CHP Genel Başkan Yardımcıları Altıok ve Ağbaba, Grup Başkanvekili Özel ile İstanbul Milletvekili Tanrıkulu, 28 belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili değerlendirmeyi Diyarbakır'da yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcıları Zeynep Altıok ve Veli Ağbaba, Grup Başkanvekili Özgür Özel ile İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 28 belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili değerlendirmeyi Diyarbakır'da yaptı.
CHP'li Grup Başkanvekili Özgür Özel, kayyum atanmasıyla ilgili AKP'nin meclise teklif ettiğini ancak daha sonra geri çektiğini belirterek, "Burada siyasi bir kalpazanlık, siyasi bir evrakta sahtekarlık, Meclis'in iradesine karşı Saray'da yapılan bir toplantıyla doğrudan Meclis'in iradesine darbe yapmak vardır" dedi.
‘FETÖ İLE EN ÇOK İLİŞKİLİ OLAN KURUM AKP'
‘İŞKENCE MEŞRU DEĞİL, USUL BAĞIMSIZ YARGI HAKKIDIR'
Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, sebebi ne olursa olsun, ‘terörle mücadele' konusunda dahi işkencenin meşru olamayacağını belirterek, "Ciddi hak ihlalleri ile karşı karşıyayız, işkence iddialarıyla karşı karşıyayız. CHP olarak, OHAL döneminde ve Meclis'in tatile girdiği dönemde, İnsan Hakları Komisyonu'nun çalışmaya devam etmesi için çağrıda bulunduk. Sebebi ne olursa olsun, terörle mücadele dahi olsa işkence meşru olamaz ve usul bağımsız yargı hakkıdır" diye konuştu.
‘OHAL KHK'SI İLE NASIL KAYYUM ATIYORSUNUZ?'
Grup Başkanvekili Özgür Özel de, OHAL kapsamında çıkarılan kamu hükmündeki kararname ile kayyum atanamayacağını ifade ederek, "Tam gününde ve yerindeyiz. 15 Temmuz'da toplumun tüm kesimleri, parlamentonun tüm partileri hep birlikte darbeye karşı direnmiş, irade koymalarına karşın, geldiğimiz noktadan, kendi sivil darbesini her geçen gün biraz daha oturtan AKP, son dönemlerde 2 adım daha attı. Bu adımları OHAL ve KHK'lar ile yapıyor. Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekir; 1991'deki 2 kararı ve 2003'teki bir kararı ile Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın OHAL ilan edildiğinde, hükümete KHK çıkarmak için verdiği yetkiyi, kendi yetkisi açısından incelenebilir ve sınırlandırılabilir bulmuştur. İçerik bir değerlendirme yapamamakla birlikte OHAL yetkisinin OHAL'in gerekli kıldığı veya OHAL'i ilan etmenizdeki gerekçenizde sınırlı olduğunu söylemektedir. OHAL sırasında çıkarılacak KHK'lar OHAL süresiyle ilgili düzenlemeler yapar. OHAL tüm ülkede ilan edildiği için bununla ilgili sorun yok. Ama yapılan tüm düzenlemeler, memuriyetten atma gibi bir kişinin geleceğinin tamamını etkileyecek bir düzenlemeyi OHAL'in KHK'sı ile yapamazsınız. Bu doğru değil. OHAL'in gerekli kıldığı durum diye Meclis'e sunduğunuz gerekçe, Fethullahçı Terör Örgütü'yle mücadele etmek. Bunu yaparken biraz önce ifade edilen dünya görüşüne, FETÖ ile taban tabana zıt öğretmenleri, memurları görevden uzaklaştırmalarının FETÖ ile ne gibi bir bağlantısı var? Bugün görevden alınan, kayyum atanan belediyelerin 4 tanesinin FETÖ ile ilgili olduğunu söylüyorsunuz. Oradaki yetki de tartışılır ama geri kalanın FETÖ'cü olmadığını siz de söylüyorsunuz. Ve buna OHAL KHK'sı ile nasıl kayyum atıyorsunuz?" diye konuştu.
