Diyarbakır Barosu ve 10 bölge barosu 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla ortak açıklama yaptı
Açıklamada, çeşitli rakamlar da paylaşıldı. 2016 yılında evlenen her 100 kişiden 18’inin çocuk, sadece 2016 yılında çocuğa yönelik 15 bin 51 cinsel istismar davası açıldı. Ayrıca 2016 yılında 56 çocuk iş cinayetine kurban gitti. 2016 yılında 2 bin 106 çocuk ise özgürlüğünden mahrum bırakıldı.
‘CEZASIZLIK POLİTİKASI ÇOCUKLARINI YAŞAM HAKKINI İHLÂL EDİYOR’
Evrensel gazetesininin haberine göre, açıklamayı yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen şunları söyledi: “Nazlı, sıcacık uykularında bir gece ansızın düşlerinde yitip gidiyor çocuklarımız. Kolluk görevlilerince işlenen bu suçların aydınlatılması ve sorumluların yargılanması için yapılan tüm talep ve çağrılarımız ne yazık ki karşılık bulmamaktadır. Bu anlayış ve cezasızlık politikaları maalesef her geçen gün yaşam hakları ihlal edilen çocuklara başka çocukların eklenmesine neden olmaktadır.
Evet son bir yıl içinde de ölümün hiç yakışmadığı;
Şehirlere yağan bombalardan,
Oyuncak diye oynadıkları savaş artıklarından,
Küçücük bedenlerin dayanamadığı salgınlardan,
Güvenli yerlere göç etme telaşıyla azgın dalgalarda,
Küçücük ellerin nasırlaştığı kapkara fabrikalarda,
Sabah koşarak gittikleri bakımsız ve denetimsiz eğitim yuvalarında
Koruma altındayken bile ebeveynleri tarafından katledilerek kaybettiklerimiz yine çocuklarımızdı”.
‘CİNSEL İSTİSMAR ARTTI’
Çocuklara yönelen cinsel istismar vakalarının son on yılda yüzde 700'lük bir oranda artış gösterdiğini dile getiren Özmen, “Sadece 2016 yılı içerisinde çocuğun cinsel istismarı suçundan 15 bin 51 dava açılmıştır. Gerçekleşen cinsel istismar vakalarının yüzde 15 ile 20’sinin adli makamlara yansıdığı göz önüne alındığında tablonun ne denli vahim olduğu açık olarak görülmektedir. Bu vehamet arz edici tablonun yanı sıra bizleri asıl kaygılandıran kayıtlara geçmeyen istismar vakalarının birçoğunun çocukların devlet koruması veya devlet çatısı altında iken uğramış oldukları istismarın yine kamu otoritesi eliyle kapatılıyor olması gerçeğidir. 2016 yılında evlenen her yüz kişiden 18'i maalesef yine çocuktu. Son on yılda evlendirilen kız çocuğu sayısı ise 482 bin 908’a ulaşmıştır. Yine 15-17 yaş arası 17 bin 789, 15 yaş altı 244 kız çocuğu doğum yapmıştır”diye konuştu.
‘2016 YILINDA 56 ÇOCUK İŞ KAZASINDA YAŞAMINI YİTİRDİ’
Çocuk işçiliğine değinen Özmen, “3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile çocuk işçisinin ismi çırak olarak değiştirilmiş ve çocuk emeğinin sömürülmesi meşru bir zemine oturtulmuştur. SGK verilerine göre 1 milyon 170 bin çocuk işçi, çırak adı altında devlet eliyle çalıştırılmaktadır. Meslek edinimi amacıyla çıkarılan yasalar bunlara ait yanlış uygulamalar ile çocuk işçi kavramı daha da genişletilmiş ve içinden çıkılamayacak bir hale getirilmiştir. 2016 yılında Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre çocuk işçi sayısı 708 bine ulaşmıştır. Çocuk işçiliği, çocuk iş cinayetlerini de beraberinde getirmiştir. Sadece 2016 yılında 56 çocuk iş kazalarında sebebiyle hayatını kaybetmiştir.
Türkiye’de uzun yıllardır süregelen çocuk işçiliği sorunu, savaşın yarattığı krizden kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli mültecilerle daha da büyümüştür. 1 milyon 358 bin 904 çocuğun mülteci olarak giriş yaptığı ülkemizdeki çocukların eğitim olanaklarından yararlanamadığı düşünüldüğünde en az yarısı kayıt dışı sektörde çalıştığı bilinen bir gerçektir.
Çocuk işçiliği gibi kangren halini almış toplumsal bir yaranın yanında bir de kamu tarafından güneşi karartılmış yani cezaevine kapatılmış çocukların yasadığı sorunlar güncelliğini korumaktadır.
‘2 BİN 106 ÇOCUK CEZAEVİNDE’
Resmi rakamlara göre 2016 yılında 2 bin 106 çocuğun özgürlüğünden mahrum bırakıldığını söyleyen Özmen, “Adli sisteme bir şekilde dâhil olmuş çocukları, yeniden topluma kazandırması gereken devlet onları cezaevlerinde ki kötü koşullara maruz bırakarak bir daha suçu işlemeye sürüklenmelerine zemin sunmaktadır. Bir çok cezaevinde kamuoyuna yansıdığı üzere çocuklar Ceza infaz kurumlarında kapalı kapılar ardında işkenceye, kötü muameleye maruz kalmakta ve hatta kamu çalışanları veya akranları tarafından istismara uğramaktadırlar. Tam da bu sebeplerle çocuk cezaevlerinin kapatılması gerekirken maalesef yeni çocuk cezaevlerinin yapımına devam edilmektedir. Ayrıca cezaevinde ebeveynleriyle birlikte yaşamak zorunda kalan çocuklar sorunu da hepimizin üzerinde durup ve acilen çözüm üretilmesi gereken ciddi bir konudur” diye konuştu.
Özmen, “Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak, çocuk hakları gününü kutlayamadığımız bu günde, çocuk hak ihlallerinde sorumluluğunu ve denetim görevini yerine getirmeyen, gereken özen ve yükümlülüklerine aykırı davranan, düşünce ve inançlara göre ayrımcılık yapan her türlü düşüncenin, uygulamanın ve kararın karşısında olacağımızı belirtir. Bir kez bile olsa çocuk hak ihlallerinin cezasız kalmaması için tüm gücümüzle karşı duracağımızı kamuoyuyla saygılarımızla paylaşırız”dedi.