Güncel

BTS İzmir Şube Başkanı Akyol yazdı : Demiryollarına duyarsız kalmayın

AKP hükümetince yürütülen bu operasyonun durdurulması için başta işçi memur konfederasyonları olmak üzere tüm STK ları, emek örgütlerini, muhalefet partilerini ve tüm kesimleri göreve çağırıyoruz.

29 Temmuz 2021 Saat: 23:40
BTS İzmir Şube Başkanı Akyol yazdı : Demiryollarına duyarsız kalmayın
BTS İzmir Şube Başkanı Akyol yazdı : Demiryollarına duyarsız kalmayın

ERDAL AKYOL 


Mevcut AKP hükümetinin, toplumun tüm kesimlerinin görüş ve önerilerini almadan her türlü demokratik tutum ve kamusal yarar anlayışından uzak, “yaptım oldu’ tutumuyla çıkardığı kanun hükmündeki kararnameleri, küresel şirketler ve onların yerli uzantılarının, Ülkemizin kaynakları üzerinden yeni rantlar sağlamalarına hizmet edecek niteliktedir

Özelleştirmeler yıllarca kamu işletmelerinin siyasi arpalık olduğu, zarar ettiği söylemi ile meşrulaştırılarak gerçekleşmiştir. AKP ise özelleştirme sürecini daha önceki gibi kar-zarar üzerinden meşrulaştırma yoluna gitmeden, doğrudan neo-liberal politikaları dile getirerek, ‘devlet işletmeci olmaz, devletin elindeki işletmeleri kar da etse zarar de etse, parayı verene satacağız‘ mantığı ile hareket ediyor. Bu uygulamaların arkasında sermaye sahiplerinin daha fazla kar mantığıyla emekçileri sömürme politikalarının olduğu açıktır. Hükümet tarafından özelleştirmelere karşı yürüyen mücadele her fırsatta ‘ideolojik‘ olarak değerlendirildi, bugün AKP eliyle yürütülen özelleştirme uygulamaları ideolojiktir.

Bugün demiryollarında kamu eliyle yürütülmekte olan hizmetler özel sektör eliyle yapılmak üzere özelleştirmek, kalan kurumlar parçalanmak ve tasfiye edilmek istenmektedir.2013 yılında Meclis’ten geçerek yürürlüğe girmiş olan Demiryolunun Serbestleştirilme Kanununu üzerinden geçen 8 yılın ardından bugün, 6461 sayılı kanunun bahsedilen hedeflerinden hiçbirine ulaşılamamakla birlikte, ülkemiz ve demiryolları açısından daha da geriye gidişolmuştur.

Geçen süre içerisinde; kurum TCDD GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ve TCDD TAŞIMACILIK A.Ş. adıyla ikiye bölünmüş, personel sayısı azaltılmış, azaltılan personelle çok iş yaptırılmaya başlanmış, esnek ve kuralsız çalışma dayatılmış, kurumlar; bilgi, birikim ve tecrübesi olmayan kadrolarla doldurulmuş, çalışan sayısı azaltılmış, TCDD’ye ait taşınmazlar ve limanlar, lojmanlar satılmış, istasyonlar kapatılmış, yolcu trenleri azaltılmış, bir çok hatta tren seferleri iptal edilmiş, hastane ve eğitim tesisleri kapatılmış ve pek çok hizmet dışardan alınmaya başlanmış, demiryolları özel tren işletmeciliğine açılmıştır.

Şimdi TCDD’de yapılmak istenen; Holdingleştirilmiş bir yapı kurmak, şirketlerden oluşan bu yapıyı Kamu ihale Kanunundan ve Sayıştay denetiminin dışına çıkararak, kuralsız denetimsiz bir yapı yaratmaktır. Bu kurumsal yapı ile kalan taşınmazları haraç mezat satmak, kurumun kendi çalışanlarıyla yaptığı işleri sorgulanmayan/soruşturulmayan ihalelerle özel sektöre yaptırmak, iş güvencesi olmayan, düşük ücretli istihdam politikası izlemek amaçlanmaktadır.Bu düzenlemelerin hayata geçmesi durumunda; bir yandan çalışanlarının çok büyük bir bölümünün ya havuza gönderilmesinin ya da teşvik yoluyla emekli edilmesinin önü açılacak diğer yanda ise kalanlar kazanılmış haklar dikkate alınmadan farklı statülerde çalıştırılacaktır.

