İZMİR

Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’na (BTS) bağlı olan üye ve yöneticilerine yönelik baskı, sürgün özelleştirmeye karşı başlattığı oturma eyleminin 13’üncü haftasında da Alsancak Garı önünde bir araya geldi. “Demiryolları halkındır satılamaz. Tavsiye ve özelleştirmeyi kabul etmiyoruz” pankartı açılan açıklamaya çok sayıda KESK’li üye ve yöneticilerin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Sol Parti de katıldı.

Açıklamayı yapan BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, TCDD yönetiminin insanlık suçu olan sürgün uygulamasından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, sürgün kararların derhal iptal edilmesini istedi.

‘HUKUKSUZLUĞA KARŞI ÇIKACAĞIZ’

Sürgün kararları iptal edilene kadar tüm meşru haklarını kullanacaklarını ifade eden Akyol, “Nerde haksız hukuksuz uygulama varsa karşılarında duracağız. Emeği ve emekçiyi savunmaya devam edeceğiz. Liyakatsiz atamalar, kadrolaşmalar ve yöneticilerin hakkaniyetsiz tutumlarının TCDD’yi getirdiği nokta ortadadır. Sendikamıza yönelik bir saldırı niteliği taşıyan bu hukuksuz uygulamalar bizleri yıldırmayacaktır” dedi.

‘İADELER YAPILMALI’

Yönetici ve kadrolarına yönelik sürgünlerin, sendikal haklara yönelik bütünsel saldırının özelleştirmenin bir parçası olduğuna dikkati çeken Akyol, şöyle devam etti: “Yaşam alanlarımız, emeğimiz güvencesizleştirilirken, emekçiler haksız ve hukuksuz biçimde sürgün edilirken bizlerden susmamızı ve biat etmemizi istiyorlar. Susmayacağız korkmayacağız itaat etmeyeceğiz. Sendikamıza, üye ve yöneticilerimize yönelik baskı politikalarına son verilmelidir. Sürgün edilen arkadaşlarımız derhal sürgün edilmeden önceki görevlerine başlatılmalıdır.”

BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ

Akyol basın açıklamasını şöyle tamamladı: "Ülkemiz çok sayıda resmi/gayri resmi darbeler gördü, çatışmalı süreçler, sayısız saldırı ve katliam yaşadı, tanık oldu. Ancak hiçbir dönemde farklı inanç, düşünce ve yaşam tarzları arasında bu denli kutuplaşma ve gerginlik yaşanmadı. Bunun sorumlusu AKP Hükümetlerinin uygulamaları, politikaları, dili ve hedefleridir. Bizler buradan bir kere daha ilan ediyoruz ki, hukuku, adaleti, barışı, laikliği, demokrasiyi kazanmak için sokak sokak, meydan meydan, işyeri işyeri kol kola, omuz omuza demokratik mücadele hakkımızı kullanacağız. Çözüm emek, barış ve demokrasi güçlerinin ellerinde, halkların ortak geleceğindedir! Onun içinde Tüm emekçileri ve Türkiye kamuoyunu bu demokratik ve meşru taleplere destek olmaya çağırıyoruz. Baskılar bizi yıldıramaz!"       

Yağışlı havadan kaynaklı oturma eylemi yapılamazken, açıklama alkışlar eşliğinde son buldu.