Çevre dernekleri ve ekolojistlerin, ekolojik tahribatların önüne geçilmesi için yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığı “Ekokırım Yasa Tasarısı”, 28 Kasım’da Meclis'e sunulacak.
KERİM EREN
Ekokırımın iç hukukta bir suç olarak tanımlanması amacıyla hazırlanan kanun teklifi için Türkiye’nin dört bir köşesinden 25 bin ıslak imza toplandı. Çalışma kapsamında ekokırımın iç hukukta suç olması gerektiğini vurguladı.Önceki yılın Kasım ayından itibaren bir dizi bilgilendirme ve duyuru çalışmaları yapıldı. Marmara Denizi, Akbelen Ormanı, Cudi Dağı, Erzincan-İliç, Van Gölü, 6 Şubat depreminin etkilediği iller gibi ekolojik yıkımların ekokırıma dönüştüğü yerlerde ‘suç mahalleri’ ifşa edildi. İllerde kurulan stantlarla imzalar toplandı. Yurttaşların hukukçularla birlikte hazırladığı bu yasa teklifi ‘ekokırım’ı gündemleştirmeyi amaçlıyor.
İmza toplama çalışmalarını örgütleyenlerin 28 Kasım’da imzaları Meclis'e taşıyacak ve görüşecek. Toplanan tüm imzaları Meclis Başkanlığı ve ilgili komisyonuna sunulacak. Bu girişim sesini duymadığımız ama her gün ölen ağaçların, balıkların, simsiyah akan nehirlerin bir irade beyanı olacak.
Türkiye'de süregiden ekolojik tahribatı durdurmak ve doğaya karşı suç işleyenlerin cezaya tabi tutulması için yola çıkan Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu, 21-22 Ocak tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen "Ekoloji Hareketleri Konferansı"ndan sonra "Yurttaş ekokırım yasası yapıyor" adıyla bir kampanya başlattı.
Kampanya ile birlikte doğaya karşı işlenen suçların da insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında alınması isteniyor.
Doğaya karşı suç
İmzaya açılan kanun taslağına göre Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 77. maddesine A bendi eklenerek "Soykırım ve insanlığa karşı suçlar" başlığının "Soykırım, insanlığa ve gezegene karşı suçlar" olarak değiştirilmesi isteniyor.
Madde 77/A olarak hazırlanan kanun teklifi şöyle:
"Madde 1- 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ikinci kitap-birinci kısım- birinci bölümün 'Soykırım ve insanlığa karşı suçlar' başlığı 'Soykırım, insanlığa ve gezegene karşı suçlar' olarak değiştirilmiştir.
"Madde 2- 5237 sayılı kanunun 77'nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 77/A maddesi eklenmiştir.
Madde 77/A
Doğal ve kültürel çevrede insan ve diğer canlıların hayatını tehlikeye atmak, doğal veya kültürel varlıklar üzerinde ağır tahribata yol açabilecek davranışlarda bulunmak yahut hukuka aykırı diğer bir fiil işlemek suretiyle bütün bir ekosistemde kıs vadede telafisi mümkün olmayacak zarara yol açma tehlikesi doğuran kişiye müebbet hapis cezası verilir, aryıca suçun işlenmesinden elde edilen maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın on katı kadar adli para cezası hükmedilir.
Birinci fıkradaki suçun taksirle işlenmesi halindeyse 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur, ayrıca suçun işlenmesinden elde edilen maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın beş katı kadar adli para cezasına hükmedilir.
Ekokırım suçunun işlenmesi sonucu bütün bir ekosistemde kısa vadede telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelmişse, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur, ayrıca suçun işlenmesinden elde edilen maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın 20 katı kadar adli para cezasına hükmedilir.
Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
Ekokırım nedir?
Dünya ekosistemi veya küresel müşterekler üzerinde ciddi ve daimi değişime yol açan geniş çaplı zarar ve tahribat.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) 2019 yılında Taraf Devletler Kurulu'nda Pasifik Ada Ülkeleri tarafından gündeme getirilen ekokırım suçu, Haziran 2021'de Ekokırımı Durdurun Vakfı girişimiyle 12 kişilik bir uzman heyet tarafından yeniden ele alındı.
Ekokırımın savaş zamanlarıyla sınırlı kalmayan bağımsız bir suç olarak tanınması ve suçun kapsamına dair tanımını yapan bir tasarı metni hazırlandı.
Greta Thunberg, Papa Francis, Emmanuel Macron gibi isimler tarafından anıldığında ve iklim grevlerinde de bir talebe dönüştüğünde dünya genelinde de gündem oldu.