Özelleştirmeler, yerli-yabancı karşıtlığının ötesinde bu sürece yön veren küreselleşme ve neo-liberal politikalar dikkate alınarak karşı çıkılmalıdır.Özelleştirmeler konusunda asıl sorunlaştırılması gereken konu sermayenin kendisidir. Biz gerçekleşen özelleştirmelerin yöntem ve zamanlamasına değil, özelleştirmenin bizzatihi kendisine karşı olduğumuzu ifade ediyoruz.Özelleştirmeler bir yandan kamu mülkiyetinin sermayeye devri ile gerçekleşirken diğer yandan da kamu hizmetlerinin ticarileşmesi ve paralı hale getirilmesini içermektedir. Biz, kamusal alanın sermayeye devrini içeren bu uygulamalara karşı kamusal yararı ön plana alan kamu mülkiyetini ve kamusal hizmeti savunuyoruz.

Özelleştirme, çalışanlar için işsizlik, açlık, yokluk, yoksulluk ve sendikasızlıktır. TCDD nin özelleştirilmesinin yaklaşık 23 bin emekçinin, diğer özelleştirme kapsamına alınan Kit lerle birlikte yaklaşık 100 bin emekçinin işsiz yada ücretli köle yapılarak açlığa itilmesi anlamına gelmektedir.Kurumsal yapının bozulduğu, iş güvencesinin de iş güvenliğinin de kalmayacağı, esnek ve kuralsız çalıştırmanın normal bir çalışma şekli halini alacağı, iş barışının ortadan kalkacağı ve istenildiği zaman çalışanın işine son verileceği bir düzen kurulacaktır.

Bu zor ve sıkıntılı süreci aşabilmek için de olabildiğince ortak kaygıları, emeğe ve ülkeye bakışı benzeşen kurumların, örgütlerin, yapıların yan yana gelmesine bugünden daha fazla ihtiyacımız var. Çünkü, yapılmak istenen özelleştirmeyle birlikte sendikaların kapılarına da kilit vurulmak istenmesidir.

Elbette işveren patronlar patronluğunu yapacak, sonuçta sermaye sahiplerinin hükümetleri olan mevcut hükümet de patronları destekleyen, emekçilerin haklarını ortadan kaldıran düzenlemeler yapacaktır. Bu onların “fıtratında” vardır! Ama burada sorun emekçilerin örgütleri olması gereken sendikalardadır. Çünkü emekçiler haklarını ancak örgütlenerek koruyabilir ve bunun da en gözle görülen biçimi sendikalardır. Bu yüzden de sendikaların asli görevi emekçilerin haklarına yönelik hükümet ve patronlar tarafından gelen saldırıları püskürtmek, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için mücadele etmek; bu mücadeleyi örgütlemektir. Eğer bu görevlerini yerine getirmezlerse sendikalar siyaset alanında hangi çıkışları yaparlarsa yapsınlar görevlerini yerine getirmiş olmayacağı gibi siyasi alandaki girişimlerde gerekli etkiyi uyandıramazlar. Çünkü patronlar ve hükümetlerin saldırıları karşısında işçilerin, emekçilerin haklarını savunmayan bir sendikacılık çizgisinin işçileri siyasal alanda mücadeleye çekecek bir itibar ve güce sahip olmaları beklenemez. Bugün Memur Sen ve Kamu Sen ile bağlı sendikalar, sendikal mücadeleyi tatil etmişlerdir. Türk-İş ve Hak-İş ise hiç meydanda görünmemeyi tercih etmektedirler.

Sorun da buradadır. Demokrasi mücadelesinde öne çıkan  sendika ve emek örgütlerinin,  emekçiler içindeki etkileri, onların talepleri doğrultusunda mücadeleye çekmede gösterdikleri ve emek mücadelesinin ilerletilmesinde ortak bir strateji oluşturmadan uzak olmaları, emek mücadelesini olduğu kadar demokrasi mücadelesindeki etkinliklerini de zayıflatmaktadır. Bu yüzden de KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin demokrasi mücadelesi içinde yer almaya çalışırken asli görevlerini unutmamaları, emekçileri talepleri etrafında örgütleyip sermaye ve hükümetlerinin karşısına dikmeyi esas alan bir stratejiyi bir an önce hayata geçirmeleri gerekir.

