Güncel

‘Bir kişiye iradesine karşın yapılan her müdahale işkence suçudur’

“Açlık Grevleri’nde Tıp Etiği ve Sağlıkçı Yaklaşımı” ve “Açlık Grevleri’nde Hukuk, İnsan Hakları ve Tarihsel Deneyimler” başlıklı iki oturum ile Taksim Hill Otel’de panel düzenlendi.

11 Mart 2019 Saat: 00:10
‘Bir kişiye iradesine karşın yapılan her müdahale işkence suçudur’
‘Bir kişiye iradesine karşın yapılan her müdahale işkence suçudur’

İstanbul Tabip Odası (İTO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri üyesi hekimler, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), hukukçular ve hak savunucularından oluşan Açlık Grevleri İzleme Heyeti, “Açlık Grevleri ve Türkiye” başlıklı forum düzenledi.

“Açlık Grevleri’nde Tıp Etiği ve Sağlıkçı Yaklaşımı” ve “Açlık Grevleri’nde Hukuk, İnsan Hakları ve Tarihsel Deneyimler” başlıklı iki oturum ile Taksim Hill Otel’de düzenlenen panelde Dr. Osman Öztürk, Dr. Ümit Biçer, Dr. Zeki Gül, Dr. Hakan Gürvit’in yanı sıra Av. Gülseren Yoleri, CHP İstanbul Mv. Mehmet Bekaroğlu, Akın Birdal, Av. Rengin Ergül ve Av. Öztürk Türkdoğan konuşmacı olarak yer aldı. 

Panelde konuşan Prof. Dr. Ümit Biçer, açlık grevinde kişinin iradesine karşı yapılan her müdahalenin işkence suçu olduğunu vurguladı.

Panelde konuşan Dr. Zeki Gül de Ceza İnfaz Yasasının taslağında, “sağlık bir ödevdir ödevini yapmayan kişi cezalandırılır” ifadesinin devlet aklını gösterdiğini belirterek, “Oysa sağlık bir haktır, ödev değildir. Sağlığın ödevleştirildiği ortamda açlık grevcisi olmak nasıl bir şey bunu görmek gerek. Açlık grevleri doğası gereği travmatize bir süreçtir.” dedi.

‘Açlık grevlerini intiharla kıyaslamak söz konusu olamaz’

Açlık grevlerinin hekimler açısından koruyucu hekimlikle açıklanması gereken bir husus olduğunu ifade eden Biçer,  hekimler ve sağlıkçıların ölümü kutsamak gibi bir durumu olmadığına dikkat çekti ve  açlık grevlerini intiharla kıyaslamanın söz konusu olamayacağını vurguladı.

‘Bir kişiye iradesine karşın yapılan her müdahale işkence suçudur’

“İktidarın şiddeti meşrulaştıran tutumunu değerlendirip bununla ilgili düşünmemiz gerekiyor. Hapishanedeki insanların bedenlerinden başka ortaya koyacak şeyleri kalmadığında, hekim olarak ‘Ne yapabiliriz?’ diye soruyoruz ve etikle ilgili konuları tartışıyoruz. En basit hakların ölümü göze almadan yapılamayacağını bilir hekimler onaylayıp onaylamamak değil, anlamaya çalışıp hangi durumda ne yapılması konusunda bir yorum yaptılar. Zorla müdahaleye bağlı ölüm hadisesi 1981’de Diyarbakır cezaevinde oldu. Zorla yapılan her müdahalenin olumsuz etkilerini gözledik. Yapılacak müdahale hekimler aracılığıyla yapılmalı. Tedavi olmak istemiyorlarsa müdahale etmemek gerektiğini söylüyor hekimler. Bir kişiye iradesine karşın yapılan her müdahale işkence suçudur. Açlık grevlerinde amaç ölmek değil, taleplerin hayata geçirilmesi için müzakere başlaması ise hekimler o kişileri sağlıklı bilgilendirmek zorundadır.”

Hukuk ve İnsan Hakları açısından kendi görüşlerini dile getiren CHP Mv. Mehmet Bekaroğlu “Ben açlık grevlerinin ve ölüm oruçlarının denenmesi gereken son yol dahi olmadığını düşünüyorum fakat eylemcileri anlayabiliyorum. Türkiye’nin geçmişte ve bugün içinden geçtiği hukuksuz süreçlerde hak arama mücadelesinin resmi zemininde karşılığı olmuyor, insan hakları savunucuları bunun bir propaganda aracı haline gelmesine izin vermeden kamuoyuna anlatmalı ve kitleselleştirmeli” ifadelerini kullandı.

 

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız