“Bu eylemi yapan 13 kadın olarak hepimiz hücreye atıldık. 3 gün hücrede kaldım. Ceza olmamasına rağmen 3 günüm hücrede geçti. 13 kadından 2’si sürgün edildi,"
Tarsus Cezaevi’ndeki koşulları ve çıplak aramayı protesto etmek için ‘FEMEN tarzı eylem’ yapan Devrimci Partili kadınlar Cansu Esenli ve Gamze Taşçı, hücreye kayulduklarını anlattı. Tahliye edilen Esenli ve Taşçı, cezaevinde tutukluların sürekli fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz bırakıldığını söyledi.
5 Ocak 2018 tarihinde tutuklanarak Tarsus Kadın Cezaevi’ne konulan ve geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Birleşik Devrimci Parti yöneticileri Cansu Esenli ile Gamze Taşçı, cezaevinde işkenceye maruz kaldıklarını anlattı.
Cumhuriyet’ten Abidin Yağmur’a konuşan Cansu Esenli, “4 ay Tarsus cezaevinde kaldım. İlk girdiğim andan itibaren fiziksel ve psikolojik işkence vardı. İlk girdiğimde çıplak arama dayatması oldu. Geçici koğuşta tuttular. 3 gün su verilmedi. Regl olmama rağmen ped verilmedi” dedi.
Çıplak arama uygulamasını protesto etmek için ‘FEMEN tarzı eylem’ yaptıklarını söyleyen Esenli, bunun üzerine hücreye konulduklarını anlattı:
“Bu eylemi yapan 13 kadın olarak hepimiz hücreye atıldık. 3 gün hücrede kaldım. Ceza olmamasına rağmen 3 günüm hücrede geçti. 13 kadından 2’si sürgün edildi, diğerleri iletişim ve görüş cezası aldı.”
‘4 kadın saçından sürüklenerek hücreye atıldı’
Gamze Taşçı da cezaevinde yaşanan hak ihlallerini , “Ben oradayken 4 kadın arkadaşımız saçlarından sürüklenerek hücreye atıldı. Biz de bunu protesto ettik. Hakkımızda soruşturma açıldı ve 6 koğuştan neredeyse herkese görüş ve iletişim kısıtlaması cezası verildi. 4 arkadaş da ayrıca hücre cezası aldı” sözleri ile özetledi.
Cezaevindeki hak ihlalleri
Esenli ve Taşçı, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı:
- OHAL gerekçesiyle açık görüş ayda bir olması gerekirken iki ayda bir yaptırılıyor.
- OHAL gerekçesiyle haftada bir kez telefon hakkı verilmesi gerekirken iki haftada bir kez veriliyor.
- Cezaevine giren herkese çıplak arama dayatılıyor. Yaşlı ve çocuklu kadınlar çıplak aramadan geçirilmek isteniyor. Direnenler darp ediliyor.
- Sayımlarda herkesin alt katta toplanması, tek sıraya girmesi ve askeri düzende sayım vermesi dayatılıyor.
- Sıkça yapılan koğuş aramalarına bazen erkek gardiyanlar da katılıyor.
- Tutuklu ve hükümlüler sıkça fiziksel şiddete maruz kalıyor.
- Keyfi ve haksız hücre cezaları veriliyor çünkü 3 cezadan sonra hükümlünün infazı yanıyor.
- Koğuşlardaki kitaplar bandrolü yok, fotokopi gibi gerekçelerle toplandı. Ardından 7 kitap sınırlaması getirildi.
- Gazeteler de sınırlı alınıyor. Cezaeviyle ilgili haber varsa o sayfa yırtılıyor.
- Radyo verilmiyor ya da frekans ayarları bozulmuş radyo veriliyor.
- Kantinde satılan ip, boncuk, bulaşık teli gibi malzemelerin siyasi koğuşlara alınmasına izin verilmiyor.
- Genel temizlik malzemeleri sınırlı sayıda veriliyor.
- Koğuşlarda kapasite 9 kişilik olmasına rağmen mevcutlar 18’i buluyor. Sayımlara 20 gardiyan giriyor.
- Hastane sevklerinde kelepçeli muayene dayatılıyor. Revire çıkmak 1 ayı, hastaneye sevk edilmek 1 ayı buluyor.
- Koğuşlarda su sorunu yaşanıyor. Sular ya çok soğuk ya da kullanılmayacak kadar sıcak oluyor. Sıkça sular kesiliyor.
- Yemeklerden farklı maddeler çıkıyor. Ayrıca yemeklerin besin değeri düşük, iki kişiye bir tabak yemek düşüyor.
- Kayseri’ye 50 kişinin sürgün edileceği söylentisi var. Kadınlar sürgün sırasında yaşanacak işkencelerden endişe ediyor.