Yek arkadaşım idi Osman. O’na da analığı sabah akşam kötek atardı. Belkim o yüzden yek arkadaşımdı. Söylerken çok utandıydım ama yine de anlattıydım.
CABİR ÖZYILDIZ
Bunca zaman kimselere anlatmadıydım. Hem önceleri yalnız dayım oluyordu, arkamda ıh ıh ettikçe korkup ağlıyordum ben. Hiç bişi görmezdim ki. Hep karanlıkta giderdik o darı tarlasına. Yalnızca dayımın ıhılamaları ve sızılayan yerlerim varidi. Hem daha iyiydi ya karanlık, utanıyodum dayımdan. Kimselere bişi deme çok döverim seni dediydi. Hem söylersen senden için öyle böyle de derler deyince korktum. Ama gene de o zamandan söylediydim anama böyleyken böyle diye. Kafama kafama vuruverdi, sus bizi irezil mi edicen donguz diyerekten.
Aslında yine kimselere söyleyivermezdim ya, geceleyin dayım bana, bi amca var sana araba sürdürüverecek deyince gene gidiverdik darıların oraya. Arkamda ıhılıyan bir iken iki oluvermişti. Öteki, dayıma, senin bu yeğen amma parlakmış ha deyince utancımdan öleyazdım. Çok ağladım, gözüm yaşı sümüğüme karıştı. Sus! dedi dayım, sus gebertirim! Anama deyemedim. Desem sabahtan akşama sopalayacak, iftira da atıveriyor soykanın dölü deyecekti. Düşündüm çok düşündüm. Sonra bizim Yetim Osman varidi sınıfta ona deyiverdim.
Yek arkadaşım idi Osman. O’na da analığı sabah akşam kötek atardı. Belkim o yüzden yek arkadaşımdı. Söylerken çok utandıydım ama yine de anlattıydım. Sonra sıkı sıkıya ölmüş anasının üstüne yemin ettirdiydim kimseye söylemesin deye. Bir kimseye anlatırsan, benim için yekten öyle böyle derler dediydim. Sonra dimdirek soruverdi çok acıdı mı deye, gözüm yaşardı, çok deyip susuverdim. Arkası arkasına, anana demedin mi deye kızdıydı. Demem mi, dedim elbet, ne dedi deyiverince, öylecene başım öne eğiverdiydim.
Seni öretmen çağırıyor dediklerinde anlamıştım zati. Gitmiş gammazlamış beni dümbük! Ama öretmen, anam gibi silleyle girişmedi bana. Aldı büyükler gibi koltuğa oturttu. Aslen, ölsem söylemezdim de, maallebi yer gibi tatlıcana soruverince, az kalsın dilimin kilitleri açılıverecekti. Ama yine de demedim. Ben önüme baktıkça, sıkıntımı parmak hesabına vurdukça, yine de yumşak yumşak konuştu. Önce anamı babamı sordu. Deyiverdim. Babam dedim, mahpusta. Söyleyiverdim haşişten olduğunu. Anam cenaze ağlamacısıdır. Gözleri kocuman olunca anlatıverdim. Dedim ki, ölü ölünce anam gider türkü söyler, ağıt yakar. Çok türkü bilir anam. Ölü genç olursa herkesler ağlar, yaşlıysa anamı seslerler, gelsin de milleti ağlatsın diyerekten. Para da verirler hem, bi de artık yemekleri.
Çok sorular sordu bana. Anlattım çok anlattım. Kalkıp yanıma geldi sonra. Anamın etmediğini etti, parmaklarıyla kel kafamı seviverdi. Ağlamam geldi benim. Osman dedi, bir şeyler anlattı. Yalandır dedim, ağladım. Kızmam ben sana, sen doğruyu söyle hadi. Deyemem öretmenim, utanıyom deyince, kaldırdı karnına yasladı beni. O zaman daha çok ağladım. Hadi söyle yavrucum. Beni döverler öretmenim. Dövemezler işte ben burdayım. Ben susunca ses etmedi. Gülsüm’nım teyzeye oralet söyledi. Başım önde içiverdim. Sen dün araba mı sürdün deyince, ağzımdan potturuverdim. He dedim, dayım sürdürüverdi. Başka başka? Susuverdim. Allem etti kallem etti, ötekinin adını da söyletiverdi. Sonra durup dururken kaşın gözün ne güzel deyiverdi. Gülüverdim. Ben gülünce o ağlayıverdi. Böyle böyle söylettiydi her bişeyleri.
Sarı gazoz da getirtti bana. Ben gazozu içerkene orayı şorayı aradı telefonundan. Sonra polis amcalar geliverdiler. Babamı mapusa götürenler gibiydiler. Hadi, anlattıklarını bu amcalara da anlatıver deyince, olmazlandım. Küser gibi etti. Dayanamadım. Ötekinin adını sordular, deyiverdim. Antenli telefonlan dayımın bi de ötekinin adını çığırdılar. Öretmenim, yarın seni okula bekliyorum, şimdi amcalarla git deyiverdi. Gitmeden evvel dur dedi, eğildi gözümden öptü beni. Güzelcene gözümden öpünce öretmen, bana anamdan ileri gibi geldi.
Amcalar, hadi bakalım delikanlı diyip, arabaya bindiriverdiler. Önce doktorlara gittik. Doktor abla baktı, etti, ağzından ofladı, cık cıklayıp kâğıda bir şeyler yazıverdi. Sonra kocuman bi eve girdik, evin içinde bir camın önüne kodular beni. Camdan dayımla ötekini gösterip, bunlar mı dediler? Korktum, deyemedim. Amcalar, korkma bak bizim tabancalarımız var, sana bir şey yapamazlar, sen kafanı salla yeter deyince, sallayıverdim kafamı.
Beni eve götürürlerkene, dayımla ötekini babam gibi mapusa mı atacanız diye soruverdim. Ayıp şeyler söylediler. Onların anasını bile belleyeceğiz deyip, öyle alttan alttan gülüverdiler.
Eve gidesiye anam, bizi irezil ettin deye bir araba sopa çekecek biliyom. Belkim okula da göndermeyecek.
Arabayla giderkene, anasının eteğinde bir oğlan gördüydüm, gülüveriyordu. Başında saç bilem varidi. Çok imrendim oğlana. Sonra başım öne eğip, öretmenin oğlu var mı ola deye düşünedurdum.