Namaz sonrası katliam
2 Temmuz günü cuma namazı çıkışında “Sivas laiklere mezar olacak”, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak”, “Sivas Aziz’e mezar olacak” sloganları atan saldırganlar, şenliklerin yapılacağı Kültür Merkezi’ne taş ve sopalarla saldırmaya başladı. Kısa süre içinde kalabalıklaşan saldırganların sayısı on binleri buldu. Hükümet Konağı’nı da taşlamaya başlayan saldırganlar, buradan da Aydın ve sanatçıların bulunduğu Madımak Oteli’nin önüne geldi. Kalabalık, oteli sloganlar eşliğinde taş yağmuruna tutarken otelin önüne gönderilen bir grup asker, bir süre otel çevresinde bekledikten sonra ayrıldı.
Gün karardı...
Otelde mahsur kalan Aydın ve sanatçılar ise dönemin Sivas Valisi, Emniyet Müdürü ve birçok yetkilisine ulaşarak önlem alınmasını istedi. Dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve parti liderleri de arandı. Yetkililerin “Korkmayın her türlü önlem alındı” sözlerinin aksine saldırı giderek daha vahşi bir hal aldı. Saldırganlar otelin önündeki araçları ters çevirip aldıkları benzinle Madımak Oteli’nin perdelerini tutuşturdu. Gün karardı... Ozan Muhlis Akarsu, yazar Asım Bezinci, halk ozanı Nesimi Çimen, ozan Hasret Gültekin, şair Metin Altıok, karikatürist Asaf Koçak, şair Behçet Sefa Aysan, gazeteci Mehmet Kaynak, şair Uğur Kaynar, sanatçı Edibe Sulari’nin de aralarında bulunduğu 33 Aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi, ateşe verilmiş otelde katledildi. Katledilenler arasında 12 yaşındaki Koray Kaya ile 14 yaşındaki ablası Menekşe Kaya, 16 yaşındaki Asuman ve 17 yaşındaki ablası Yasemin Sivri ile misafirleri Hollandalı üniversitesi öğrencisi Carina Cuanna da vardı.
Nesin’e linç girişimi
İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivende darp edildi. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü. Valilik tarafından Sivas’ta 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Fotoğraflarda itfaiye merdiveni önünde görülen kişi, Sivas Katliamı davasının bir numaralı sanığı, Sivas Belediye Meclisi’nin Refah Partili üyesi Cafer Erçakmak’tı. katliam yaşanırken dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” dedi. Demirel katliamdan sonra ise “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır” diye konuştu. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller de, “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” ifadesini kullandı. Dönemin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ise olaylar sırasında telefonla Aziz Nesin ile konuşup “En kısa zamanda takviye güç göndereceğiz” demesine rağmen katliamdan sonra “Ne yapayım, yetkim yoktu” açıklamasını yaptı.
Dönemin valisi: Yardım taleplerim dikkate alınmadı
Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner’in polislere “Müdahale etmeyin” emrini verdiği iddiaları tartışıldı ve katliamdan 8 gün sonra görevden alındı. Sivas Valisi Ahmet Karabilgin ise 9 Temmuz 1993’te görevden alındı. Görevden alındıktan sonra konuşan Karabilgin, “Birçok yerden yardım istedim. Yardım iş işten geçtikten sonra geldi. Taleplerimi dikkate almayanlara dokunulmadı” dedi. 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan, dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçim sürecinde katıldığı bir televizyon programında “Son dönemde Sivas hadiselerinin biraz daha rahat anlaşılır hale geldiği kanaatindeyim. Sivas olaylarını, 12 Eylül’de hapse girdik bu kadar üzülmedim” diye konuştu.