‘MECLİS'İN İRADESİNDE DOĞRUDAN DARBE'
AKP'nin KHK'lar ile ilgili 16 Ağustos tarihinde teklif verdiğini ancak 20 Ağustos tarihinde de bu teklifi çektiğini hatırlatan Özel, bunun siyasi kalpazanlık ve siyasi olarak bir evrakta sahtekarlık yapmak olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Ayrıca bugün hükümetin kullandığı kayyum atama yetkisi 20 Ağustos günü AKP'nin önergesini, 4 parti oy vererek, uzlaşmayla yasa teklifinden çıkarılmıştı. Yani, bir milli irade varsa, bütün milletvekilleri kayyum atama yetkisini yasadan çıkardı. Yani Meclis'in iradesi, yani belediyelere kayyum atama yetkisini o gün uygun görmedi. 2 Eylül günü Resmi Gazete'de şunu yayınladılar, 'biz 16 Ağustos günü, Saray'da toplanmıştık, o gün bunu Kanun Hükmünde Kararname'ye koymuştuk.' 16 Ağustos günü koymuşsanız, 20 Ağustos'ta niye Meclis'e teklif edip, sonra geri çekiyorsunuz? Burada siyasi bir kalpazanlık, siyasi olarak bir evrakta sahtekarlık, Meclis'in iradesine karşı Saray'da yapılan bir toplantıyla doğrudan Meclis'in iradesine darbe yapmak vardır. Bunun bir kez daha vatandaşımızın dikkatine sunuyoruz. Burada kullanılan yetki, Recep Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta ortaya koyduğu, 2011-2013 Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na AKP'nin önerilip, o masanın dağılmasına sebebiyet veren başkanlık sistemindeki başkanlık kararnamesidir. Meclis'in yasa çıkarmadığı konularda, 'başkan kararname çıkarır ve bu kanun hükmündedir' dediler. Bu yüzden o masalar dağıldı."
‘KULLANILAN TÜM YETKİ AŞIMLARINI ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞIYACAĞIZ'
FETÖ ile mücadelede tespit edecekleri tüm yetki aşımlarını Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını ifade eden Özel, AKP'yi önce kendi seçmenlerine, daha sonra da tüm Türkiye'ye şikayet edeceklerini söyledi. Özel, "Bu yüzden Türkiye'de şu anda başkanlık hayallerine karşı toplumun önemli bir kesimi karşı çıkıyor ve Anayasa'da olmayan, ülkemizde olmayan bir yetkiyi fiilen kendi yetkilerini bilmeyen, adeta kendisi kayyum olarak atanmış bir Başbakan'ın eliyle bunları Saray'a toplayarak, olmayan yetkisiyle birtakım şeyler çıkarıyorlar. Bunlar Resmi Gazete'de yayımlanınca bunu resmi olduğunu düşünüyorlar. Burada kullanılan yetki aşımının tamamını Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Bunlar hukuki değildir, insani değildir, vicdani değildir. Bu yapılan uygulamalar, 14 bin öğretmeni başka bir terör örgütüyle ilişkisi olduğu iddiasıyla askıya alınmasının FETÖ ile mücadele konusuyla alakası yoktur, bu bambaşka bir konudur. Bu konuda elinde delili olan, bugüne kadar niye beklemiştir? Bu öğretmenler çağdaş, laik, solcu çeşitli mezhep ve etnisitelerde ama AKP'li olmayan öğretmenlerdir. Ortak tek tarafları budur. Kanunu kim yapıyor hükümet, kanun hükmünde kararnamelerle. Genelkurmay Başkanı üniformasıyla 3 milyon kişiyle miting yapıyor. 100 bin kişi memuriyetten çıkarıldı, 20 bin kişiyi hapishanelere tıktılar. Belediye başkanları yerine kaymakamları kayyum atıyorlar. Darbenin başarısız olduğunu ikna edebilir misiniz? 15 Temmuz'da halkın hep birlikte püskürttüğü darbecileri bugün gelinen noktada darbeyi fırsata çevirerek, bir sivil darbe yapan AKP ile Saray darbesiyle karşı karşıyayız. Demokratik bir seçim yaparak, onlara oy veren seçmenlere şikayet ediyoruz daha sonra tüm Türkiye'ye şikayet ediyoruz" ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bugün yapılan kayyum ve atamaların, 12 Eylül darbesinin yaşandığı ilk günle farksız olduğunu kaydederek, "12 Eylül askeri darbeyi Diyarbakır'da yaşamış biri olarak söyleyelim, o dönemde de bu sabah uyandığımız gibi belediyelere kayyum atandı. Hukuksuz davranmış vatandaşları sağduyuya davet ediyorum, yargı yoluna başvuracağız. CHP olarak Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağız. Bunları yaşamış tüm vatandaşlarımızı dayanışma içerisinde mücadele etmeye davet ediyorum" dedi.(kaynak: Birgün)