DİSK'e bağlı Genel-İş sendikası tarafından hazırlanan bir rapora göre nüfusunun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 15, sosyal güvenlik sisteminin dışında...
“Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sisteminin Durumu ve Sorunları” Raporunda öne çıkan başlıklar şöyle sıralanıyor:
• Nüfusunun Yüzde 15’i Sosyal Güvenlik Sisteminin Dışında.
Nüfusun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 14,77’lik kesimi sosyal güvenceden yoksundur.
• Çalışan Her 100 Kişiden 34’ü Sosyal Güvenceden Yoksun
Kadınların yüzde 44,5’i, gençlerin de yüzde 45,5’inin hiçbir sosyal güvencesi yoktur.
• Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sistemine Devletin Katkısı, OECD Ülkelerinin Altında
Türkiye’de sosyal güvenlik harcamalarının GSYH oranı yüzde 13,5 iken OECD üye ülke ortalaması yüzde 21’dir.
2013 yılında 3 milyon 96 bin 489 aile sosyal yardımlardan yararlanırken bu sayı 2016 yılında 3 milyon 154 bin 69 aileye çıkmıştır.
• Sosyal Güvenlik Sisteminin Finansmanında İşçilerin Yükü Artıyor
AB üye ülke ortalamasında devlet katkısının 2002-2015 arası dönemde artış gösterdiği görülmektedir. Türkiye’de ise tersi bir durum söz konusudur. Aynı dönem aralığında devletin katkısı 4,3 puan azalarak 41,9’a, işverenlerin katkısı da 3,8 puanlık azalarak yüzde 26,4’e düşmüştür. Çalışanların katkısı ise 5 puan artarak yüzde 13,4’den yüzde 18,3’e çıkmıştır.
• Emeklilere GSYH’dan Ayrılan Pay Diğer Ülkelere Göre Düşük
Sistem içinde emeklilere ayrılan payın fazlalığı görüşünün aksine emekliler için yapılan harcamalarda Türkiye, OECD üye ülke ortalamalarının da altındadır.
• Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi Güvenilir Değil,
Katılan Her 10 Kişiden 6’sı Sistemden Çıktı Zorunlu olarak bireysel emekliliğe dahil edilen her 10 kişiden 6’sı sistemden çıkmıştır.
• İşsizlik Sigortasına Başvuran 10 İşsizden Yalnızca 3’ü İşsizlik Sigortasından Faydalanıyor
İşsizlik sigortasına başvuru fazla işsizlik sigortasından faydalanma oranları düşüktür. İşsizlik sigortasından faydalanmak için başvuran her 10 işsizden yalnızca 3’ü işsizlik sigortasından faydalanabilmektedir.
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının yayımladığı rapor, Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin durumunu ortaya koyuyor. Rapora göre nüfusunun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 15’lik bir kısım sosyal güvenlik sisteminin dışında. Çalışan her 10 kişiden 3’ü sosyal güvenceden yoksun. Türkiye’de 3 milyondan fazla hane sosyal yardım alıyor. İşsizlik sigortasına başvuran 10 işsizden yalnızca 3’ü işsizlik sigortasından faydalanıyor.
Nedenleri ne?
Rapora göre bu sorunların altında şu nedenler yatıyor:
“Devlet katkısının yetersizliği, kayıt dışı istihdamdan doğan prim kaçakları, çalışanlar ile emekliler arasındaki dengesizlik, emeklilikten yararlanma koşullarının ağırlaştırılmış olması, emeklilik ve genel sağlık sigortasının piyasaya açılmasıyla sisteminin kamu hizmeti niteliğini gittikçe yitirmesi toplanan sosyal güvenlik primlerinin ve SGK kaynaklarının amacı dışında kullanılması.
Sosyal güvenliğin, hiçbir ayrım yapılmadan herkesin hakkı olduğu belirtilen raporda “Ülkemizdeki duruma bakıldığında ise sosyal güvenlik sistemimizin bu amacı yeterince gerçekleştiremediği görülmektedir. Sosyal güvenlik ‘reformu’nun temel gerekçelerinden biri olarak sunulan herkesin sosyal güvenceye kavuşturulacağı söylemine rağmen nüfusun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 14.77’lik kesimi sosyal güvenceden yoksundur” denildi.
