ÇHD davası sürüyor. Savcılık verdiği mütalaada 8 yıldır devam eden yargılamada 450 yıl hapis cezası istedi. Kozağaçlı ve Timtik'in tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı Ocak ayına erteledi.
ÇHD davası sürüyor. Mahkeme başkanı deliller toplanmadan mütalaa verilmesine tepki gösteren avukatların savunmalarına müdahale ederek sık sık sözlerini kesti. Öte yandan, savcılık verdiği mütalaada 8 yıldır devam eden yargılamada 450 yıl hapis cezası istedi. Kozağaçlı ve Timtik'in tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı Ocak ayına erteledi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, avukat Barkın Timtik'in de aralarında olduğu 19 avukat hakkında "örgüt yöneticisi olmak", "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla açılan davanın 4'üncü duruşması, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Kapalı Hapishane Yerleşkesi'nde görüldü. Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik ile avukatları salonda hazır bulundu. ABD, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya'dan çok sayıda avukat da duruşmayı izledi.
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada mahkeme heyeti, celse arasında iddia makamının sunduğu mütalaayı paylaştı. Mütalaada, Kozağaçlı ve Taylan Tanay hakkında "örgüt yöneticisi olmak" ve "zincirleme örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla ceza istedi. Mütalaada, Barkın Timtik hakkında "örgüte üye olmak" ve "zincirleme örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla ceza talep edildi. Diğer avukatlar hakkında da benzer suçlamalardan ceza istendi.
'YARGIÇ VE SAVCILAR NE DİYE VAR'
Duruşmada söz verilen Kozağaçlı'nın avukatı Fehmi Demir, müvekkilinin daha önce tutuklandığını ve sonrasında serbest bırakıldığı gün "örgüte üye olmak" iddiasıyla tekrar tutuklandığını anımsattı. Demir, doğal bir yargılama sürecinin olmadığını belirtti. Demir, "Mahkeme hukuka aykırı davranmıştır. Ayrıca defalarca iddiaların da mükerrer olduğunu ifade ettik" dedi. Kozağaçlı aleyhinde tanıklık eden İsmet Özdemir'in yetkisi olmamasına rağmen polis tarafından dinlendiğini aktaran Demir, bu şekilde birçok tanığın dosyada olduğunu ve mahkeme tarafından dinlenmesini istedi. Dosyada bulunan "Hollanda-Belçika" belgelerine değinen Demir, bu belgelerin polis tarafından "istinabe" yoluyla aldığı iddiasının olduğunu kaydetti. "Bu belgeler A4 kağıtlar şeklinde duruyor. Polis mahkeme yerine istinabe yolluyla bu belgeleri alıyorsa, bizlere 'polise güvenin' deniliyor. Polis bunları yapacaksa yargıç ve savcılar ne diye var?" diye sordu.
Demir, iddia makamının sunduğu mütalaaya da değinerek, "4 sayfalık mütalaada 450 yıl isteniyor. Ayrıca yargılama 8 yıldır devam ediyor. Daha önceki tutuklama ve gözaltı işlemlerine Kozağaçlı kendi ayağıyla gitti. Böyle bir örgüt veya yönetici olabilir mi? Böyle biri hakkında savcının istediği tutukluluk halini de ironik buluyorum" diye kaydetti.
TALEPLER DİNLENMEDEN MÜTALAA VERİLMESİNE TEPKİ
Avukat Serenay Ballıkaya, iddia makamının talepleri dinlemeden mütalaa sunmasına tepki gösterdi. İddia makamının tanık ifadeleri üzerinden mütalaasını sunduğunu ve bunun yanlış olduğuna dikkati çeken Ballıkaya, "Dosyada yer alan İsmet Özdemir verdiği bir ifadesinde, 12 yaşından beri MİT'te Yardımcı İstihbarat Görevlisi olarak çalıştığını paylaşıyor. Bu görev esnasında kendisine bazı görevlerin verdiğini aktarıyor. Bu görevlerden bazılarını paylaşmak istiyorum; Bu kişi ifadesinde istihbarat tarafından kendisine 'KAOS Timi' kurulmasını istediğini ve bazı kişilerle bu timi kurduğu söylüyor. Bu timle Alevi bir dedeyi öldürme, CHP'nin bir ilçe başkanını öldürmeyi amaçladıklarını bu tür görevlerin kendisine verildiğini aktarıyor. Ayrıca Bahçelievler'de bir polisi de öldürdüklerini kabul ediyor. Cesedinin üzerine de örgütün kaos yaratmaya çalıştıklarını paylaşıyor" diye konuştu. Ballıkaya, söz konusu kişinin araştırılmasını ve mahkemede dinlenmesini talep etti.