18 KİT in özelleştirme kapsamına alındığı, çok değerli arazilerde bulunan emekçilere ait 18 Dinlenme ve Sosyal tesisin satışa çıkartılarak sermayeye peşkeş çekildiği bu dönemde Sendikaların, STK ların, emek örgütlerinin harekete geçmemesi varlıklarıyla çelişmektedir. Her geçen gün bir kurum özelleştirme kapsamına alınmaktadır. KİT leri kamu ihale mevzuatı, sayıştay denetimi gibi 17 kanundan muaf tutulması ne anlama gelmektedir? Cevap herkesin malumudur. Sermayeye daha kolay peşkeş çekmek, rantın kapılarını sonuna kadar açmak, ne yaparsa yapılsın hesap vermemek! KİT ler yok edilmek istenilmekte, çalışanları ücretli köleliğe mahkum edilmek istenilmekte, memur sendikalarının kapısına ise kilit vurulmak istenilmektedir. Tüm bunlara rağmen ne KİT lerde örgütlü sendikaların, nede konfederasyonların harekete geçmemesi, KİT çalışanlarının özelleştirmeye karşı örgütlenmemesi kabul edilemez. KİT içerisinde sadece Ulaşım sektöründe örgütlü BTS nin bir şeyler yapmaya çalışması ne kadar başarılı olabilir. Sadece demiryollarındamı özelleştirme olacaktır. KİT de özelleştirme yapılacağı resmi gazetede yayınlanmasına rağmen gerek sendikaların gerekse kamu çalışanlarının olanları kabul etmiş gibi hareket etmesi nasıl açıklanabilir. Bu tarihi hatadan bir an önce dönülmezse bunun hesabını sendikalarda, konfederasyonlarda, sessiz kalan kamu çalışanlarıda, STK lar da, siyasi partilerde veremez. Bu sessizlik tarihe kara bir leke olarak geçmeden, bir an önce emekten demokrasiden yana olan herkesi harekete geçmeye çağırıyoruz

Demokrasilerde hak aramak çok önemlidir. Bununla ilgili olarak gerek memur konfederasyonlarının gerekse işçi konfederasyonlarının  daha etkin, emekçiden yana bir tavır alması lazım. Biz hak arıyoruz, emek en yüce değerse bütün emek örgütlerinin bizim yanımızda olması lazım. Tam 28 haftadır Alsancak Gar önünde Özelleştirme ve Sürgünlere karşı direniş gerçekleştiriyor sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ancak yeterli desteği aldığımızı söyleyemeyiz. Sürgünlerle düzmece soruşturmalarla ilgili tam bir hukuk cinayeti işlenmektedir. Özelleştirmeye karşı çıkan, sadece yasal haklarını kullanan hak arayışındaki işçi memur tüm demiryolu emekçileri baskı altına alınmakta, sürgüne gönderilmekte, düzmece soruşturmalarla işten atmak maksadıyla cezalar verilmekte,  lojmanlarından atılmak istenilmektedir.

BTS olarak, bir yandan demiryollarının gelişmesi ve büyümesi için diğer yandan da çalışanların iş güvenceli, insanca yaşam koşullarında çalıştığı bir ortamın yaratılması için bugüne kadar durmadan verdiğimiz mücadeleyi bugün de verme kararlılığındayız.

Demokratik kitle örgütleri ve sorumlu bireyler olarak, büyük medya çevrelerinin duyarsızlığına ve toplumun yanıltılmasına karşı, tarihsel bir görev olarak, ülkemizin sömürgeleştirilme girişimlerinin en önemli safhalarından biri olan,TCDD başta olmak üzere  özelleştirilme  sürecinin hemen durdurulmasını talep ediyoruz. AKP hükümetince yürütülen bu operasyonun durdurulması için baştaişçi memur konfederasyonları olmak üzere tüm STK ları, emek örgütlerini,  muhalefet partilerini ve tüm kesimleri göreve çağırıyoruz.

Birlikte Mücadele Etmekten Başka Şansımız Yok! Birleşe birleşe Kazanacağız! Talebimiz açıktır. Güvenceli iş, güvenceli gelecek için özelleştirme politikalarından vazgeçilmesi. Bu neden ve sorumlulukla işçi memur demeden tüm sendikaları ve emekçileri özelleştirmeye hayır demek için birleşmeye çağırıyoruz. Eylemse eylem, grevse grev! Biz varız!

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız