Çerkes halkı, Rusya’nın kendilerine uyguladığı sürgün ve soykırımın 158’inci yıldönümünde Yenikapı Meydanı’nda taleplerini haykırdı. Adalet çağrısı yapan Çerkesler, uluslararası kamuoyunun soykırımı tanımasını istedi.
Çerkes halkı, Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) çağrısıyla, Çerkes Soykırımı’nın 158’inci yıldönümünde sürgün ve soykırımda katledilenleri andı. “21 Mayıs 1864 bunun adı soykırım”, “Soykırım ve sürgün insanlık suçudur”, “Çerkes soykırımını tanıyın” pankartlar ve dövizleri taşınan alanda, Kafkasya halklarına ait çok sayıda bayrak da dalgalandırıldı.
Yenikapı Meydanı’nda gerçekleştirilen anma etkinliğine yüzlerce kişi ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi katılırken, anma 1763’te başlayıp 101 yıl süren Kafkas Rus savaşları ve savaşın sonunda yaşanan soykırımı anlatan bir sinevizyon gösterisiyle başladı.
Kafkas Dernekleri temsilcilerinin Çerkesce yaptığı konuşmalar sonrası söz alan KAFFED Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Dinçer, Rus Çarlığı’nın Kafkas halklarına dönük yüz yıllar süren zulmünü anlattı, “Çerkesler başta Rus Çarlığı olmak üzere emperyalist güç odaklarının çıkar çekişmelerinin dünyaya dağıttığı kadim bir halktır” dedi.
Ümit Dinçer şunları söyledi:
“Rus Çarlığı tarafından Kuzey Kafkasya halklarının ve özellikle Çerkeslerin Rus köylerine baskınlar düzenlediği ve bu durumun Rus imparatorluğunun güvenliğini tehdit ettiği gibi hiçbir rasyonel bir zemini olmayan görüşlerle bir savaşa zemin oluşturuluyordu. Bugün hepimizin gözü önünde yaşanan savaşta kullanılan argüman ve hatta yöntemler ne kadar da birbirine benzemekte. Yıkmak, yakmak, sivil halkı tedhiş etmek ve direnme gücünü kırarak yok olmaya zorlamak. Hiç değişmeyen bir strateji değil mi?”
Dinçer, Osmanlı İmparatorluğu’nun da Rus Çarlığı’nın Çerkesya’yı işgaline yardımcı olduğunu söyledi.
101 yıl süren ve 21 Mayıs 1864’te Kafkas ordularının mutlak yenilgisiyle sonuçlanan savaş sonrası Çarlık Rusya’nın işgal ettiği Kafkasya topraklarında katliam ve sürgün politikalarına hız kazandırdığını ifade etti, “Çerkeslerin büyük bir kısmı 1864'de çok kısa bir süre içerisinde, anayurdundan korkunç koşullarda sürgün edildi” dedi.
Çarlık Rusya’nın Çerkeslere dönük soykırım uyguladığını dile getiren Dinçer, devam eden asimilasyon politikalarıyla soykırımın hala devam ettiğini vurguladı. “Rusya soykırım mağdurlarının torunlarına anavatanı ile bağ kurulmasını zorlaştırıyor ve yer yer engel oluyor” diyen Dinçer, Çerkes dilinin uğradığı baskılara işaret etti.
“Artık 21 Mayısları bir yas günü olmaktan çıkarma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Artık sadece geçmişimize ağlayarak var olamayacağımızın idrakindeyiz. Bu sebeple 21 Mayıs salt bir yas ve anma günü değildir. 21 Mayıs mücadele kararlılığının, güç birliğinin, dirilişin, direnişin, hak aramanın ve biz kırılmadık buradayız ve birgün geri döneceğiz demenin günüdür artık” ifadelerini kullanan Dinçer, Çerkesler olarak taleplerini şöyle sıraladı:
"Çerkes Soykırım ve sürgünü tanınmalıdır.
Mülkiyet ve tazminat hakkı istiyoruz.
Anavatana dönüş hakkı ön koşulsuz olarak tanınmalıdır.
Çerkes dili, kimliği ve kültürüne yönelik tehditler ortadan kaldırılmalıdır."
Müzik dinletisiyle devam eden anma etkinliği boyunca “İntikam değil, adalet istiyoruz”, “Bunun adı soykırım” sloganları atıldı.