MAHKEME BAŞKANI AVUKATLARIN SÖZÜNÜ KESTİ
Avukat Hamza Çiftçi, yargılamanın adil olmadığını vurguladı. Çiftçi, "Bu dava hukuksuzluk ve usulsüzlük yönünden koşar adım ilerliyor" dedi. Mahkeme başkanı bunun üzerine Çiftçi'nin sözünü, "Fazla vaktimiz yok. Talebiniz varsa söyleyin" şeklinde kesti.
Çiftçi, davanın iktidarın talimatı doğrultusunda açıldığına işaret ederek, "Burada onlarca avukat var. Bu avukatlara mı yoksa şizofren olduğunu söyleyen bir tanığın ifadelerine mi itibar edilecek? Dijital materyallerden söz ediliyor. Bu materyaller neden dosyaya konulmuyor? Bu dava, avukatlık mesleğinin onurunu, hukukun üstünlüğünü yok sayan bir davadır" diye belirtti.
'5 DAKİKA SAVUNMA YAPMAMIZA İZİN VERMİYORSUNUZ'
Mahkeme başkanın savunmalara müdahale etmesi avukatların tepkisine neden oldu. Avukatlar, "Yıllarca içeride tutuğunuz insanlar için 5 dakika savunma yapmamıza izin vermiyorsunuz" diyerek tepki gösterdi.
'DOSYADA HUKUKA DAİR BİR ŞEY YOK, KUMPASTIR'
Tutuksuz yargılan Nazan Betül'ün avukatı Fatih Gökçe, mahkeme başkanının "kısa kesin" sözlerine tepki gösterdi. Gökçe, "Sadece tutuksuz yargılan 9 kişi hakkında en az 46 yıl ceza istiyorsunuz. Üzerine de bize kısa kesin diyorsunuz. Dosyaya gelince bunun açık bir kumpas olduğu ortada. Mesela delil olarak dosyada yer alan birçok delilin aslı dosyada yer almıyor. Bu 'delilleri' ortaya çıkaran polisler nerede? Dosyayı hazırlayan savcı Adem Özcan kim ve nerede, hakimler nerede? Özcan, FETÖ'den tutuklu bulunuyor. Aynı zamanda Hakan Fidan'ı ifadeye çağıran kişidir. Hükümete darbe teşebbüsünde bulunan biri. Kısacası savcı 'terör örgütüne üye olmak' nedeniyle şu an cezaevinde bulunuyor. Bütün bunlar ortadayken yargılama nasıl yapılabilir? Tekrar ediyoruz, bu dosyada hukuka dair bir şey yok, kumpastır" dedi.
'SAVUNMA MAKAMINA KISA KESİN DEMEYİN'
Avukat Kemal Aytaç da mahkeme başkanına sert tepki gösterdi. Ertaş, "Kısa kesmeyen ve uzatan kim? Sürekli hakimi, savcısı değişen bir dava var. Bizim derdimiz dağları aştı. Bu yüzden uzatan biz değil, bu mahkemenin kendisidir. Tek bir talebimiz dahi kabul edilmiyor. Neden? Uzamasını istemiyorsanız, iki tane talebimizi kabul edin. Barış bu şekilde, bizi dinleyerek sağlanır. Savunma makamına kısa kesin demeyin" diye kaydetti.
Duruşma, bir saatlik aranın ardından avukat savunmalarıyla devam etti.
MÜTALAAYA KARŞI KOZAĞAÇLI SÖZ ALDI
Avukatların talepleri ardından mahkeme heyetinin verdiği bir saatlik aranın
ardından devam eden duruşmada, iddia makamı tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mütalaaya karşı söz alan Kozağaçlı, savcının mütalaayı kopyala-yapıştır şeklinde hazırladığını ifade etti.
Daha önce kendisini tutuklatan savcı Adem Özcan'ın "ruh halinin" kopyalandığını dile getiren Kozağaçlı, "Adem Özcan döneminde mahkeme talepler için kime yazacaktı? TÜBİTAK'a yazsa başkanı cemaatçiydi. Adli Tıp Kurumu (ATK) yazsa başkanı Haluk'da cemaatçiydi. Bilirkişi ve polis de cemaatçiydi. O 'yazmam, gerek yok nasıl olsa herkes benden' demiş olsaydı anlardım. Siz niye talepleri reddediyorsunuz?" diye savcıya sordu.
