Dünyada ve Türkiye’de giderek yayılan koronavirüs salgınına karşı çok sayıda hukuk örgütü yaptıkları açıklamada Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulunarak tehlikenin büyüdüğüne dikkat çekti.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyanın dört bir yanına yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında tespit edilen vaka sayısı her geçen gün artıyor. Koronavirüs Türkiye’de de görülmesiyle birlikte hızla yayılırken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün yaptığı açıklamada hasta sayısının 947’ye hayatını kaybedenlerin sayısının ise toplamda 21 olduğunu belirtti.
Koronavirüs salgınında riskli durumda olan cezaevlerinde bulunan binlerce tutuklunun serbest bırakılması için ÇHD İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Katılımcı Avukatlar, Kartal Hukukçular Derneği, Sosyal Hukuk, ÖHD İstanbul Şubesi Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulundu.
“CEZAEVLERİNDE BULUNANLARIN HAYATİ RİSKLERİ ÖNLENMELİ”
Açıklamada, Uluslararası sözleşmeler, AİHS 2 ve Anayasanın 17. maddesi hatırlatılarak yaşam hakkının her şeyin üstünde olduğu vurgulandı. Dünyada ilan edilen pandemide, hijyen, beslenme, sosyal izolasyon ve tıbbi olanaklara erişim hakkının hayati önem taşıdığı belirtilen açıklamada, “Bu çerçevede, çeşitli devletler en büyük risk alanlarından biri olan cezaevlerindeki mahpusların yaşam hakkının korunması için önlemler almakta, tahliyeler gündeme gelmektedir. Hukuk devleti kriterlerinin çok uzağında olan İran’da dahi siyasi mahpuslar dahil olmak üzere onbinlerce kişi tahliye edilmiştir” denildi.
Türkiye’de cezaevlerinde 300 bin civarında tutuklu ve 150 bin çalışan kamu görevlisinin bulunduğu hatırlatılan açıklamada, salgın nedeniyle cezaevlerinde bulunanlarının hayati risklerinin önlenmesi gerektiğinin altı çizildi.
Açıklamada, Meclis başkanlığına sunulan yargı paketindeki infaz indirimi düzenlemesine de değinilerek “anayasal eşitlik ilkesinden ayrılarak siyasi mahpusların kapsam dışında tutulmasına ilişkin yaklaşımlar kabul edilemez. Aslolan; bağımsız olmayan mahkemeler tarafından siyasi muhalifler, hak savunucusu avukatlar, insan hakları aktivistleri, gazeteciler hakkında adil yargılama ilkesine aykırı, infaz nitelikli siyasi yargılamaların devasa haksız sonuçlarının ortadan kaldırılmasıdır”denildi.
“CEZAEVİNDE OLAN RİSK GRUBUNDA OLANLAR TAHLİYE EDİLMELİ”
Açıklamada, koronavirüs salgında cezaevlerinde 300 bin tutuklu ve 150 bin cezaevi çalışanının olduğu belirtilerek, sağlıklı yaşam hakkının korunması için alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
• Virüsün etkisi bakımından yüksek risk grubu içerisinde en dezavantajlı pozisyonda olan astım, böbrek ve şeker hastalıkları gibi kronik hastalıkları olanlar; açlık grevindekiler; çocuklar, hamile ve çocuklarıyla birlikte hapishanede kalmak zorunda kalan kadın tutuklular ile 40 yaşın üzerindeki tutukluların öncelikli tahliyeleri sağlanmalıdır.
•Tutukluluk durumunun ceza değil tedbir olduğu gözetilerek, tutuk halinin bir son çare olarak kabulu ile, mesleklerini icra ettikleri için tutulan hak savunucusu avukatlar, politik gerekçelerle cezaevlerinde tutulanlar koşulsuz olarak, diğer tüm tutuklular, gerektiği takdirde başkaca adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakılmalıdır.
•Hükümlüler, salgınla ilgili tedbir mahiyetinde infaza ara verme uygulaması ile ve adli denetim mekanizmaları etkin kullanılarak tahliye edilmelidir. Hali hazırda cezaevlerinde yaşam ve sağlık hakkının korunması için yeterli ve dengeli beslenme ihtiyacı karşılanmalı, cezaevleri düzenli olarak dezenfekte edilmeli, hijyen ve sağlık hakkı gecikmeksizin sağlanmalıdır.