Çalışan 10 kişiden 3’ünün güvencesi yok
Sosyal güvenlik sisteminden yararlanamayanların çoğunu kayıt dışı çalışanlar oluşturuyor. 2017 yılında toplam istihdamın yüzde 34’ü yani her 10 kişiden 3’ü kayıt dışı çalıştı. İşteki durumuna göre kayıt dışı çalışmanın en yaygın olduğu kesim ise ücretsiz aile işçiliği, kendi hesabına çalışanlardan ve ücretlilerden oluştu. Kayıt dışı istihdamın en yaygın olduğu kesim düşük gelirli ya da asgari geçim düzeyinin altında yaşayan yoksul kesimler olarak gerçekleşti. Cinsiyet ve yaşa göre kayıt dışı istihdama bakıldığında, kadınlar ve gençlerin sosyal güvenceden yoksun olarak çalıştığı görüldü.
Sosyal güvenlik sisteminin iyi işleyebilmesinde kamu harcamalarının oldukça önemli bir payı olduğu belirtilen raporda, “Ancak Türkiye’de sosyal güvenlik harcamalarının toplam kamu harcamaları içerisindeki payı düşüktür. Türkiye’de sosyal güvenlik harcamalarının GSYİH oranı yüzde 13.5 iken OECD üye ülke ortalaması yüzde 21’dir” denildi.
Emeklilere ayrılan pay, diğer ülkelere göre düşük
Türkiye’de emeklilik sisteminin, sosyal devlet politikası olarak sosyal güvenlik sistemi içinde ve kamu hizmeti olarak düzenlendiğine dikkat çekilen raporda, “Sosyal güvenlik sisteminde ‘reform’ olarak nitelendirilen düzenlemelerde emeklilerin sistem içindeki payının fazlalığı üzerinde durulmuş ve emekli olmak için gerekli olan yaş ve prim şartı arttırılmış, kamusal emeklilik sisteminin yanı sıra bireysel emeklilik sistemi de önce gönüllü sonra zorunlu olmak üzere çalışanlara alternatif olarak sunulmuştur. Sistem içinde emeklilere ayrılan payın fazlalığı görüşünün aksine emekliler için yapılan harcamalarda Türkiye, OECD üye ülke ortalamalarının da altındadır” ifadeleri yer aldı.
10 işsizden 3’ü işsizlik sigortasından faydalanabiliyor
Devletin prim desteği sağladığı tek sigorta kolu olan işsizlik sigortasının amacına uygun kullanılmadığı belirtilen raporda, “İşsizlik sigortasından faydalanan kişi sayısı az, faydalanma süresi kısa ve sigorta kapsamında alınan ücret düşüktür. Bunun en temel nedeni işsizlik sigortasının amacı dışında kullanılmasıdır. Özellikle fon ihtiyacı olan her alan için işsizlik sigortasının kullanılması sigortanın amacı olan işsizlik maaşının ikincil planda kalmasına neden olmuştur. İşsizlik sigortasından faydalanmak için başvuran her 10 işsizden yalnızca 3’ü işsizlik sigortasından faydalanabilmektedir” denildi.
Sosyal güvenlik hakkını gerçekleştirmek için var olan Sosyal Güvenlik Kurumunun uzun yıllardır süren kalıcı sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Genel-İş, raporunda şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemizdeki gelir dağılımında yaşanan bozukluk dikkate alındığında devletin en büyük harcama kalemlerinden birisinin sosyal güvenlik olması ve milli gelir içinde en fazla harcama yapılması gereken hizmetler arasında sosyal güvenlik olması gerekir. Bu gerekliliğin tam aksinin yapılarak siyaset tercihlerinin başka harcamaları öne çıkarması toplumun emekçi kesimlerinden sermayeye kaynak aktarımı, gelir dağılımın yoksullar ve emekçi kesimler aleyhine daha fazla bozulması anlamına gelir. Bu nedenle de kabul edilebilir değildir.”
‘Sorun sosyal devletin yokluğu’
Raporda Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin önemli sorunlarından birine de dikkat çekildi: Sürekli bütçe açığı vermesi. Sosyal devletin yerleşik olduğu ülkelerde sosyal güvenlik sisteminde bütçe açığı değil yurttaşın gereksinimi olan sosyal güvenlik hizmetinin niteliğinin sorgulandığı ifade edilen raporda, “Sosyal Güvenlik Kurumunun mali sorunlarını büyüten, sunulan hizmetleri niteliksizleştiren yönetim sorunları devlet kurumlarının hesaplarını denetlemekle görevli Sayıştay raporuna da yansımıştır” denildi.
Raporun tamamını PDF formatında görüntülemek ve indirmek için tıklayın.