KOZAĞAÇLI: SUÇLAMA KONUSU YAPILAN 'BELGELER' NEREDE?
Savcının mütalaasına esas olarak aldığı belgelerin olmadığını söyleyen Kozağaçlı, "Kovuşturmanın genişletilmesini istiyoruz, delil uyduruyorsunuz, suç işliyorsunuz diyoruz; siz dosyanın esasına etki etmez diyorsunuz. Suç işliyorsunuz. Hollanda - Belçika belgeleri diye bir şey yok. Adli istinabe diye bir kurum yok. Adem talep etmiş, Adem'in yanında yatan başka bir hakim kabul etmiş. İddia olan belgeleri alanlar ya içerde ya da kaçmış. Hollanda/Belçika belgelerini almaya giden polisler harcırahı yiyip dönmüşler benim anladığım. Tutanakta imzası olan polis, 15 Temmuz'da kamuflajlı kıyafeti ile Emniyetin önünde ZPT'nin içinden gözaltında alındı. Adam Emniyeti teslim almak üzere gitmiş" diye konuştu.
'EBRU SİZ ONU BU BÖYLE YARGILAMAK İSTEDİĞİNİZ İÇİN ÖLDÜ'
Bu kişilerin ve dosyada yer alan tanıkların dinlenmesi gerektiğini ifade eden Kozağaçlı devamla "Dinlemek zorundasınız, dinlemeyecek misiniz? Yasadışı iş yapmış olursunuz. Bizi yasadışı iş yapmakla suçluyorsunuz, siz yasadışı davranırsanız, burası bir mahkeme olmaktan çıkar o halde. Ebrumuz en son bu salonda konuşmuştu, 'bize böyle davranamazsınız' demişti. Ben 5 yılı aşkındır tutukluyum. Dava açabilirsiniz, tutuklayabilirsiniz ama bu şekilde yargılayamazsınız. Ebru bu yüzden öldü, siz onu böyle yargılamaya kalktığınız için" diye belirtti.
'YARGILAMANIN AMACI BU ZATEN AVUKATLIĞI HİZAYA ÇEKMEK'
Daha sonra söz alan Barkın Timtik ise avukatlarının sözlerinin kesilmesine tepki gösterdi. Timtik, "Bu yargılamanın amacı bu zaten, avukatlığı hizaya çekmek, başka şekilde yapılması gerektiğini kabul ettirmeye çalışmak. Bunu hiç kimse yapamaz. Siz de yapamazsınız, Yargıtay da yapamaz. Tutuk devam kararı bana dün tebliğ edildi. Dün tebliğ ettiğiniz tutuk devam kararı üzerine bugün tutukluluğa dair ne söylememizi bekliyorsunuz. Tutuk devam kararında gerekçe olarak 'sanık savunmaları' deniyor. Ne dedik ki, bunu gerekçe yapıyorsunuz? 'Halkın Hukuk Bürosu avukatı değilim' dememizi mi bekliyorsunuz? Böyle dersek mi bırakacaksınız. Halkın Hukuk Bürosu'nda staj yaptım, orada avukatlık yaptım, ömrümün sonuna kadar da orada olacağım" dedi.
'EBRU TİMTİK NEDEN ÖLDÜ?'
Timtik, "adil yargılanma" talebiyle girdiği ölüm orucunda yaşamını yitiren ablası Ebru Timtik'i hatırlatarak, kovuşturmanın genişletilmesi, tanıkların dinlenmesi ve delil olarak sunulan belgelerin bulunmasını istedi. Timtik, şunları söyledi: "Biz burada neden yargılama yapılmasını istiyoruz biliyor musunuz? Çünkü bu yargılama benim ablamın canını aldı."
TALEPLER KISMİ OLARAK ARAŞTIRILACAK
Savunmaların ardından mahkeme, dosyada yer alan ve delil olarak sunulan "Hollanda-Belçika Belgelerinin" aslının imajını, daha önce ifade veren tanıkların ifadelerinin istenmesine karar verdi. Mahkeme, ayrıca istihbarat üyesi olduğu iddia edilen İsmet Özdemir'in istihbarat üyesi olup olmadığının araştırılmasını istedi. Kozağaçlı ve Timtik'in tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, bir sonraki duruşmayı 5-6-7 Ocak 2022 tarihine erteledi.