı.
Dün İstanbul,Tüm Bel-Sen bir ve beş nolu şubesi ile Büro Emekçileri Sendikası bir nolu şubesi Ankara KESK genel merkezin de oturma eylemi yapan KHK'lı emekçilere yönelik KESK'in tutumunu kınayan bir basın açıklaması yaptılar.
Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verdiler:
15 temmuz darbe girişiminden sonra siyasi iktidar FETÖ yapılanmasını bahane ederek kanun hükmünde kararname ''KHK''zulmüyle saldırıya geçmiştir.Siyasi iktidarın bu saldırısı KESK'li kamu emekçilerini de vurmuştur.Bu KHK zulmüne karşı KESK sonuç alıcı mücadeleyi yükselten ciddi hiç bir eylem örgütlememiştir.KHK zulmünün sürdüğü bu süreçte KESK'in bu edilgen ve mücadeleden kaçan tutumuna karşı Ankara Yüksel caddesinde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ın başlattığı oturma eylemi ve açlık grevini görmezden gelen bir sefer bile ziyaret etmeyen KESK yürütmesi süreç içerisin de KHK zulmüne uğramış kamu emekçilerini mücadeleye ve direnişe çekmek yerine siyasi iktidarla görüşme ve diyalogla sorunu çözme sürecine girmiştir.Bu edilgen duruma karşı Ankara Yüksel de direnen emekçiler KESK'e görevlerini hatırlatmak ve mücadele programı çıkarması amacıyla 24 kasım 2017 tarihinden itibaren KESK genel merkezinde OHAL'e karşı ihraçların işe geri dönmesi için KESK'i sorumlu davranmaya,direniş kararları almaya ve bunları pratiğe geçirmeye çağırmak amacıyla oturma eylemi başlatmıştır.
KES oturma eylemi sürecinde direnişçilere eylemlerini bitirmeleri konusunda çeşitli defalar tehditlerle de bulunmuştur.Bunun en önemli örneği ''KESK'li kamu emekçilerini zor tutuyoruz,derhal burayı boşaltın''söylemi olmuştur.
Yaklaşık bir yıldır devam eden oturma eylemine 15 ekim 2018 tarihin de sabah kimsenin olmadığı bir saatte KESK yürütme kurulu müdahale ederek direnişçilerin eşyalarını ''İtinayla'' dışarı atmıştır.Kapının önünde bekleyip içeri girmek isteyen direnişçilere ise,KESK'ten çıkan ve için de MYK üyelerinin ve şube yöneticilerinin de olduğu 40 kişilik bir grup demokratik kültürümüze yakışmayacak bir şekilde fiziki müdahalede bulunup ihraçlara karşı direnen üç kadın kamu emekçisini darp ederek zorla KESK binasından dışarı atarak oturma eylemini sonlandırmıştır.
KESK'e hakim sendikal anlayışlar AKP saldırılarına karşı direnmediği gibi ihraç edilen 5000'e yakın üyesinin taleplerini örgütlemeyen,direnmeyi asla aklından geçirmeyen bir çizgidedir.Bu çizgi ile AKP saldırılarına karşı sınıf mücadelesi yürütülemez.
Bu gün ise,KESK yönetim kurulu tarafından yapılan açıklamalarda asgari,rutin etkinlikler direniş olarak kamuoyuna duyurulmuştur.Bu açıklamalar ihraç edilen emekçilere saldırgan tutumu meşru kılamaz.Ayrıca emekçilerin talebi bu mücadele çizgisiyle karşılanamaz.Mücadele pratiği ile somut bir kazanım elde etmeyen KESK'in bu açıklamaları emekçilerde karşılık bulmayacaktır.
KESK'te oturma eyleminden önce Yürütme kuruluna sunulan öneri ve talepler sadece sendikal bir anlayışın değil,emekçilere yapılan saldırılar karşısın da sendikanın zaten hayata geçirmesi gereken pratiktir.
Sunulan öneriler:Örgütlü direnişe çağırmak,AKP'nin saldırı politikalarına karşı net tavır almak,ihraçların katılımı ile merkezi ve ihraç kamu emekçilerinin işlerine dönene kadar oturma eylemi gerçekleştirmek,sendikanın tüzüğün de yazan fiili,meşru mücadele temelin de kitle ve sınıf sendikacılığını hayata geçirmek,Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ın mahkemelerine kitlesel katılmaktır.
Yukarıda KESK yönetim kuruluna sunulan öneriler başta ihraç edilen emekçiler olmak üzere tüm emekçilerin haklı ve meşru talepleridir.Bu talepleri karşılamayan KESK yönetim kurulu çözümü direnen kamu emekçilerine saldırmakta bulmuştur.Sendika salonlarında direnen emekçileri zorla çıkarıp polisin saldırısına zemin hazırlamıştır.Sendika binaları tüm emekçilere ve halka açık alanlardır.Kimsenin tekelinde değildir.Direnen insanları sendika binalarından atmak kabul edilebilir bir davranış değildir.Bu tavrıyla KESK sırtını emekçilere döndüğünü göstermiştir.
KESK yönetim kurulunun bu saldırgan tutumu emeçilerin mücadele tarihinde kara bir leke olarak yerini alacaktır.Bizler KESK'in bu tavrını kınıyor ve KESK'i yüzünü emekçilerin haklı,meşru taleplerine dönmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.