BES, vergi haftasına ilişkin yaptığı açıklamalarda "Yoksulluk sınırındaki her türlü kazanç, vergilerden arındırılmalı ve gelir vergisi ücret gelirlerinde yüzde 10’a sabitlenmelidir" dedi.
ERKAN SOYLU
İZMİR-Büro Emekçileri Sendikası (BES) Şubeleri çeşitli illerde vergi haftasına ilişkin açıklamalar yaptı.
Büro Emekçileri Sendikası (BES) İzmir Şube de Bornova Vergi Dairesi, Kemeraltı Vergi Dairesi ve Gaziemir Vergi Dairesi önünde açıklamalarda bulundu.
Yaptığı basın açıklamasında uzun yıllardır dolaylı vergi gelirlerinin yüksek olması emekçiler ve toplumun dar gelir gruplarını daha da yoksullaştırdığını belirten BES İzmir Şubesi, “Yoksulluk sınırındaki her türlü kazanç, vergilerden arındırılmalı ve gelir vergisi ücret gelirlerinde yüzde 10’a sabitlenmelidir. Kamu emekçilerinin almış oldukları bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır” dedi.
Açıklamada, 2024 yılı bütçesinin gelir kalemleri içinde yer alan ve kazanç üzerinde alınan kurumlar vergisinin toplam vergi gelirlerinin sadece yüzde 15’ni teşkil ettiğini ifade edilerek, “Şahısların elde ettiği kazanç üzerinden alınan gelir vergisi toplanması öngörülen vergilerin yüzde 73’ü oluşturmaktadır. Toplanması ön görülen gelir vergisi içinde emekçilerin kazançları üzerinden alınması gereken oran ise yüzde 23 olması öngörülmüştür. Diğer taraftan harcamalar üzerinden alınan; yoksulu zenginle eşitleyen ve vergi adaletsizliğini katmerli hale getiren KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiden toplanması öngörülen vergilerin en büyük dilimini oluşturmaktadır. Her tartışmada örnek gösterilen OECD ülkelerinin ortalaması yüzde 34-35 iken, bizim ülkede yüzde 70’inden fazladır. Uzun yıllardır dolaylı vergi gelirlerinin bizim ülkede bu kadar yüksek olması biz emekçileri ve toplunun dar gelir gruplarını daha da yoksullaştırmaktadır” denildi.
ÇALIŞMA BARIŞI ORTADAN KALKMIŞTIR
Bütçenin asıl gelir kaynağı olan vergi gelirlerinin kötü kullanılmasının başlı başına bir problem olduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi: “Vergiyi toplayan ve ödeyen vergi emekçilerinin, emekçilerin sorunlarına çözüm üretilmesi bir yana, yaşanan sorunlar her geçen gün ağırlaşarak devam etmektedir. 2005 yılında çıkarılan 5345 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığı parçalı hale getirilmiş, adeta bir sorunlar yumağının içine atılmıştır. Yapılan düzenlemeyle Bakanlık bünyesinde özerk kurum haline getirilen Gelir İdaresi Başkanlığında farklı unvanlarda personel istihdam edilmesiyle birlikte, kurum çalışanları benzer işleri yaptıkları halde farklı ücret skalalarından ücret aldığından bitmeyen bir tartışma içerisinde çalışma barışı ortadan kalkmıştır”.
TALEPLERİMİZ DİKKATE ALINMADI
İzmir’de yapılan açıklamalarda şöyle denildi:“İktidar önceki yıllarda olduğu gibi 2024 bütçesinin tartışıldığı süreçte taleplerimizi yine görmezden gelerek, toplumun refahını artıracak üretim ekonomisine kaynak ayırmadığı gibi, biz kamu emekçilerini, emeklileri ve bilerek isteyerek yaratmış olduğu ekonomik krizle mağdur ettiği toplum kesimlerini yok saymıştır. Nitelikli tartışmalardan uzak, emekçilerin ve yoksulların taleplerini görmezden gelen, tam ifadesiyle bir el kaldır/indir içeriğinde tartıştırdığı 2024 yılı bütçesini TBMM’den geçirerek uygulamaya koymuştur”.
Büro emekçileri talepleri şöyle sıraladı:
-Yoksulluk sınırındaki her türlü kazanç vergilerden arındırılmalı ve gelir vergisi ücret gelirlerinde yüzde 10’a sabitlenmelidir.
-Hane halkının kullandığı temel tüketimi olan mal ve hizmetlerde dolaylı vergi oranı sıfıra indirilmelidir.
-Kamu emekçilerinin almış oldukları bütün ek ödemeler temel ücrete yansıtılmalıdır.
-3600 ek gösterge ayrımsız bütün kamu emekçilerine verilmelidir.
-Kurumada ilk işe başlamalar dahil olmak üzere yapılacak bütün unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarında mülakat haksızlığına son verilmelidir.
-Daha fazla vakit kayıp etmeden Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanlarının sorunları birlikte ele alınmalı, Gelir/Gider, Merkez/Taşra ayrımına son verilmeli, Hazine ve Maliye Bakanlığı emekçileri -Mali Hizmetler Sınıfı altında ayrı bir iş kolu olarak yeniden yapılandırılmalıdır.
-Kurumda yaşanan personel eksikliği hızla tamamlanmalıdır.
-Bütün kamu emekçilerine ve emeklilere hayat pahalılığı tazminatı verilmesi için yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır.
-Emekçilere nitelikli ücretsiz öğlen yemeği, işe geliş gidişlerde servis hizmeti verilmeli, servis imkanının olmadığı yerlerde yol ücreti verilmelidir.